Perşembe, Eylül 25, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Sosyal Medya: Etkisini Biliyor Muyuz?

Zamanımızın en çok geçtiği yer artık evimiz değil, iş yerimiz değil veya arkadaşlarımız, ailemiz değil. Zamanımızın en çok geçtiği yer telefonumuz. En çok bilgiyi öğrendiğimiz ve en çok zehirlendiğimiz yer de öyle.

Bir bilgiyi kaydırarak öğrenebiliyoruz, doğruluğundan emin olmadan konu hakkında konuşabiliyoruz. Aslında ne kadar yanlış konuşuyoruz. İnanarak ve yanlış konuşmanın bedelini nasıl ödüyoruz peki? Manipüle olarak.  

Sosyal medyanın hepimizi olumlu veya olumsuz yönde etkilediğini kabul etmemiz gerekir. Düşüncelerin uçuştuğu, herkesin fikirini özgürce söylediği bir yer olarak kabul edilen sosyal medya bir o kadar da zararlı içeriklere sahiptir. Herkese uymayan tarifler, gelişigüzel söylenmiş sözlerin insanları ne kadar inciteceğini veya ne kadar inanıp uygulayacaklarını bilemeyiz. Bu konuda pastadan en çok pay alan bölüm psikoloji bölümüdür. İnsanı en çok etkileyen ve inanmaya çok meyilli olduğumuz psikoloji alanında söylenen sözler mevcut. Kişilerin psikolojik tanımları duyup kendilerinde tanı koyma alışkanlığı oluşmaya başladı. O tanıya sahip olmasa bile kendinde o tanının özelliklerini görmeye çalışması kendini manipüle etmesine yol açmaktadır. Günlük konuşmalarda fark edersiniz, “bende bu özellik var” diyerek insanlar kendilerini açıklama yoluna gitmektedir. Bu durum kişileri bir terapi almaya yönlendiriyorsa, emin olmaları için, doğru bir şekilde kullanılıyordur. Ancak terapi almak yerine sadece bu duruma inanıp yaşam şekillerini kendilerine koydukları tanı ile değiştiriyorlarsa günlük işlevlerinde bozulmalar meydana gelebilir. Zehirlenme tam olarak burada başlar. Kişinin davranışlarını değiştirme, ilişkilerinde bozulma meydana getirme gibi durumlar söz konusu olmaktadır.

Sosyal Medya ve Bağlanma Stili: İlişkisel Çelişkiler

Sosyal medya insanların birbirleriyle olan bağını geliştirmektedir. Günümüzde herkes ilkokul hatta anaokulu arkadaşını bile kolaylıkla bulabilmektedir. Bu durumun kişinin ilişkilerini güçlendirdiği bir gerçektir. Ancak aynı zamanda beraber vakit geçirmeyi de bir o kadar zorlaştırmaktadır. Dışarı çıktığınızda sosyal medyanızı kontrol etmeden kaç dakika durabiliyorsunuz? Bu soruya yarım saatten uzun derseniz kocaman bir tebriği hak ettiniz demektir. Ne yazık ki toplumun büyük çoğunluğu için bu durum geçerli değildir. Her anını paylaşan insanlar veya paylaşanları birbirine gönderen insanlar telefonunu devamlı kontrol etme ihtiyacı hisseder. “Cevap gelmiş mi, acaba benim kadar güldü, bu sözü beğenir mi veya bu fotoğrafı atayım mı” sorularını istemsizce düşünüyorsanız, üzülerek söylemeliyim ki sizde bir bağımlısınız. Bunun haberleşme çağı için çok kötü bir durum olduğunu iddia etmiyorum tabi ki ancak çok yararlı olduğunu da düşünmeyenlerdenim. İlişkisel güçlenme yaşarken ilişkisel kaygılanma da yaşamaya meyilli olduğunu düşünüyorum bu insanların. Özellikle kişinin altyapısında düşündüğü gibi bir kaygı yapısı varsa bu durum biraz daha zorlayıcı olabilir. Bağlanma stillerinden kişilik yapısına kadar farklı şekillerde bu durum açıklanmaya çalışılmıştır. Onaylanma ihtiyacı, çekingen bağlanma gibi yapılara sahip bireyler sosyal medyanın içerisinde kendine farklı bir kişilik oluşturup sahip oldukları yapıyı görmezden gelmeye çalışabiliyorlar. Ancak karşılarına çıkan tek bir görsel kişileri farklı açılardan etkileyip yaralayıcı olabiliyor. Özellikle paylaşılan ve ortak yaşantıyı işaret eden durumlar kişilerin olumsuz yönde ilerlemesine yol açabiliyor.

Yanlış Bilgiler ve Bağımlılık: Sosyal Medyanın Karanlık Yüzü

Bütün bunların yanında günlük bilgileri almak için yararlı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Sevdiğiniz dizinin fragmanını takip etmek, yeni filmlerden haberdar olmak, alışveriş yapmak hatta yeni insanlarla tanışmak için aktif kullanılan platformlardır. Bunları yaparken bile bilginin güvenirliğinden emin olmamız gerekir. Yeni filmlerin güvenirliğinden bahsetmiyorum. Yeni insanlarla tanışmakın güvenirliğinden veya alışveriş yaparken ürünün güvenirliğinden emin olmamız gerekir. Gerçek anlamda haberleşmenin ve bilgi paylaşımının yanı sıra zarar verecek nitelikte insanlarla karşılaşabiliriz. Hayattan bilgi almak için kendi hayatımız hakkında çok fazla bilgi verme hatası insanları sonu olmayan bir yola sürükleyebilir.

Sonuç: Etkimizi ve Sorumluluğumuzu Unutmamalıyız

Bütün bu söylediklerim farklı örneklerle veya konu başlıklarıyla genişletilebilir, kişiler üzerinden örnek verilebilir ve bu konu üzerine saatlerce konuşulabilir. Herkes bu konuda farklı fikirlere sahip. Bu durum aslında hepimizin ne kadar konuya hakim olduğumuzu, çünkü en çok kullandığımız alan olduğunu gösteriyor. En aktif ve bilgili olduğumuz alan konusunda fikirlerimizi özgürce söyleme yetkinliğine sahibiz. Ancak bunu yaparken her kesimi düşünmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Tek bir cümle bir kişiyi olumlu veya olumsuz şekilde etkileyebilir. O kişinin hayatını değiştirebilir veya kaydırıp geçmesine yol açabilir. Kendimize güvendiğimiz alanlarda ilerleme sağlarız. Etkimizi hiçbir zaman bilemeyiz. Bir insanın hayatına olumlu olarak bir şeyle katarken olumsuz olarak bir şeye yol açma ihtimalimizi hiçbir zaman unutmamalıyız.

Sıla Satılmış
Sıla Satılmış
Sıla Satılmış, lisans eğitimini psikolojik danışman olarak tamamladı. Çalışma psikolojisi ve insan kaynakları üzerine yüksek lisans eğitimini devam ettirmektedir. Bireysel psikolojinin yanı sıra örgüt psikolojisinin etkili olduğunu düşünen Sıla, yazılarını geniş bir çerçeve içerisinde devam ettirmektedir. Yazdığı yazılar ile geniş bir kitleye hitap etmekte ve ilgi çeken konulara değinmenin öneminin farkındadır. Travma ve yas, güncel konular, özgül farklılıklar, kişisel gelişim gibi konularda yazılar üreterek okuyan herkesin hayatına dokunmayı amaçlamaktadır. İnsanların düşünce yapılarını incelemeyi ve hayal gücünü kullanarak yazılar yazmayı kendisine misyon edinmiştir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar