Bazen kendimizi hasta hissettiğimizde, belirtilerimizi Google’dan aratarak hastalığımıza bir isim koymaya, onu tanılamaya çalışırız. Bazen ise bu belirtilerle o kadar çok haşır neşir olur ve onları büyütürüz ki adeta pireyi deve yaparız. Bu belirtiler kişiden kişiye, rahatsızlığın sıklığı ve şiddetine göre değişkenlik gösterebilir. Bu makalede somatik belirtileriyle sıkça ilgilenen, sürekli ağrılarından/acılarından bahsedip bu durumdan yakınan, öksürse kendisine “Kanser miyim acaba?” sorularını soran bireylerden, yani Şiddetli Sağlık Kaygısı’na sahip bireylerden bahsedilecektir.
Peki Nedir Bu Sağlık Kaygısı?
Sağlık Kaygısı, bireyin bedeniyle ilgili duyumları yanlış yorumlayarak ciddi bir fiziksel hastalığı olduğunu düşünmesi ve bu duruma yönelik anksiyete yaşaması ile duruma ilişkin aşırı ilgi duymayla karakterize bir durumdur (Asmundson ve ark., 2010; Melli ve ark., 2016). Birey, tıbbi olarak değerlendirilse bile fiziksel sağlığıyla ilgili yoğun bir endişe ve herhangi bir hastalığa yakalanma korkusu yaşar (APA, 2013; Rachman, 2012). Düşük düzeydeki sağlık kaygısı bireyi erken tanılar için harekete geçirir ve sağlığını korumak için tedbirler almaya yönlendirirken, yüksek düzeydeki sağlık kaygısı bireyin işlevselliğini bozabilir ve sağlık ile ilgili daha fazla harcama yapmasına neden olabilir (Asmundson ve ark., 2012; Karapıçak ve ark., 2012). Mesela birey; hastane kontrollerine daha çok gidebilir ve acile daha fazla yatabilir. Bu durum bireyi ekonomik olarak zorlarken, vaktinin de bunlarla harcanmasına sebebiyet verebilir.
Sağlık kaygısı, DSM-IV’te Somatoform Bozukluğu kategorisindeki hipokondriazisin duygusal boyutunda yer almaktadır. Bununla birlikte davranışsal boyutunu “kaçınma” ve “onay arayıcılık” oluştururken, “hastalık inancı” ya da “hastalık kuşkusu” bilişsel boyutunu oluşturmaktadır (Starcevic ve Noyes, 2014). DSM-5’te ise hipokondriazis tanısı yer almamakta, bunun yerine “Somatik Belirti Bozukluğu” bedensel belirti bozukluğu ve hastalık kaygısı bozukluğu olarak ikiye ayrılmaktadır (APA, 2013). Yoğun sağlık kaygısına eşlik eden bedensel yakınmaların olması “Bedensel Belirti Bozukluğu” tanısına, bedensel yakınmaların olmayıp yoğun sağlık kaygısının olması “Hastalık Kaygısı” tanısına götürebilir (American Psychiatric Association Division of Research, 2013).
Sağlık kaygısının ortaya çıkmasında pek çok faktör vardır. Bunlar; bir yiyeceğin zararlı olduğuyla ilgili haber okuma, bulaşıcı hastalıklarla ilgili rahatsızlık verici bilgiler
1
Bengü İMİRHOR-Klinik Psikoloji
edinme, sağlıkla ilgili huzursuzluk verici detaylar öğrenme olabileceği gibi bu bilgilere medya, reklamlar, aile ve arkadaşlar yoluyla maruz kalmak kaygının artmasında etkili olabilir (Rachman, 2012). Aynı zamanda genetik, bağlanma, kişilik ve erken dönemdeki yaşantıların da etkili olduğu bilinmektedir (Starcevic ve Noyes, 2014).
Tedavisinde Nasıl Bir Yol İzlenebilir?
Sağlık kaygısı, kaygı bozuklarında kullanılan bilişsel davranışçı müdahalelerin kullanılmasıyla tedavi edilebilir. Sağlık ile ilgili olumsuz düşünce ve inançların belirlenmesi, psikoeğitim verilmesi, bireyin kendini izlemesi, davranışsal deneylerin planlanması, bireyin hastalıkla ilişkili durumlara maruz kalması uygulanabilecek yöntemlerdendir (Salkovskis ve ark., 2003). Bununla birlikte bu rahatsızlık, bazı psikopatolojilerle eş zamanlı olarak ortaya çıkabilir. Örnek olarak, depresyon ile ortaya çıktığında hangi rahatsızlığın daha önce tedavi edilmesi gerektiğine doğru bir şekilde karar verilmelidir.
Sonuç
Bazen bedenimizde olan olayları abartma eğiliminde olabiliriz. Mesela başımız ağrısa aklımıza bin bir çeşit rahatsızlık gelebilir, beklemediğimiz zamanlarda boğazımız ağrısa olumsuz düşünceler beynimize üşüşebilir. Bu durumun sıklığı ve şiddeti kişiden kişiye değişebilir ancak sağlık kaygısından bahsedebilmek için bireyin işlevselliğinin bozulmuş olması ve yukarıdaki belirtilerin karşılanması gerekir. Şiddetli Sağlık kaygısı, bireyin bedensel duyumlarını yanlış yorumlaması veya bu duyumlarla aşırı ilgilenmesi sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. DSM-IV’te bu rahatsızlık Somatoform Bozuklukları kategorisindeki hipokondriazisin altında yer alırken, DSM-5’te bu rahatsızlığa yer verilmemiş, “Somatik Belirti Bozukluğu” adı altında “Bedensel Belirti Bozukluğu” ve “Hastalık Kaygısı Bozukluğu” olarak ikiye ayrılmıştır. Süreç içinde isminde ve tanımında değişiklikler olsa da tedavisinde bilişsel davranışçı müdahaleler etkili olmaktadır.
2
Bengü İMİRHOR-Klinik Psikoloji
Kaynaklar
American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, (5th ed.). American Psychiatric Publishing.
American Psychiatric Association Division of Research (2013). Highlights of Changes from DSM-IV-TR to DSM-5. 11(4). 10-11. https://doi.org/10.1176/appi.focus.11.4.525
Asmundson, G. J. G., Abramowitz, J. S., Richter, A. A. ve Whedon, M. (2010). Health anxiety: Current perspectives and future directions. Current Psychiatry Reports, 12, 306–312.
Asmundson, G. J. G., Taylor, S., Carleton, R. N., Weeks, J. W. ve Hadjistavropoulos, H. D. (2012). Should health anxiety be carved at the joint? A look at the health anxiety construct using factor mixture modeling in a non-clinical sample. Journal of Anxiety Disorders, 26, 246–251
Karapıçak, Ö. K., Arslan, S. ve Utku, Ç. (2012). Panik bozukluğu, somatizasyon bozukluğu ve hipokondriaziste sağlık kaygısı. Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ve Araştırmalar Dergisi, 1(1), 43- 51.
Melli, G., Carraresi, C., Poli, A. ve Bailey, R. (2016). The role of metacognitive beliefs in health anxiety. Personality and Individual Differences, 89, 80–85.
Rachman, S. (2012). Health anxiety disorders: A cognitive construal. Behaviour Research and Therapy, 50(7-8), 502–512.
Salkovskis, P. M., Warwick, H. C. ve Deale, A. C. (2003). Cognitive-behavioral treatment for severe and persistent health anxiety (hypochondriasis). Brief Treatment and Crisis Intervention, 3(3), 353–367
Starcevic, V. ve Noyes, R. (2014). Hypochondriasis and health anxiety: A guide for clinicians. Oxford University Press.
3