Şema terapi, bireyin erken yaşam deneyimlerinden kaynaklanan duygusal örüntülerin — yani “şemaların” — yetişkinlikteki düşünce, duygu ve davranışlarını nasıl etkilediğini açıklayan bütüncül bir psikoterapi modelidir (Young, Klosko & Weishaar, 2003).
Bu terapi yaklaşımında bireyin iç dünyası, “modlar” olarak adlandırılan farklı ego durumlarıyla temsil edilir.
Bu modlar arasında en belirgin ve duygusal açıdan en kırılgan olanı **“İncinmiş Çocuk Modu”**dur (Vulnerable Child Mode).
Bu mod, bireyin çocukluk döneminde yaşadığı duygusal ihmal, reddedilme, sevgi eksikliği veya güvensizlik gibi deneyimlerin sonucu olarak gelişir.
Evlilik ve yakın ilişkiler, bireyin çocuklukta şekillenen bu duygusal örüntülerinin en yoğun biçimde ortaya çıktığı alanlardan biridir.
Bu nedenle “incinmiş çocuk modu”nun ilişkilerdeki rolünü anlamak, hem bireysel farkındalık hem de sağlıklı ilişki dinamikleri açısından büyük önem taşır.
İncinmiş Çocuk Modunun Kökeni
Şema terapiye göre “incinmiş çocuk modu”, bireyin çocuklukta temel duygusal ihtiyaçlarının karşılanmaması sonucu oluşur.
Bu ihtiyaçlar arasında sevgi, güvenlik, kabul görme, ait olma ve kendini ifade etme gibi unsurlar yer alır.
Örneğin, duygusal olarak soğuk, eleştirel veya ilgisiz ebeveynlerle büyüyen bir çocuk, kendini değersiz veya sevilmeye layık olmayan biri olarak algılayabilir.
Bu algı, ilerleyen yıllarda bireyin ilişkilerinde sürekli onay arama, reddedilme korkusu veya aşırı bağımlı davranışlar şeklinde kendini gösterebilir.
İncinmiş çocuk modu etkinleştiğinde birey, yaşadığı bir olay karşısında çocukluk döneminde hissettiği duygusal acıya geri döner.
Bu genellikle bilinçdışı bir süreçtir.
Eşi tarafından eleştirilmek, ilgisiz davranılması ya da beklentisinin karşılanmaması gibi durumlar, bireyin geçmişteki “görülmeme” veya “önemsiz hissetme” deneyimini yeniden canlandırabilir.
Sonuçta kişi gerçekte bir yetişkin olmasına rağmen, duygusal olarak o eski incinmiş çocuğun yerine geçer.
Evlilik İlişkilerinde İncinmiş Çocuk Modunun Yansımaları
Evlilik, bireylerin en derin duygusal bağları kurduğu ilişki biçimidir.
Bu nedenle, şema modlarının en güçlü biçimde tetiklendiği alanlardan biridir.
İncinmiş çocuk modu, evlilikte sıklıkla şu şekillerde ortaya çıkabilir:
-
Aşırı duyarlılık ve yanlış yorumlama:
Eşin eleştirisi veya ilgisizliği, birey tarafından “sevilmiyorum” ya da “önemsizim” biçiminde algılanabilir.
Bu durum, geçmişteki duygusal acının yeniden yaşanmasına yol açar. -
Duygusal geri çekilme:
Bazı bireyler, incinmiş çocuk modunun aktifleşmesiyle birlikte duygusal olarak içe kapanır ve iletişim kurmaktan kaçınır.
Bu durum, çatışmadan kaçınma ama aynı zamanda duygusal kopukluk yaratma riskini taşır. -
Aşırı tepkisellik:
İncinmiş çocuk modu kimi zaman öfke patlamaları, suçlamalar veya savunmacı tutumlarla kendini gösterebilir.
Bu tepkiler, aslında bastırılmış acının dışavurumudur. -
Bağımlı veya onay arayıcı davranışlar:
Bazı bireyler, eşinin sevgisini ve onayını sürekli olarak test etme eğiliminde olabilir.
Bu, “bırakılma” veya “reddedilme korkusunun” dışavurumudur.
Bu tür davranış örüntüleri zamanla evlilikte duygusal mesafenin artmasına, güven duygusunun zedelenmesine ve karşılıklı anlayışın azalmasına neden olabilir.
Partner Dinamikleri ve Karşılıklı Mod Etkileşimi
Şema terapide önemli bir kavram da mod etkileşimleridir.
Eşlerden birinin “incinmiş çocuk modu” aktive olduğunda, diğer eşin “cezalandırıcı ebeveyn” veya “duygusal olarak kopuk ebeveyn” modu devreye girebilir.
Bu karşılıklı tetiklenme, ilişkiyi sağlıksız bir döngüye sokar.
Örneğin, bir eşin “sevilmeme korkusu” nedeniyle sürekli yakınlık arayışı, diğer eşin bunalmış hissetmesine neden olabilir.
Bu durumda ikinci eş uzaklaştıkça, birincinin incinmiş çocuk modu daha da aktive olur ve ilişki çatışması derinleşir.
Bu tür döngülerin fark edilmesi, terapötik süreçte en kritik aşamalardan biridir.
Çiftler, hangi anlarda “çocukluk modlarının” devreye girdiğini fark ettiklerinde, davranışlarını daha bilinçli biçimde düzenleme şansı bulurlar.
Şema Terapi Perspektifinden İyileşme Süreci
Şema terapide amaç, bireyin “incinmiş çocuk moduna” şefkatle yaklaşabilmesini sağlamak ve bu modun ihtiyaçlarını sağlıklı yollarla karşılamayı öğrenmesidir.
Terapist, “yeniden ebeveynlik” (limited reparenting) yaklaşımıyla bireyin geçmişte alamadığı duygusal desteği simgesel olarak sunar.
Zamanla birey, bu içsel çocuğu yatıştırmayı ve kendine anlayışla yaklaşmayı öğrenir.
Evlilik ilişkilerinde ise bu süreç, partnerlerin birbirlerinin “incinmiş çocuk yanlarını” fark edip onlara karşı empatik bir yaklaşım geliştirmesiyle güçlenir.
Eşlerin birbirlerine duygusal güven ve kabul alanı sunması, geçmişten taşınan kırılgan yönlerin onarılmasını destekler.
Böylece ilişkide duygusal olgunluk ve derin bağlanma sağlanabilir.
Sonuç
“İncinmiş çocuk modu”, bireyin geçmişte yaşadığı duygusal eksikliklerin ve yaralanmaların bugünkü ilişkilerine nasıl yansıdığını anlamak açısından merkezi bir kavramdır.
Evlilik ilişkilerinde bu modun farkında olunmaması;
-
iletişim sorunlarına,
-
yanlış anlamalara,
-
duygusal uzaklaşmaya yol açabilir.
Buna karşın, birey ve partnerin bu modları fark edip empati temelli bir ilişki biçimi geliştirmesi, hem bireysel hem de ilişkisel iyileşmeyi mümkün kılar.
Sonuç olarak, incinmiş çocuk modu yalnızca bireysel terapötik bir kavram değil; aynı zamanda çift ilişkilerinde duygusal farkındalığın ve şefkatin inşa edilmesinde temel bir rehberdir.
Kişi, kendi incinmiş yanına şefkatle yaklaşabildiğinde hem kendisiyle hem de partneriyle daha sağlıklı bir bağ kurabilir.
Bu bağ, geçmişin yaralarını tamamen silmese de, onları dönüştürerek sevginin daha olgun bir biçimde yaşanmasına zemin hazırlar.


