Yas süreci, kayıplarla yüzleştiğimizde hem zihinsel hem de duygusal olarak zorlu bir dönemdir. Yas, her birey için farklı bir deneyim olabilir; acının yoğunluğu, kayıp türüne ve kişinin kişisel dayanıklılık düzeyine göre değişkenlik gösterir. Bir kayıp, insanın iç dünyasında derin izler bırakabilir ve kişiyi duygusal anlamda sarsabilir. Ancak, yas sürecinde kendimize gösterdiğimiz şefkat, iyileşme yolculuğunda çok önemli bir rol oynar. Öz şefkat, acıyı kabul etmemize yardımcı olduğu gibi, bu duyguları işleyebilmemiz ve kendimizi suçlamaktan ziyade merhametli bir şekilde kabul etmemizi sağlar (Neff, 2003).
Öz Şefkat Nedir? Yas Sürecine Katkıları
Öz şefkat, kişinin kendisine anlayış ve nezaket gösterme biçimidir. Dr. Kristin Neff, öz şefkati üç ana bileşenden tanımlar: öz nezaket, ortak insanlık duygusu ve bilinçli farkındalık. Yas sürecinde bu üç bileşen, kayıp yaşayan bireylerin duygusal yüklerini hafifletmelerine yardımcı olabilir (Neff, 2011). Öz şefkatin yas sürecinde en güçlü yanlarından biri, kendine nazik olma ilkesidir. Yas döneminde insanlar, kayıplarını kontrol edemedikleri için sıklıkla kendilerini suçlu hissetme eğilimindedir. Öz şefkat, bu suçluluk duygularının ötesine geçmeyi ve kişinin kendisine yargılayıcı olmadan yaklaşmasını sağlar. Kişi, kaybın ardından “Elimden geleni yapmama rağmen, bu oldu” diyerek, yaşadığı acıyı anlamlandırabilir. Kendine gösterilen şefkat, duygusal rahatlama sunar ve içsel dengeyi bulmasına yardımcı olur (Germer & Neff, 2013).
Yas Sürecinde Yalnızlık ve Öz Şefkat
Yas süreci, yalnızlık duygularını da beraberinde getirebilir. Birey kendini dünyadan izole olmuş, yalnız ve terk edilmiş hissedebilir. Ancak, öz şefkat, bu yalnızlıkla başa çıkmanın önemli bir yoludur. Öz şefkat, kişinin bu duyguları insan olmanın doğal bir parçası olarak kabul etmesine yardımcı olur. Bu yaklaşım, kayıplarla başa çıkmayı kolaylaştırabilir. “Bu duyguyu sadece ben hissetmiyorum, herkes bu tür kayıplarla karşılaşabilir” diyebilmek, acıyı hafifletebilir ve kayıplarla baş etmenin daha sağlıklı yollarını sunar (Gilbert & Procter, 2006).
Bilinçli Farkındalık ve Duygusal İyileşme
Bir diğer kritik bileşen ise bilinçli farkındalıktır. Yas sürecinde, insanlar çoğunlukla duygularını inkâr etmek veya bastırmak isteyebilirler. Ancak bilinçli farkındalık, kişinin acıyı olduğu gibi kabul etmesine yardımcı olur. Duyguların dışlanmadan kabul edilmesi, acının daha rahat işlenmesini sağlar. “Bu duyguyu hissetmek normaldir” diyebilmek, duygusal iyileşmeyi hızlandırabilir (Kübler-Ross, 1969). Farkındalık, kişiye acıyı yargılamadan gözlemleme yeteneği kazandırır, böylece kişi kendini daha özgür hisseder.
Farklı Kayıplarda Öz Şefkatin Rolü
Öz şefkatin yas sürecindeki rolü yalnızca ölüm kayıplarıyla sınırlı değildir. İlişki kayıpları, boşanma gibi duygusal travmalar, kariyer değişiklikleri, sağlık sorunları veya yaşam tarzı değişiklikleri de yoğun bir yas süreci yaratabilir. Öz şefkat, bu kayıplara yönelik tutumu yumuşatabilir. Boşanma sonrası yas sürecinde, kişi genellikle kendini başarısız hissedebilir ve yoğun suçluluk duyguları yaşayabilir. Öz şefkat, bu durumda kişiye kendisini daha merhametli bir şekilde görme fırsatı sunar. Geçmişteki hataları kabul etmek, yeni bir hayat kurma çabasında kendisini cesaretlendirebilmek öz şefkatin sağladığı önemli avantajlardır (Neff, 2003).
Kronik hastalık teşhisi alan bireyler de eski yaşamlarını kaybettikleri için yas sürecine girebilirler. Öz şefkat burada da devreye girer. Birey, sağlığını kaybettiğinde, bu kayıp hayatının geri kalanında büyük bir değişimi işaret edebilir. Öz şefkat, bu tür bir durumda, bireyin kendisine yönelik yargılayıcı düşüncelerini hafifletir. Birey, sağlığıyla ilgili geçmişte yaptığı hatalar konusunda kendini suçlamak yerine, kendisine daha nazik bir tutum sergileyebilir (Germer & Neff, 2013).
Öz Şefkati Geliştirmek için Pratik Yöntemler
Öz şefkatin yas sürecinde rolünü pekiştirmek ve geliştirmek için bazı pratik yöntemler mevcuttur. Bunlardan ilki, şefkatli bir günlük tutmaktır. Hislerinizi yazmak ve nazik bir dil kullanarak kendinizi rahatlatmak, duygusal iyileşmeye katkı sağlar. Kendinize nazik davranma ritüelleri oluşturmak da bu sürecin önemli bir parçasıdır. Sevdiğiniz bir kitabı okumak, doğada yürüyüşe çıkmak, bir banyo yapmak gibi küçük öz bakım ritüelleri duygusal rahatlama sağlayabilir. Aynı zamanda, olumlu içsel konuşmalar yapmak, eleştiriden kaçınarak kendimize destekleyici ifadelerle yaklaşmak da önemlidir. “Ben elimden gelenin en iyisini yaptım ve bundan sonra daha iyi olacağım” gibi ifadeler, öz şefkatin yansımalarıdır (Neff, 2003).
Sonuç: Yas Sürecinde Öz Şefkatin Gücü
Yas süreci, zorlu ve karmaşık bir deneyim olsa da, öz şefkat ile yönetilebilir bir süreç haline getirilebilir. Bu süreçte, öz şefkatin geliştirilmesi, kişinin sadece acıyı hafifletmesine yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda iyileşme sürecinde daha derin bir içsel güç ve dayanıklılık da kazandırır. Öz şefkat, yalnızca başkalarına değil, aynı zamanda kendimize duyduğumuz merhametle ilgilidir. Bu beceri zamanla gelişir ve kayıplarla başa çıkmak için kişiye daha sağlıklı yollar sunar. Yas kaçınılmazdır, ancak bu süreci nasıl deneyimlediğimiz, kendimize sunduğumuz şefkatle şekillenir (Gilbert & Procter, 2006).
Kaynakça
- Neff, K. (2003). Self-compassion: An alternative conceptualization of a healthy attitude toward oneself. Self and Identity, 2(2), 85–101.
- Neff, K. (2011). Self-compassion: The proven power of being kind to yourself. William Morrow.
- Germer, C. K., & Neff, K. D. (2013). Self-compassion in clinical practice. Journal of Clinical Psychology, 69(8), 856–867.
- Gilbert, P., & Procter, S. (2006). Compassionate mind training for people with high shame and self-criticism. Psychology and Psychotherapy: Theory, Research and Practice, 79(3), 353–371.
- Kübler-Ross, E. (1969). On death and dying. Macmillan.