Pazar, Nisan 27, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Neden Normalleşme İhtiyacı Hissediyoruz? Sağlıklı ve Sağlıksız Başa Çıkma Stratejileri

Yaşadığımız zorlu olaylar karşısında hepimiz farklı tepkiler veriyoruz. Bazılarımız için o acıyla kalmak, yüzleşmek, çevremizdekilerden destek almak ve iyileşmek şeklinde devam eden süreç, bazılarımız için hiç deneyimlemedikleri bir yol olabilir. Herkesin acı ile, travma ile başa çıkma yolu farklı olabilir. Kaçabildiği noktaya kadar kaçma, duygularını bastırma, belki çevremizdekilere göstermemek için saklama, o travmatik olayı yok sayma da tercih edilen bir yol.

Bireysel zorlantılar kadar toplumsal düzeyde yaşanan travamalardan da etkileniriz. 6 Şubat depremleri, Grand Kartalkaya’daki yangın, Gazze’deki kıyım, kadın cinayetleri, hayvanların karşı karşıya olduğu zulüm ve haklarını savunmaya çalışırken şu anda içeride olan gençler…

Peki, neden normalleşme ihtiyacı hissediyoruz? Neden yaşadığımız zorluklardan kaçmaya çalışıyoruz? Neden gündemi tutmakta zorlanıyoruz? Hepimizin sistemleri farklı işliyor, ancak bir noktada bu sistem, bizim hayatımızı devam ettirmemiz için çalışmaya başlıyor.

Neden Normalleşme İhtiyacı Hissediyoruz?

İnsan beyni belirsizliğe tahammül edemez ve hep bir “normal” arayışı içerisindedir. Çünkü yaşanan tehlike, kriz, travma anlarında “normal” aslında “güven” de demektir. Evrimsel olarak da insan hep bir güvenlik arayışı içerisindedir ve bu güvenliği sağlayabilmek için nasıl sinir sistemimiz savaş-kaç tepkilerini göstererek vücudumuzda bir homeostaz sağlıyorsa, psikolojik olarak da bu dengeyi kurmak için çeşitli adımlar atmaya ihtiyaç duyar.

Farklı psikoloji ekolleri bu ihtiyacı farklı şekillerde tanımlayabilir. Psikodinamik ekol buna savunma mekanizması derken, bilişsel davranışçı terapistler bu durumu kaçınma davranışı olarak tanımlayacaktır. Temelde iki terim de aynı şeye hizmet eder, kişinin hayatını sürdürebilmesi. Yaşanan zorlu olaylar karşısında sinir sistemimiz, beynimiz, zihnimiz bir kaçış yolu, başka bir deyişle yola devam etme, başa çıkma yolu arar. Vücudumuzda tehlike çanlarını devreye sokan bu travmatik olaylar, beraberinde zihinsel zorlantılar ve bilişsel bir yük de getirir. Bu zorlantılar zihinsel enerjimizi tüketir, bedenimiz de normale dönmeye çalışarak bu yükü hafifletir.

Yaşadığımız zorluklardan kaçmamızın bir başka açıklaması da beynimizin haz arayışı mekanizmasından gelir. Özellikle ilkel beyin yapılarımız zevk merkezli çalışır, yani zevk veren şeylere yönelirken acı verenlerden uzak durur. Örneğin, duygular ile yüzleşmek acı vericiyken, sosyal medyada kaydırmak (doomscroll) haz vericidir ve yaptığımız seçimde zevk verene yönelmemiz pek de şaşırtıcı değildir. O an bize yardımcı olsa da bu davranışlar, uzun vadede kaçınma davranışına dönüşerek asıl sorunların, sağlıksız başa çıkma stratejilerinin sürmesine neden olabilir.

Başa Çıkma Stratejileri

Yaşadığımız zorlu olaylar karşısında hepimiz çeşitli başa çıkma stratejileri geliştirmeye çalışıyoruz. Kimimiz gündemdeki olaylardan bir süre uzaklaşabilmek için saatlerce sosyal medya ekranı kaydırırken, kimimiz sosyal medyayı, haber kanallarını takip ederek yeni gelişmelere hâkim olmaya çalışıyor.

Bu başa çıkma stratejileri, kişiye, duruma ve bağlama göre değişkenlik gösterebilir, aynı yukarıdaki sosyal medyayı kullanma örneği gibi. Aynı strateji bir kişide sağlıklı olurken, başka birisinde sağlıksız olabilir. Burada önemli olan, bu davranışın uzun vadede bizim iyi oluşumuza katkıda bulunup bulunmadığı.

Aşağıda sizin için genel hatlarıyla sağlıklı ve sağlıksız başa çıkma stratejilerini sıralayacağım. Bir göz atarak hangileri sizde var ya da yok, kontrol edebilirsiniz. Bu tarz çalışmaların içsel farkındalığımızı artırmada oldukça etkili olduğunu düşünüyorum. Sağlıksız başa çıkma stratejilerini ağırlıklı olarak kullandığınızı fark ederseniz, belki denemek için kendinize sağlıklı olanlardan birkaç tane seçebilirsiniz. Unutmayalım ki bunları uzun vadede kendi iyi oluşumuza hizmet etmek için kullanıyoruz ve her strateji herkese iyi gelmeyebilir.

Sağlıklı Başa Çıkma Stratejileri

  • Problem Odaklı Başa Çıkma: Sorunun kaynağını bularak çözüm yolları arama. Örneğin, sınav stresi yaşadığınızı düşünüyorsanız, bir çalışma planı hazırlayarak işe başlayabilirsiniz.  
  • Duygu Odaklı Başa Çıkma: Duygularımızla kaçınmadan yüzleşmek ve onları rasyonelleştirmeden fark etmek ve deneyimlemek. Bunu yaparken günlük tutabilir, güvendiğiniz biriyle konuşabilir ya da yoğun duygular deneyimlediğiniz anlarda bunları yazıya dökebilirsiniz.  
  • Destek Arama: Sosyal destek sistemlerini kullanmak bize oldukça yardımcı olacaktır. Destek aldığınız kişi arkadaşınız, aileniz ya da terapistiniz olabilir.  
  • Zihinsel Yeniden Çerçeveleme (Reframing): Olaylara farklı bir açıdan bakabilmek olarak tanımlayabiliriz. “Evet, kötü bir deneyim oldu ama yeni şeyler öğrendim.” cümlesinde iki farklı bakış açısını yakalıyoruz mesela.  
  • Fiziksel ve Zihinsel Rahatlama Teknikleri: Meditasyon, nefes egzersizleri, spor, yürüyüş hem fiziksel hem de zihinsel olarak rahatlamamıza yardımcı olacaktır.

Sağlıksız Başa Çıkma Stratejileri

  • Kaçınma (Avoidance): Sorunu görmezden gelmek, yokmuş gibi davranmak, hatta çoğu durumda ertelemek. Sınav kaygısıyla boğuşurken hiç çalışmamak, “Bakarız, hallederiz” gibi söylemler ile geçiştirmeye çalışmak gibi.  
  • Bastırma/İnkâr: Duygularımızı bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde görmezden gelmek, geri plana atmak. Üzüntümüzü göstermemeye çalışarak sanki hiç üzülmemişiz gibi davranmak, belki de o an rol yapmak olarak görebiliriz bunu gerçek hayatta.  
  • Aşırı Alkol, Madde ya da Yiyecek Kullanımı: Duygusal kaçış için bu yollara yönelebiliriz. Kendinizi kötü hissettiğinizde eliniz çikolataya, alkole ya da sigaraya gidiyorsa, duygularınızı bastırmaya çalıştığınızı söyleyebiliriz.  
  • Saldırganlık/Öfke Patlamaları: Kendi başımıza yönetemediğimiz stresin dışa vurumu olarak bu patlamaları görebiliriz.  
  • Aşırı Kontrol İhtiyacı: Belirsizlik yüzünden hissettiğimiz kaygıyı, çevremizdeki olayları, durumları ya da insanları kontrol etmeye çalışarak önlemeye çalışıyor olabiliriz.

Sonuç

Unutmayalım ki yaşadığımız zorlu olaylar karşısında hepimiz farklı tepkiler verebiliriz. Verdiğimiz tepkilerin farklı olması, sağlıklı ya da sağlıksız başa çıkma stratejileri kullanmamız bizi daha iyi/güçlü ya da daha kötü/zayıf yapmaz. Yaşadıklarımız kolay değil, hemen unutulacak şeyler de değil. Bireysel zorlanmalarımız kadar toplumsal travmalardan da etkilenmemiz oldukça normal.

Sermin İrem Akbayrak
Sermin İrem Akbayrak
Psikolog Sermin İrem Akbayrak, çocuk, ergen ve yetişkin danışanlar ile bireysel terapi hizmeti vermenin yanı sıra psikoloji alanı ile ilgili yazılar kaleme almaktadır. Lisans eğitimini psikoloji üzerine tamamlayan Akbayrak, üniversite hayatı boyunca pek çok farklı klinikte staj yaparak alana dair deneyim kazanmış, gönüllülük çalışmalarını sürdürerek dezavantajlı çocuk grupları ile temas etme fırsatı yakalamıştır. Yoğun bir lisans eğitiminin ardından klinik çalışmalarını sürdürmek üzere eğitimler almaya devam eden Akbayrak, bu uzun mesleki öğrenme yolculuğunun her adımından keyif almaktadır. Psikolojiye dair yazılarında okurların hayatlarına bir nebze de olsa dokunmayı arzulayan yazar, kendi yolculuğundan, deneyimlerinden yola çıkarak yazılarını kaleme almaya devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar