Perşembe, Nisan 24, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Narsisizm: Özgüven mi, Maskelenmiş Kırılganlık mı?

Modern dünyada, özgüven ile narsisizm arasındaki çizgi giderek daha fazla bulanıklaşmaktadır. Kendini sevmek mi, yoksa sürekli onay arayışı içinde olmak mı? Narsisizm, dışarıdan parlak ve güçlü bir duruş sergilese de, aslında derinlerde gizlenmiş bir kırılganlığın perdesi olabilir. Peki, gerçekten kendini seven biriyle, kırılgan egosunu saklamaya çalışan birini nasıl ayırt edebiliriz?

Narsisizm Nedir?

“Narsistin özgüveni güçlüdür” miti, bugün popüler kültürün yükselen inançlarından biridir. Ancak, herkesin narsisizmi yanlış anladığı söylenebilir. Narsisizm, empati eksikliği, başkalarının ihtiyaçlarına duyarsızlık ve kendini üstün görme gibi özelliklerle tanımlanır. Bu bireyler, samimi ve derin ilişkiler kurmaktan ziyade, çevrelerindeki insanların ilgisini ve hayranlığını kazanmaya çalışırlar.

Narsist bireyin ego fonksiyonları tam gelişmemiştir, bu da onların dürtülerini ve duygularını kontrol etmede zorluk çekmelerine sebep olur. Çoğunlukla, narsistlerin büyüklenmeci sahte benlikleri, ego olarak yanlış anlaşılır. Patolojik narsisizm, kişinin dış dünyadan sürekli olarak onay arayışına dayalı, kırılgan bir benliği saklamaya yönelik savunma mekanizmalarından beslenir. Özetle, narsisizm bir spektrumdur ve sağlıklı narsisizm ile patolojik narsisizm arasında büyük bir fark vardır. Otto Kernberg’e göre, narsisizm bireyin kendine yönelik libidinal yatırımının derecesine bağlıdır.

Narsistik Savunma Mekanizmaları

Narsist bireyler, hassas benliklerini korumak için çeşitli savunma mekanizmalarına başvururlar. En yaygın olanları ise şunlardır:

  1. İdealizasyon ve Değersizleştirme: Başlangıçta bir kişiyi ya da durumu abartılı şekilde yücelten narsist, en küçük eleştiri ya da beklenti karşılanmadığında, aynı kişiyi hemen küçümseyebilir. Bu döngü, ilişkilerde sürekli bir dengesizlik yaratır.

  2. Yansıtma: Narsist bireyler, kendi içsel eksikliklerini kabul etmek yerine, bu zayıflıkları başkalarına yüklerler. Örneğin, empati kurmakta zorlanan bir narsist, çevresindekileri bencil ve duyarsız olmakla suçlayabilir.

Narsisizm ve İlişkiler

Narsist bireyler, başkalarının ilgisini ve sevgisini çekebilmek için genellikle etkileyici, karizmatik ve cazip bir imaj oluştururlar. Ancak, derin ve anlamlı ilişkiler kurmakta zorlanırlar. Romantik ilişkilerde, başlangıçta partnerlerini yüceltseler de, zamanla onları değersizleştirme eğiliminde olabilirler.

İş ortamlarında ise narsist bireyler rekabetçi ve otoriter bir tavır benimseyerek gücü ellerinde tutmaya çalışırlar. Bu ilişkilerde samimiyet yerine, güç ve kontrol arzusu temel rol oynar. Narsist, karşısındaki kişiyi bağımsız bir birey olarak görmek yerine, kendi benlik algısını destekleyen bir araç olarak değerlendirir.

Ayrıca narsist bireylerin çevresindekilere uyguladığı mobbing (psikolojik taciz) ve duygusal manipülasyon da, güçlü olma ve kontrol etme isteklerinden kaynaklanır. Bu tür davranışlar, bireylerin iş performansını, psikolojik sağlıklarınıve özgüvenlerini ciddi şekilde zedeler.

Narsistik Kırılganlık ve Öfke

Dışarıdan özgüvenli ve güçlü bir imaj sergileyen narsist bireyler, en ufak bir eleştiri veya reddedilme karşısında yoğun öfke ya da kırılganlık gösterebilirler. Bu durum, narsistik yaralanma (narcissistic injury) olarak adlandırılır. Narsist kişi, eleştiriyi doğrudan bir tehdit olarak algılar ve savunmaya geçer. Bu, genellikle öfkelenme, karşısındakini küçümseme ya da tamamen uzaklaşma gibi şekillerde kendini gösterir.

Örneğin, sevgiliniz bir tartışmada size sert bir şey söylediğinde ve siz de “Bu söylediğin beni üzdü” dediğinizde, sağlıklı bir ilişki dinamiği içinde karşınızdaki kişi bunu dikkate alır ve gerekirse özür diler. Ancak narsist, genellikle şu şekilde tepki verir:

  1. İnkar: “Ben öyle bir şey söylemedim, sen yanlış anladın.”
  2. Suçlama: “Zaten her şeye alınganlık yapıyorsun, seninle konuşulmaz.”
  3. Kurban Rolü: “Hep ben kötü oluyorum, sen mükemmelsin değil mi?”

Tartışma, bir anda sizin üzülmenizden çıkıp, onun nasıl üzüldüğüne dönüverir. İşte bu, narsistik yaralanmanın tetiklediği tipik bir manipülasyon örneğidir.

Sonuç: Özgüven mi, Maskelenmiş Kırılganlık mı?

Narsisizm, dışarıdan bakıldığında güçlü bir özgüven gibi görünebilir, ancak çoğu zaman derinlerde yoğun bir onaylanma, sevilme ve kabul edilme ihtiyacı gizler. Sağlıklı narsisizm, bireyin kendini değerli görmesini ve sınırlarını bilinçli bir şekilde koruyabilmesini sağlarken, patolojik narsisizm, kırılgan bir benliği korumak için inşa edilen savunma mekanizmalarından beslenir.

Gerçek benlik değeri nedir? Kendi içsel gücünü fark edip kabul etmek mi, yoksa dış dünyanın onayını almak için sürekli çaba sarf etmek mi? Bu fark, narsisizmin doğasını ve bir bireyin kendini nasıl inşa ettiğini anlamada kritik bir rol oynar. Çünkü, gerçek anlamda benlik değeri, başkalarının onayına bağımlı olmadan, içsel bir dengeyle var olabilmektir.

Esra Söylemez
Esra Söylemez
Ben Esra Söylemez. 22 Eylül 1999’da dünyaya geldim. Her yeni yaş, hayatımda yeni keşifler ve deneyimlerle dolu bir yolculuk… Bu süre zarfında, kişisel gelişimime katkı sağlayan birçok anı ve ders biriktirdim. Şimdi, hayatın sunduğu fırsatları kucaklayarak, hedeflerime ulaşmak için heyecanla ilerliyorum. Lisans eğitimimi Başkent Üniversitesi Psikoloji bölümünde tamamladım. Lisans eğitimim sırasında Türk Psikologlar Derneği’nde Spor ve Egzersiz Birimi öğrenci komisyonunda bir yıl üye olarak görev aldım. Takım dinamikleri, motivasyon ve performans psikolojisi konularında bilgi edindim. Bu süreçte, spor psikolojisi ve egzersizin ruh sağlığı üzerindeki etkilerini keşfetme fırsatı bulurken, insan zihninin sınırlarını zorlayan deneyimlerle karşılaştım. Lisans eğitimim sonrasında Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi, Moxo Dikkat Testi ve Bilişsel & Davranışçı Terapi eğitimlerimi tamamladım. Çeşitli seminer ve kongrelere dinleyici olarak katılma şansı yakaladım. Aynı zamanda Türk Psikologlar Derneği ve CİSEF’te üyeliklerim bulunmaktadır. Çeşitli konularda yazılar yazmayı lise dönemimden beri çok seviyorum. Yazmak, insan zihninin derinliklerine bir yolculuk gibidir. Kelimelerle düşünceler şekillenir, duygular anlam kazanır. Akademik bilgimi yazıya dökerek, psikolojiyi herkes için daha anlaşılır ve erişilebilir kılmayı amaçlıyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar