Pazartesi, Ekim 27, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Kıskançlığın 50 Tonu: Paşazade Ailesi

Kıskançlık, insanın en temel ama en karmaşık duygularından biridir.
Doğru yönetildiğinde kişiyi harekete geçiren bir motivasyon kaynağına, yanlış yönlendirildiğinde ise hem ilişkileri hem benliği tüketen bir duygusal girdaba dönüşebilir.

Nahid Sırrı Örik’in aynı adlı romanından uyarlanan “Kıskanmak”, televizyon ekranında yalnızca bir dönem dizisi değil; kıskançlığın insanda aldığı farklı biçimlerin ve bu duygunun içsel kökenlerinin güçlü bir yansımasıdır.

Dizideki karakterler Seniha, Halit ve Mükerrem, kıskançlığın üç farklı yüzünü temsil eder. Her biri, sevilme, fark edilme ve onaylanma arzusunun içinde kaybolmuş birer ruh hâlindedir.

Seniha Paşazade: Bastırılmış Öfkenin Kıskançlığa Dönüşü

Seniha Paşazade’nin hikâyesi, sevgisiz bir çocukluğun sessiz çığlığı gibi başlar.
Annesi tarafından hep geri plana itilmiş, abisi Halit’in gölgesinde büyümüştür.

Gençliğinde üniversite öğrencisiyken iftiraya uğrayıp okuldan atılması, onun iç dünyasında geri dönülmez bir kırılma yaratır.
Ve yıllar sonra bu iftiranın annesiyle abisi tarafından düzenlendiğini öğrenmesi, içindeki bütün güven duygusunu yıkar.

Seniha’nın kıskançlığı bu yüzden yalnızca bir öfke değil; adaletsizliğe uğramış bir benliğin isyanıdır.
Freud’un tanımladığı gibi bastırılan her duygu, bir şekilde geri döner.
Seniha’nın bastırılmış öfkesiyse, kıskançlık formunda yüzeye çıkar:
Artık sevilmek değil, güçlü olmak ister.

Halit: Kontrol İhtiyacıyla Zehirlenen Güç

Halit, dışarıdan güçlü, kontrollü ve başarılı bir adam gibi görünür;
ama derinlerde bitmeyen bir onay ihtiyacı taşır.
Kadınları severken bile aslında kendini sevdirmenin yollarını arar.

Onun kıskançlığı, kaybetme korkusundan çok, gücünü yitirme korkusundan beslenir.
Bağlanma kuramına göre bu, kaçıngan bağlanmanın tipik bir yansımasıdır:
Yakınlıkla kontrol arasında sıkışan bir varoluş.

Halit’in içindeki o küçük çocuk hâlâ “Beni neden seçmediler?” diye sorar.
Kıskançlık, bu cevapsız sorunun yankısıdır.

Mükerrem: Güzelliğin Ardındaki Kırık Ayna

Mükerrem, güzelliğiyle tanınır ama kendi aynasında kırık bir yansıma görür.
Çocukluğundan beri kıyaslanmış, değerini başkalarının gözlerinden öğrenmiştir.

Halit’le olan ilişkisi, bir aşk değil; varlığını kanıtlama çabasıdır.
Evrimsel psikolojiye göre kıskançlık, partnerin ilgisini koruma içgüdüsüdür;
ama Mükerrem’in kıskançlığı bundan öte, unutulma korkusunun dışavurumudur.

Onun için sevilmek değil, hatırlanmak önemlidir.

Kıskanmanın Evrensel Duygusu: “Beni Unutma”

Kıskançlık, insanın içindeki en eski duygulardan biridir.
Birini kaybetmekten korkarken, çoğu zaman kendimizi kaybederiz.

Psikoloji teorileri bu duyguyu tanımlayabilir ama yaşarken hissettirdiği şey çok daha yalındır:
Kıskanmak, içimizdeki çocuğun “Beni unutma” deyişidir.

Freud’un libido kavramı, yalnızca cinsel dürtüyle değil, yaşama enerjisiyle ilgilidir.
Kıskançlık da doğru yönetildiğinde bu enerjinin bir yakıtı olabilir.

Birini kıskanmak, bazen “Ben de başarabilirim” diyebilmek demektir.
Bu yönüyle kıskançlık, kişisel gelişimi, yaratıcılığı ve üretkenliği besleyebilir.

Ama eğer bu duygu bastırılır ya da takıntıya dönüşürse, o enerji içe döner ve kişiyi tüketmeye başlar.
Libido artık üretmez, yakmaya başlar.
Kıskançlık o zaman harekete geçiren değil, hapsedici bir güç hâline gelir.

Paşazade Ailesinde Kıskançlığın Üç Tonu

Dizideki karakterlerin her biri bu enerjiyi farklı yönlere taşır:

  • Seniha, bastırılmış öfkesini özgürleşmeye çevirir,

  • Halit, gücünü kontrol ihtiyacıyla zehirler,

  • Mükerrem, sevilme arzusunu görünür olma isteğine dönüştürür.

Sonuçta hepsi aynı duygunun farklı tonlarında kaybolur.
Kıskanmak, bu yüzden yalnızca bir dizi değil; insanın kendi içindeki eksik parçalarla yüzleşmesidir.

Kıskançlık: Ne Bastırılmalı Ne Romantize Edilmeli

Kıskançlık, ne tamamen bastırılması gereken bir kusur,
ne de romantize edilip meşrulaştırılacak bir duygudur.

Doğru yönlendirildiğinde bizi büyütür;
yanlış kullanıldığında yavaşça içimizi tüketir.

Kıskançlıkla yüzleşmek, aslında kendimizle yüzleşmek demektir.
Bir başkasına yönelttiğimizi sandığımız duyguların çoğu, aslında içimizdeki eksikliklerle ilgilidir.

Seniha’nın içindeki öfke, Halit’in kontrol arzusu, Mükerrem’in onay ihtiyacı…
Hepsi aynı kökten beslenir: “Yeterince iyi değilim.”

Kıskanmanın asıl acısı da buradadır.
Bir başkasına değil, kendi içimizdeki o yaralı parçaya bakmak zorunda kalırız.

Bu yüzden kıskançlık yalnızca bir duygu değil, bir ayna gibidir;
bize hem karanlığımızı hem ışığımızı gösterir.

O aynaya cesaretle bakabilenler duygularını dönüştürebilir,
ama korkup kaçanlar o duygunun içinde hapsolur.

Kıskanmayı Bastırmak Değil, Anlamak

Gerçek olgunluk, kıskanmayı bastırmakta değil; onu anlamakta yatar.
Çünkü kıskançlık, bastırıldığında öfkeye, görmezden gelindiğinde ise değersizlik hissine dönüşür.

Fakat kabul edildiğinde, insana kendini geliştirme cesareti verir.
Birini kıskandığında “neden” sorusunu sorabilen kişi, o enerjiyi yapıcı bir şeye dönüştürebilir.

Kıskanmak o zaman yıkıcı değil, öğretici olur.

Belki de en sonunda, kıskançlığın kendisiyle değil; onun bize ne anlattığıyla ilgilenmemiz gerekir.
Çünkü o, sevginin gölgesinde doğan ama farkındalıkla ışığa çıkabilen bir duygudur.

Kıskanmak insana özgüdür, tıpkı sevmek gibi, tıpkı kırılmak gibi.
Ve belki de sonunda hepimiz şunu fark ederiz:
Kıskandığımız kişi başkası değil, olmak istediğimiz hâlimizdir.

O hâle yaklaşmak için tek yapmamız gereken şeyse,
kıskançlığın içindeki sesi susturmak değil, onu anlamaktır.

Asmin Kırşan
Asmin Kırşan
Asmin Kırşan, Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Bölümü son sınıf öğrencisidir. Klinik psikoloji alanında çeşitli eğitimler almış, farklı kurumlarda staj yaparak hem teorik hem de uygulamaya dönük deneyimler kazanmıştır. Ayrıca insan kaynakları alanında aldığı eğitimlerle psikolojinin kurumsal yansımalarına da ilgi duymaktadır. Kırşan, yazılarında psikolojiye dair güncel gelişmeleri, ilgi çekici kavramları ve bilimsel temelli bilgileri herkesin anlayabileceği sade bir dille aktarmayı amaçlamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar