Salı, Mayıs 13, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Kehanetin Cazibesi: Fal Danışma Davranışı Nerede Patolojikleşir?

Fal bağımlılığı, bireylerin gelecekleri hakkında bilgi edinme arzusu doğrultusunda başvurdukları yaygın bir uygulamadır. Kahve falı, el yazısı falı, tarot falı gibi kategorilere ayrılan ve modern dünyada çoğu bireyin en az bir kez başvurduğu veya başvurmayı düşündüğü bir uygulama olarak karşımıza çıkan falcılık, bazı bireylerde kontrolsüz bir tekrar göstererek psikolojik bağımlılık halini alabilir. Bu yazıda, falcılığa yönelim gösteren bireylerde gözlemlenen psikolojik süreçler ve davranışsal bağımlılık çerçevesinde fal bağımlılığı olgusunu inceleyeceğiz. Bu davranışın altında yatan dürtüsel eğilimleri, kaygı düzenleme işlevi ve karar verme zorlukları üzerinden değerlendirerek bağımlılık kavramı ile ilişkisini tartışacağız.

Falcılığa Yönelimin Psikolojik Temelleri

Falcılığa başvurma davranışı, çoğu zaman bireyin yaşamındaki belirsizliklere karşı geliştirdiği bir baş etme mekanizması olarak ortaya çıkar. Özellikle karar verme süreçlerinde yoğun kaygı yaşayan, geçmişte travmatik deneyimler geçirmiş ya da öz güven eksikliği bulunan bireyler, dışsal bir rehberliğe duydukları ihtiyaç nedeniyle falcılara yönelme eğiliminde olabilir. Danışma süreci bireye kısa süreli bir rahatlama ve güven hissi sağlasa da bu geçici etkilerin ardından benzer bir ihtiyaç yeniden ortaya çıkabilir ve bu da davranışın döngüsel bir yapı kazanmasına neden olabilir.

Bağımlılık Modeli Bağlamında Fal Davranışı

Fal danışmaları sırasında bireyler genellikle kontrol duygusunu yeniden kazanmış ve hayatını daha kolay yönetecekmiş gibi hisseder. Ancak bu kontrol duygusu gerçek bir öz-yeterlikten değil, dışsal bir otoriteye (falcıya) duyulan yanıltıcı bir güven hissinden kaynaklanır. Böylece, bir sonraki adımda karar vermek için yine falcıya başvurmak kaçınılmaz hale gelir. Bu döngü, davranışsal bağımlılıklarda gözlemlenen pek çok özelliği taşır.

Griffiths’in Bileşen Modeli

Griffiths’in (2005) davranışsal bağımlılıklar için geliştirdiği “bileşen modeli”, fal bağımlılığıyla ilgili kompulsif davranışları değerlendirmede de yol göstericidir. Bu modele göre bağımlılık altı temel özellikle tanımlanır:  

  • Öncelik verme: Bireyin düşünsel ve duygusal odağı falcılığa kayar.  
  • Ruh hali değişikliği: Her danışma öncesi gerginlik ve sonrasında geçici rahatlama yaşanır.  
  • Tolerans: Aynı rahatlamayı elde etmek için daha sık ve uzun seanslara ihtiyaç duyulur.  
  • Yoksunluk: Danışma yapılamadığında huzursuzluk hissedilir.  
  • Çatışma: Birey danışma ihtiyacını sorgulasa da engelleyemez.  
  • Nüks: Dönemsel olarak bırakma girişimleri başarısız olur.

Bu döngüdeki en kritik noktalardan biri, bireyin içsel kontrol duygusunu giderek yitirmesidir. Fal danışmaları, kişiye kararlarında yardımcı oluyormuş gibi görünse de aslında karar verme sorumluluğunu dışsal bir kaynağa devretme anlamına gelir. Bu durum, bireyin öz-yeterlik inancını zayıflatır ve kişi, kendi içsel kaynaklarıyla karar vermeye ve belirsizlikle başa çıkmaya olan güvenini kaybeder.

Sosyal ve Psikolojik Etkiler

Aynı zamanda kişi, sosyal ilişkilerinde yalnızlaşabilir; çünkü sıklıkla falcıdan alınan yönlendirmeler, arkadaş ya da aile üyelerinden gelen tavsiyelerin önüne geçebilir. Zamanla düşük öz saygı, öğrenilmiş çaresizlik ve kronik kararsızlık gibi sorunlara yol açabilir. Bu psikolojik süreç, davranışsal bağımlılıkların genel doğasıyla büyük ölçüde örtüşür: kontrol kaybı, içsel çatışma, dürtüsellik ve işlevsellikte bozulma. Dolayısıyla fal bağımlılığı, yalnızca bir batıl inanç meselesi olarak değil, ciddi psikolojik dinamiklerle şekillenen bir bozukluk olarak ele alınmalıdır.

Belirsizlik İntoleransı

Fal bağımlılığı geliştiren bireylerde dikkat çeken bir diğer psikolojik unsur, belirsizlik intoleransıdır. Belirsizliğe tahammül edememe, kişinin gelecekle ilgili konularda sürekli öngörü aramasına neden olur. Bu durum bireyin yaşamındaki belirsizlik alanlara “güvenli” yanıtlar üretme arayışıyla falcılara sık sık başvurmasını beraberinde getirir. Oysa bu tür sorulara verilen cevaplar çoğu zaman kesinlikten uzaktır ve çok genellenebilir yanıtlardır fakat birey, geçici olarak iç huzuru hissettiği anda belirsizliğin ortadan kalktığına inanır. Bu rahatlama hali pekiştirici bir etki yaratarak davranışın sürmesini sağlar.

Operant Koşullanma

Bu noktada davranış, klasik bir operant koşullanma mekanizmasıyla açıklanabilir: kaygıyı azaltan davranış (falcıya danışma) ödüllendirici hale gelir ve tekrar etme olasılığı artar.

Sonuç ve Klinik Öneriler

Sonuç olarak, fal bağımlılığı; yalnızca irrasyonel bir inanç sistemine dayalı masum bir merak olmasının ötesinde bireyin ruhsal dünyasında kök salmış daha derin psikolojik ihtiyaçların bir yansıması olabilir. Özellikle travmatik geçmişi olan, karar alma süreçlerinde zorlanan ve yüksek kaygı düzeyine sahip bireylerde falcılığa danışma davranışı alışkanlık haline gelip zamanla psikososyal işlevselliği bozan bir yapıya dönüşebilir. Dışsal bir kaynaktan kontrol arayışı, düşük öz-yeterlik hissi, kaygı regülasyonunda yetersizlik ve karar verme işlevinde zayıflık gibi çok katmanlı psikolojik dinamikler, bu bağımlılığın hem oluşumunda hem de sürmesinde önemli rol oynar.

Klinik Müdahale

Bu nedenle klinik müdahale yalnızca davranışın kendisine değil, bu davranışı sürdüren psikodinamik yapılara ve işlevsel ihtiyaçlara da yönelmelidir. Etkili bir terapi süreci; bireyin içsel kaynaklarını yeniden inşa etmesini, belirsizlikle başa çıkma becerilerini geliştirmesini ve bu davranışın altında yatan psikolojik dinamiklerle yüzleşmesini sağlayarak bağımlılık döngüsünü kırmasını hedeflemelidir.

Kaynakça

Elif Büşra Boysan
Elif Büşra Boysan
Elif Büşra Boysan, psikoloji öğrencisi ve yazar olarak psikoloji alanındaki güncel tartışmalara, popüler konulara ve sinema-psikoloji ilişkisine akademik bir bakış açısıyla odaklanmaktadır. İstanbul Medipol Üniversitesi'nde tam burslu olarak eğitimine devam eden Boysan, üniversitenin psikoloji dergisinde içerik yazarı olarak görev almaktadır. Psikoloji bilimindeki güncel gelişmeleri herkes için anlaşılır ve erişilebilir hale getirmeyi amaçlamayan yazar, bireylerin kendilerini daha derinden tanımalarına yardımcı olacak yazılar yazmaya devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar