Yeme bozukluğu, yalnızca bedenle değil zihinle de savaşan bir kişinin yaşadığı karmaşık ve derin bir sağlık sorunudur. Bu nedenle, yakınlarımıza destek olmak isterken farkında olmadan söylediğimiz bazı sözler, onları motive etmekten çok daha fazla zarar verebilir. Özellikle “iyi niyetli, zararsız” görünen bazı cümleler, kişinin hastalığını tetikleyebilir veya suçluluk duygusunu artırabilir.
1. “Biraz kilo mu aldın? sağlıklı görünüyorsun.”
Bu ifade genellikle bir iltifat olarak söylenir. Ancak yeme bozukluğu olan biri için bu söz şu mesajı verebilir:
“Artık hasta gibi görünmüyorsun, demek ki yeterince hasta değilsin.”
Birçok kişi için “hastalıklı görünmek” bilinçli olmasa da bir kontrol ve tanınma biçimi haline gelebilir. Kendisini yalnızca zayıfken değerli hissedebilir. Bu tür yorumlar, iyileşme sürecini sabote edebilir ve kişide yetersizlik duygularını oldukça tetikleyebilir.
2. “Ne kadar zayıflamışsın, çok iyi görünüyorsun!”
Toplumda zayıflık hâlâ çoğu zaman bir başarı ve çekicilik göstergesi olarak algılanıyor. Ancak yeme bozukluğu bağlamında bu tür övgüler tehlikeli olabilir. Kişi kilo kaybının takdir edildiğini düşünerek, sağlıksız davranışlarını devam ettirmek konusunda motive olabilir. Kilo kaybı her zaman olumlu bir gelişme değildir. Bu tür bir yorum kişinin yeme bozukluğunu pekiştiren davranışlarını ödüllendirilmiş gibi hissettirebilir. Ve bu davranışlarını sürdürmeye teşvik edebilir.
“Yemek yediğini görmek çok güzel.”
Yine olumlu niyetle söylenmiş bir cümle. Ancak bu tür gözlemler, kişiye izleniyor ve değerlendiriliyor olduğu hissini verebilir. Bu cümle farkında olmadan baskı kurabilir ve kişinin yeme davranışlarını gözlem altında tuttuğunuz mesajını verebilir. Bu da utanç veya kaygı hissine neden olabilir.
“Senin yerinde olsam sürekli yerim!”
Bu söz, kişinin kontrolsüzce yemek yemesi gerektiği algısını yaratabilir. Yeme bozukluğu olan bireyler, zaten sürekli olarak “ne yemeliyim, ne kadar yemeliyim, yememeliyim” gibi düşüncelerle boğuşur. Böyle bir ifade kişinin yaşadığı duygusal yükü hafife alınmış gibi hissettirebilir.
“Senin için çok endişeleniyorum, neden böyle yapıyorsun?”
Endişe sevdiğimiz birini koruma içgüdüsünden doğan doğal ve içten bir duygudur. Ancak bu cümledeki “neden böyle yapıyorsun?” kısmı, kişiyi suçlayıcı veya sorgulayıcı bir dil içerir. Yeme bozukluğu yaşayan bireyler, çoğu zaman kendi davranışlarını anlamakta ve ifade etmekte güçlük çekerler. Bu nedenle doğrudan neden sormak yerine, “Yanındayım. Dilersen birlikte bir çözüm yolu bulabiliriz.” gibi kapsayıcı ve destekleyici bir yaklaşım, kişinin kendini daha güvende ve anlaşılmış hissetmesini sağlayabilir.
Peki Ne Söylenebilir?
Yeme bozukluğu yaşayan birine destek olmak istiyorsanız öncelikle onun bir “sorun” değil, zorlanan, mücadele eden bir insan olduğunu hatırlamalısınız. Sözlerinizin şefkatli, yargılamayan ve baskı kurmayan bir dille söylenmesi oldukça önemlidir.
Aşağıda örnek bazı destekleyici cümleler bulabilirsiniz:
• “Yanındayım ve sana nasıl yardımcı olabileceğimi öğrenmek istiyorum.”
• “Zor bir dönemden geçtiğini biliyorum ama yalnız değilsin.”
• “İstersen bir uzmandan birlikte destek alabiliriz.”
Bu süreçte kişinin yakın çevresinden gördüğü yaklaşım ve tutumlar, iyileşmenin seyrini doğrudan etkileyebilir. Özellikle aile bireyleri, arkadaşlar destekleyici olduğu kadar farkında olunmadan zarar verici de olabilir. İyi niyetle söylenen bazı ifadeler kişide suçluluk, utanma ya da anlaşılmama hissi yaratabilir; bu da tedaviye karşı çok inatçı bir direnç geliştirilmesine veya içe kapanmaya yol açabilir.
Bu nedenle yeme bozukluğu yaşayan bireylerle kurulan iletişimde kullanılan dilin duyarlı, yargılayıcı olmayan ve (güven) verici olması büyük önem taşır. Söylenen sözlerin içeriği kadar, hangi duyguyla, hangi ortamda ve nasıl söylendiği de kişinin bu sözleri nasıl algılayacağını belirler. Dolayısıyla farkındalıkla kurulan bir iletişim, hem kişinin kendini daha güvende hissetmesini sağlar hem de tedavi sürecini olumlu yönde destekleyebilir. Unutmayın, bazen ne söylediğiniz kadar nasıl söylediğiniz de çok şey ifade eder.