Perşembe, Nisan 24, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

İçsel Motivasyon: Umut Etmek ve Gelişimi

Hayat yolunda içine düştüğümüz durumlara rağmen bize devam etme ve durumlarla mücadele etme gücünü veren temel duygumuz umuttur. Umut, belirsizliklerle dolu hayatta geleceğin olumlu olabileceğine dair inancımızdır.

Snyder’a (2002) göre umut, istenilen hedeflere ulaşmak için farklı yollar üretme ve bu yolları denemek konusunda kişinin kendisini motive etme gücüdür. Frank V. E. (1985) ise umudun insanı acılarına rağmen hayatta tuttuğuna inanır. Staats (1989), umut etmenin olumlu sonuçlara dair olan inanç olduğunu söyler.

Umut ve Psikolojik Sağlamlık

İnsanın psikolojik sağlamlılığı için etkin rol oynayan umut, geleceğin olumlu olabileceğine dair itici bir varsayımdır. Umut olmadan tasarı ve hareket olmaz, hareket olmazsa da insan kaderine saplanıp kalır.

Umut ve Bilişsel Görüntü

Umut etmek ve farklı çözüm yolları aramak, erken çocukluk dönemlerinde problem çözme ve olgular arasında ilişki kurmayı öğrenmekle başlar. Çocuk sadece gözlemci olduğunu değil, aktif bir katılımcı olduğunu fark ettiğinde eyleme geçme gücünü kendinde bulur.

Snyder’a (2000) göre yüksek düzeyde umut eden ve düşük düzeyde umut eden kişiler vardır. Yüksek düzeyde umut eden kişiler engeller karşısında vazgeçmeyerek farklı çözüm yolları ararlar. Düşük umut düzeyine sahip kişiler ise engelleri tuzaklar olarak görme eğilimindedirler. Düşük umut düzeyine sahip olanlar tek bir hedef belirlemeye eğilimli iken, yüksek umut düzeyine sahip olan kişiler esnek ve alternatif hedefler oluşturmaya eğilimlidirler. Ayrıca düşük umut düzeyine sahip olan kişiler hedefleri hakkında pek güçlü hissetmezken yüksek umut düzeyine sahip kişiler şahsi değer sistemlerine göre hayatlarını daha anlamlı kılacak hedefler belirlediklerini bulmuştur (Snyder, 2000).

Umut Duygusunun Gelişiminde Bağlanma

Umutlu ve hedefe yönelik düşünme erken çocukluk dönemlerinde gelişmektedir. İnsanın dünyaya geldikten sonra çevresiyle ve benliğiyle olan ilişkisini belirleyecek olan temel etkenlerden biri bağlanmadır. Güneş (2014), bağlanmanın çocuğun kendini güvenle duygusal yakınlık kurduğu birine bırakabilmesi olduğunu söyler.

Sosyal öğrenmenin bir parçası olan umut, aile bağlarında oluşabilecek güvensizlik durumunda yıkılabilir (Snyder, 2000a). Aile bağlarında güvensizlik yaşayan çocuk çevresini içe yansıtma yoluyla benliğine aktarabilmekte ve bu da hem dış dünyayı hem de iç dünyasını güvensiz algılamasına sebep olmaktadır.

Bowlby’nin Bağlanma Teorisi

Bowlby (2012a), bağlanmanın mekanizmasının, biyolojik olarak sevgi mekanizmasından çok daha karışık olduğunu söylemiştir. Bowlby’e göre (2012a; 2014), bağlanma ve güven hissi iki faktöre bağlıdır:

  • Bağlanma figürünün çocuğun destek ve koruma çağrılarına yanıt verip vermemesi.
  • Çocuğun benlik özelliklerinde diğerlerinin ve özellikle bağlanma figürünün, destek ve koruma çağrılarına yanıt verecek kişiler olarak görme eğiliminin olup olmaması.

Bu iki faktörün birbirinin gelişimini doğrudan etkilediği ve birbirini besleyen etkenler olduğu görülmektedir. Anne ile çocuğun arasındaki ilişki bağlanma dinamiklerini etkileyerek çocuğun, gelecekte zihinsel, duygusal ve sosyal yeteneklerini oluşturacak temeli sağlar. 

Çocuk kendini dışarıdan değerlendiremediği için ebeveynlerinin onları aynalamasına ihtiyaç duyar. Eğer değer görür, ihtiyaçları karşılanırsa çocuk, kabul gördüğünü hisseder ve değerli bir kendilik geliştirir. Fakat ihmal edilir ve geri çevrilirse değersiz bir kimlik algısı geliştirebilir.

Değerli Kimlik ve Umut

Değerli bir kimlik inşa etmeye başlayan çocuk dışa yansıtma yoluyla diğerlerinden de değer göreceği inancı geliştirir. Hem kendisine olan hem de dış dünyaya olan güveni ile problem çözmek, hedef koymak ve farklı yollar denemek için gerekli motivasyonu kendinde bulur.

Bilişsel Model ve Farkındalık ile Umut Kazanımı

Bir durum karşısında hissedilen olumsuz duyguların olumsuz düşünceleri güdülemesiyle olumsuz duygular daha da yoğunlaşmaktadır. Bu durumda kişinin gerçeği objektif olarak değerlendirme yetisi de kötü etkilenmektedir. Olaylara gerçekçi yaklaşamadığında ve farklı yollar deneme düşüncesine olumsuz duyguların üstün gelmesi halinde kişinin umut duygusu da zarar görür.

Bilişsel Davranışçı Model

1970’li yıllarda Beck ve Ellis öncülüğünde ortaya çıkan bilişsel kurama göre algılama, anlamlandırma ve bilişler; davranış ve duyguları belirler (Özcan & Çelik, 2017). Zamanla bu bakış açısı genişletilerek bilişsel davranışçı model ortaya çıkmıştır. 

Bilişsel davranışçı modele göre bilişler, otomatik düşünceler ve şemalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Şemalar erken çocukluk dönemindeki deneyimlerle kişinin dünyayı algılamasını etkileyecek olan temel inançlardan oluşur. Temel inançlar erken çocukluk döneminde tekrar eden duygusal deneyimler sonucunda oluşur. Kişinin dünyayı algılamasını bu deneyimlere göre sınıflandırarak çarpık bir algı yaratır. 

Temel inançlar otomatik düşünceleri oluşturur ve durumlara hızlı şekilde verilen tepkileri belirleyen bu aniden ortaya çıkan otomatik düşüncelerdir. Otomatik düşünceler olumsuz olduğunda kişi karşılaştığı durumlarda olumsuz duygular geliştirir. Bu olumsuz duygular kişinin davranışlarını da etkileyerek bu döngüyü pekiştirir.

Farkındalık ve Umut

Bilişsel modeli tanımak ve duygusal, bilişsel, fiziksel ve davranışsal süreçlerin birbiri ile ilişkili olduğunu kavramak bu döngüye müdahale etmeyi mümkün hale getirir (Özcan & Çelik, 2017). Duyguları tanıyarak onlara verilen tepkiler kişi tarafından gözlemlendiğinde değerlendirilmeye başlanır. 

Duygulara bağlı olarak olaylara verilen tepkiler arasında bağlantı kurulması ile davranışsal bir model ortaya çıkar. Kişi olayları ve dış dünyayı algılama ve yorumlama biçiminin farkına vardığında yeni ve farklı bir bakış açısı kazanma ihtimali doğar.

Kişi kazandığı farklı bakış açısı ile davranışlarını başka bir yönden değerlendirerek değiştirme imkanı bulur. Değiştirilen davranışların yarattığı duyguların olumlu olması durumunda davranışlar pekiştirilebilir. Bu süreçle birlikte alınan farklı sonuçlar kişinin deneyeceği yollar konusunda esnekliğini artırır. Farklı düşünme ve farklı yollar deneme becerisi kazanıldığında umut duygusu da doğrudan artacaktır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar