Perşembe, Temmuz 31, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Her Şey Güzel Olacak mı Gerçekten? Toksik Pozitiflik Üzerine Bir Bakış

“Hayat sadece ‘iyi hissetmek’ demek değil; bazen ‘kötü hissetmeye de hakkın var’ diyebilmektir.”

Toksik Pozitiflik Nedir?

“Her şeyin bir nedeni vardır.”

“Olumlu düşün, her şey yoluna girecek.”

“Bunları düşünme, iyi şeyler düşün!”  

Bu cümleleri duymayanımız var mı? Belki bir arkadaşımızdan, belki bir sosyal medya gönderisinden, belki de kendi iç sesimizden… Hayatın zorlu ve karmaşık anlarında, duygularımızı bastırmaya, acımızı hızla geçiştirmeye yarayan bu cümleler, farkında olmadan bizi toksik pozitiflik denilen bir tuzağın içine çekiyor.

Toksik pozitiflik, her durumda olumlu düşünmeye zorlayan, olumsuz duygulara yer bırakmayan bir yaklaşımdır. İyimserliği yüceltirken, insan olmanın en doğal parçası olan kaygı, öfke, üzüntü gibi duyguları yok sayar. Bu yazıda, toksik pozitifliğin ne olduğunu, neden zararlı olabileceğini ve gerçek psikolojik iyilik haline nasıl ulaşabileceğimizi ele alacağız.

Toksik Pozitifliğin Zararları

Pozitif düşünmenin gücünü inkâr etmek mümkün değil. Ancak her şeyin fazlası zarar… Toksik pozitiflik, yaşanılan duygusal gerçekliğin üstünü parlak sözlerle örtmek anlamına gelir. “Üzülme, şükret,” dediğimizde karşımızdaki kişinin duygusunu yok sayar, aslında onun yalnızlığını daha da derinleştiririz.

Bu yaklaşım, sadece başkalarına değil, kendimize karşı da acımasız olmamıza neden olabilir. Üzgün hissettiğimizde hemen “Ama daha kötü durumda olanlar var” diyerek kendimizi bastırmak, acımıza alan açmak yerine ondan kaçmak anlamına gelir. Bu kaçış, zamanla bedenimizde gerginliğe, zihnimizde huzursuzluğa, ilişkilerimizde kopukluklara neden olabilir.

Sosyal Medyanın Rolü

Toksik pozitiflik, özellikle sosyal medya üzerinden yaygınlaşmış durumda. Sonsuz bir “iyi hissetme” baskısı altında, mutsuzluğu paylaşmak sanki yasaklanmış gibi. Oysa gerçek hayat, hem güneşli hem de fırtınalı günlerden oluşur. İnsan ruhu, sadece mutlulukla değil; yasla, hayal kırıklığıyla, kırgınlıkla da şekillenir.

Gerçekçi Beklentiler ve Duygusal Gerçeklik

Her zaman geleceğe olumlu bakmak zorunda değiliz ve en güzel günler gelecekte olmak zorunda değil. Bazen şu anın zorluklarını kabul etmek, geleceğe dair duygusal gerçeklik oluşturmak için gereklidir. Sürekli olarak “Her şey yoluna girecek” düşüncesiyle yaşamak, mevcut sorunlarımızı görmezden gelmemize ve çözüm arayışından kaçınmamıza neden olabilir. Oysa sorunlarımızla yüzleşmek ve onları kabul etmek, kişisel gelişimimizin önemli bir parçasıdır.

Duyguların Doğallığı

İnsan olmak, tüm duyguları hissetmeyi içerir. Üzüntü, öfke, kaygı; bunlar da tıpkı neşe ve umut gibi bizim parçalarımızdır. Toksik pozitiflik, bu duygulara kulak vermek yerine onları susturmayı önerir. Oysa susan duygular yok olmaz. İçimizde birikir ve bir gün daha büyük bir patlamayla ortaya çıkabilir.

Gerçek Psikolojik İyilik Hali

Gerçek psikolojik iyilik hali, acıyı bastırmakla değil, onu tanımakla başlar. Kendimize ve başkalarına “Üzgün hissetmek normal”, “Bu zor bir şey ve üzülmen çok doğal” diyebildiğimizde, iyileşme başlar.

“Sağlıklı pozitiflik, hem gerçekliğe hem de umuda yer açmak demektir. Toksik pozitiflik ise bir duyguyu inkâr eder ve bastırmamıza neden olur. Toksik pozitiflik kullandığımızda, kendimize ve başkalarına bu duygunun var olmaması gerektiğini, yanlış olduğunu ve biraz daha çaba gösterirsek tamamen ortadan kaldırabileceğimizi söyleriz.” – Whitney Goodman

Öneriler

Psikolojik iyilik haline ulaşmak için aşağıdaki öneriler yardımcı olabilir:

  • Duygulara Alan Açın: Kendinize “Şu anda ne hissediyorum?” sorusunu sorun. Cevap rahatsız edici bile olsa, onun orada olmasına izin verin.  
  • Yargılamadan Dinleyin: Bir arkadaşınız üzgünse onu hemen “Pozitif düşün” diye düzeltmeyin. “Seni anlıyorum, zor olmalı” demek yeterlidir.  
  • Gerçekçi Olun: Her zaman iyi hissetmek zorunda değilsiniz. Yaşam dalgalıdır; kötü hissetmek, kötü bir insan olduğunuz anlamına gelmez.  
  • Sosyal Medyada Seçici Olun: Sürekli “İyi hisset” mesajları veren içeriklerle dolup taşan bir dijital ortam, zamanla duygusal gerçeklikten kopmanıza neden olabilir. Arada sessize almak, zihinsel detoks gibi düşünülebilir.

Kaynakça

Gizem Alabey
Gizem Alabey
Gizem Alabey, uzman psikolog ve yazar olarak çocuk gelişimi, aile danışmanlığı ve oyun terapisi alanlarında çalışmalar yürütmektedir. Çiftler ve ailelerle geniş bir deneyime sahip olup, çocukların duygusal gelişimini destekleyen yaratıcı projeler üretmektedir. Psikoloji ve kişisel gelişim alanında dijital içerikler hazırlayarak ebeveynler, çiftler ve uzmanlar için rehberlik etmekte; bilinçli ebeveynlik, sağlıklı ilişkiler ve çocuk ruh sağlığı üzerine farkındalık yaratmaktadır. Sanat terapisi gibi alternatif yöntemleri kullanarak bireylerin duygusal dünyalarını keşfetmelerine yardımcı olmaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar