Günümüzde ebeveynlik yaklaşımları çeşitlenirken çocuk ve ergen gelişimi açısından dikkat çeken bir stil öne çıkmaktadır: helikopter ebeveynlik. Bu kavram, ebeveynin çocuğun yaşamında sürekli “döner halde” bulunması; gereğinden fazla müdahale etmesi, kontrolü elinde tutmaya çalışması biçiminde tanımlanır. Ama bu tarzın koruyuculuk niyetiyle hareket ettiği kabul edilse bile gelişimsel, psikolojik ve sosyal açıdan kaygı verici etkileri olduğuna dair araştırmalar artmaktadır.
Kavramsal Tanım ve Köken
“Helikopter ebeveynlik” (helicopter parenting) terimi, çocuğun etrafında adeta bir helikopter gibi sürekli dönen, her ihtimali gözetmeye çalışan ebeveyni metaforik olarak anlatır. Bu ebeveynlik tarzı; çocuğun başarısını garanti altına alma, hatadan koruma isteği, yüksek düzeyde gözetim ve karar verme süreçlerine müdahale etme eğilimiyle karakterizedir.
Bu yaklaşım, gelişim psikolojisi açısından sorunludur. Çünkü çocukların özerklik gelişimi, yeterlik ve ilişki kurma gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmasına ket vurabilir.
Gelişimsel Etkiler: Özerklik, Yeterlik ve Bağlanma
Gelişimsel açıdan bakıldığında, Self Determination Theory (SDT) bağlamında üç temel psikolojik ihtiyaç gözetilir: özerklik (autonomy), yeterlik (competence) ve ilişki kurabilme (relatedness). Geçmiş çalışmalar, helikopter ebeveynliğin bu ihtiyaçların karşılanmasını engelleyebileceğini göstermektedir.
Örneğin bir çalışmada “yüksek-ölçüde helikopter ebeveynlik” algısı, ergenlerin özerklik ve ilişki kurma deneyimlerini düşürmüştür. Bunun sonucunda olumlu duyguların azaldığı, olumsuz duyguların arttığı gözlenmiştir.
Bu bulgu yalnızca çocukluk değil, beliren yetişkinlik döneminde de geçerlidir. Yani özerklik gelişimi aksadığı zaman bireyler sosyal ilişkilerde zorlanabilir, bağlanma stilleri güvensizleşebilir ve yaşam boyu sürecek psikolojik kırılganlıklar ortaya çıkabilir.
Psikolojik Sağlık Açısından Yansımalar
Araştırmalar, helikopter ebeveynlik ile çocuk ve ergenlerin yüksek kaygı düzeyi, depresyon eğilimi, düşük benlik-yeterliği ve akademik motivasyondaki düşüş gibi olumsuz sonuçlar arasında ilişki olduğunu göstermektedir.
Örneğin sistematik bir derlemede, ebeveynin aşırı kontrolcü ve koruyucu tutumlarının ergen ve genç yetişkinlerde kaygı ve depresyon belirtileriyle doğrudan ilişkilendirildiği rapor edilmiştir. Türkiye’de yapılan bir çalışmada ise helikopter ebeveynlik algısının artmasıyla gençlerin psikolojik iyi oluş düzeyinin azaldığı bulunmuştur.
Bu durumda iyi niyetle yapılan yoğun ebeveyn müdahalesi; çocuğun kendi deneyiminden öğrenmesini, hatalarla baş etmesini, çözüm üretmesini engelleyerek uzun vadede daha savunmasız bireyler oluşmasına yol açabilir.
Klinik ve Pratik Açıdan Değerlendirme
Kliniğe ya da ailelerle yapılan çalışmalarda helikopter ebeveynlik temasını ele almak önemlidir. Özellikle şu noktalar dikkat çekicidir:
• Müdahale ve başarısızlık deneyiminin engellenmesi
Ebeveynin “çocuğu başarısızlıktan koruyayım” kaygısıyla sürekli müdahale etmesi, çocukta başarısızlığı deneyimleme fırsatını ortadan kaldırır. Bu da “ben kendi başıma yapabilirim” duygusunun gelişmesini engeller.
• Problem çözme ve duygu düzenleme becerisine etkisi
Çocuk veya genç bireyle çalışırken ebeveyn tutumlarının çocuğun sorun çözme becerisi, duygu düzenleme kapasitesi ve benlik saygısı ile ilişkisi değerlendirilebilir.
• Ebeveynin destek-kontrol dengesini yeniden kurması
Aileye yönelik çalışmalarda amaç, ebeveynin gözetim ve destek dengesini gözden geçirmesini sağlamaktır. “Yanında olmak ama her adımı sen kontrol etme” modeli üzerinde durulur.
• Ebeveynin kendi kaygılarıyla çalışılması
Terapi sürecinde ebeveynlere kendi kaygı düzeyleri, kontrol ihtiyaçları, mükemmeliyetçilik eğilimleri üzerinde çalışmaları önerilebilir. Çünkü helikopter tutum genellikle ebeveynin kendi geçmiş deneyimleri, başarısızlık korkusu veya mükemmeliyetçi beklentileriyle bağlantılıdır.
Bilimsel Gelişmeler ve Gelecek Yönelimleri
Son dönemde yapılan araştırmalar, helikopter ebeveynliğin etkilerini tek başına değil; bireyin dayanıklılık (resilience), benlik-yeterliği ve duyusal işlemleme hassasiyeti gibi değişkenlerle birlikte ele almanın önemini vurgulamaktadır.
Örneğin bir güncel incelemede, helikopter ebeveynlik ile depresyon arasında bir ilişki bulunmakla birlikte, bu ilişkinin “psikolojik dayanıklılık” gibi koruyucu faktörlerle azaltılabileceği belirtilmiştir.
Bunun yanı sıra yalnızca kesitsel çalışmaların varlığı, sebep-sonuç ilişkilerini ortaya koymakta sınırlılık taşımaktadır. Uzunlamasına çalışmaların azlığı, özellikle ilerleyen dönemlerde ebeveyn tutumu ile çocuğun ergenlik ve yetişkinlikteki ruh sağlığı arasındaki dinamikleri anlamada bir boşluk bırakmaktadır.
Özetle
Helikopter ebeveynlik, koruma amacıyla başlasa da çocukların gelişimsel olarak özerklik, yeterlik ve sosyal ilişki becerilerinin gelişimini engelleyebilir. Bu durum uzun vadede kaygı, depresyon ve düşük benlik-yeterliği gibi psikolojik risklerle bağlantılıdır.
Klinik ve aile çalışmaları açısından ebeveynlerin bu tutumlarını fark etmeleri, destek-kontrol dengesi üzerine düşünmeleri ve gerektiğinde yönlendirilmesi önemlidir. Araştırma alanında ise bu tutumun farklı kültürlerdeki etkileri, tarihsel evrimi ve koruyucu faktörlerle etkileşimi üzerine daha çok çalışma gerekmektedir.
Kaynaklar
-
Vigdal ve ark. (2022). A Systematic Review of “Helicopter Parenting” (PMC)
-
Ülker (2025). Helicopter Parenting and Psychological Well-Being (BioMed Central)
-
Bannayeva (2023). Helicopter Parenting: A Review (DergiPark)
-
Wang ve ark. (2025). Helicopter Parenting and Youth Affective Well-Being (SpringerLink)


