Geçmişiyle Hannibal Lecter
İkinci Dünya Savaşı’nın yaşandığı yıllarda, 6 yaşlarındayken, Hannibal Lecter’in ve ailesinin katliamların yapıldığı bölgelerden birinde yaşıyor olmaları sebebiyle çok sevdiği anne ve babası bu katliamlar sırasında hayatını kaybetmiş, kız kardeşi olan Mischa ise dönemin şartları sebebiyle yiyecek bulamayan ve açlığa dayanamayan bir grup yağmacının yemeği olmuştur.
Kız kardeşi Mischa’yı yiyen vahşi insanların Hannibal Lecter’ın kendisine de kız kardeşi Mischa’nın etinden yedirdiklerini öğrenen Hannibal Lecter tüm bu olanlardan sonra yetimhaneye gönderilmiş ve orada gördüğü zorbalıklarla büyümüştür. Yaşadığı ağır travmalar sonrasında dönüştüğü eşi benzeri bulunmayacak bir seri katil kişiliği, zihninin o dönemde nasıl etkilendiği bize göstermektedir. (Harris, 2000).
Hannibal Lecter’ın tüm hayatını etkileyen travmaları belki de kahraman arketipine karşı düşman arketipini, ben arketipine karşı gölge arketipini güçlendirmiş olup tüm yaşamını bu karanlık arketipler temelinde şekillendirerek sürdürmesine sebep olmuş olabilir.
Kollektif bilinçdışındaki karanlık arketiplerin kendini göstermesi 14 yaşını bulmuş olan Hannibal Lecter, 14 yaşına geldiğinde birlikte yaşadığı yengesine kötü davranan bir adamı öldürmesiyle ileriki yaşantısının ipuçlarını vermiştir.
Hannibal Lecter’ın yamyam seri katile dönüşme sebebinin yalnızca yaşadığı ağır travmalar olduğunu söylemek doğru değildir. Hannibal Lecter çocukluk yıllarında hayvanlara eziyet etme ve öldürme gibi davranışlarda bulunduğunu ifade etmesi bu dönemlerde bir çocuk olan Hannibal Lecter’ın belki de hayvanlara yaptığı bu davranışlarının sosyopat kimliğinin ilk göstergeleri olduğu söylenebilir.
Hannibal Lecter ve Arketipleri
Hannibal Lecter; müzik zevki, edebiyat, felsefe, tarih ,psikiyatri, tıp ve sanat donanımı, resim yapma kabiliyeti, damak zevki ve aşçılık becerisi, seçkin çevresinin yanı sıra davranışları ve giyim şekli, diksiyonu, uslubü ve üstün zekâsıyla idealize edilen tüm özelliklere sahiptir. Hannibal Lecter, örnek bir “beyaz erkek” modeli görünümünde olmasına rağmen görünümünün altına gizlediği şey asıl kimliğidir. Hannibal Lecter; manipülatif, soğukkanlı bir yamyam, bir seri katildir (Gürbüzoğlu, 2017).
Kişinin dış dünyaya uyumunu, taktığı maskeyi ‘’persona’’ temsil eder. Bu maske sayesinde kişi, kendini çevresine göstermek istediği gibi gösterir. Bu sebeple persona arketipine ‘’uyum arketipi’’ veya ‘’sosyal arketip’’ de denmektedir. ‘’Gölge’’ ise kişinin karanlık tarafıdır. Gölge, kişinin sergilediği davranışlarının tam karşıtı olabilir. Engellenenleri arzulayan; ilkel, kontrolsüz ve hayvani bir taraftır. Topluma ve idealize edilene uymayan vahşi arzu, his ve düşünceleri kapsar (Serrican, 2015). Bu bağlamda incelendiğinde Hannibal Lecter’in entellektüel kimliğini bir persona olarak kullandığını böylece asıl kimliği olan gölge yanını yani yamyam bir seri katil olduğu gerçeğini çevresinden gizlediğini söylemek mümkün.
‘’Hilebaz’’ arketipinin ortak bir gölge figürü olduğu söylenebilir. Tipik özellikleri kurnazlık, alaycılık, tahmin edilemezlik, tahrip etme hırs ve arzusudur. En belirgin olduğu anları, hayvani seviyeyi aşamamış, ayrımlaşmasını tamamlayamamış bilincinin yansıması denilebilir (Jung, 2012). Hannibal Lecter’in kurbanlarını manipüle etme becerisi, kimi zaman karşı tarafın zayıf yönlerini silah olarak kullanması, zihinlerine girerek arzuladığı şeyleri yaptırabilmesi bunların yanı sıra vahşi bir güdüyle ateşli silah kullanmadan kurbanlarını öldürmesi ve yemesi hilebaz arketipini gösteriyor denilebilir.
Hannibal Lecter, bilincin çekirdeği olan ‘’ben’’ arketipi sayesinde nerde nasıl davranacağını, arketiplerinin ortaya çıkacakları zamanı, benliğinin bütünleşmesini kontrol edebilmektedir. Hannibal Lecter, her ne kadar ilkel/ vahşi içgüdülere sahip olursa olsun bu güdülenmelerle ve dürtüsellikle cinayetlerini işlerken bile bilincini ve soğukkanlılığını hiçbir zaman bırakmamış, son derece rahat ve endişesiz bir biçimde gölgesinin arzularına hizmet etmiş, büründüğü personası sayesinde de çevresine gerçek benliğini hissettirmemiştir.
‘’Hükümdar’’ arketipine bakıldığında hükmetmek için dünyaya gelmiş bir figür karşımıza çıkar. Hükümdar arketipi; kontrolü elinde tutmayı, lider olmayı, otorite kurmayı amaçlar (Kurultay, 2017). Hannibal Lecter’ın her şeyi kontrol etme arzusunda, otoriterliğinde ve emir verme davranışlarında ‘’hükümdar’’ arketipini görebiliriz. Hannibal Lecter; tüm gücün elinde olmasını arzulayan, yönetmeyi seven, katı ideallere sahip bir adam olarak karşımıza çıkmaktadır.
Hannibal Lecter’ın Kişilik Tipolojisi
Hannibal Lecter, patolojik bir karaktere sahip olduğundan tam anlamıyla bir kişilik tipolojisine oturtulamayabilir. Carl Gustav Jung’un da belirttiği gibi bu kişilik tiplerinden birkaçına birden sahip olmak da mümkündür.
Bu bağlamda incelendiğinde Hannibal Lecter’ın duygudan uzak olması, soğukkanlılığı ve nesnel düşünme tarzı ile sahip olduğu keskin idealler ve yüksek zekası ile dışadönük düşünen tipi andırırken, yemek, müzik, sanat ve edebiyat gibi birçok duyusal hazza verdiği önem, estetik algısı ve entellektüel donanımı dışadönük duyusal tipi andırır. Diğer yandan Hannibal Lecter, toplumsal normlara ve geleneklere baş kaldırmasıyla, çevresini etkileme gücüyle, tuhaf ve farklı bir kişiliğe sahip olması ve ikna kabiliyetiyle dışadönük sezgisel tipi de anımsatmaktadır.
Hannibal Lecter ve Karşıtlıklar İlkesi
Yaşamın amacının karşıtlıklar arası dengenin kurulması olduğunu düşünen Carl Gustav Jung gibi Hannibal Lecter da entellektüel psikiyatrist kimliği ile yamyam seri katil kimliği arasında kusursuz bir denge kurmuş, karşıtlıklarının farkında olmasının yanı sıra içselleştirdiği karanlık yanını ‘’aşkınlık’’ ilkesiyle yaşamında rehber olarak kullanmış ve cesurca planlarını gerçekleştirmiştir. Hannibal Lecter, elbette Carl Gustav Jung’un kuramındaki bu ilkeleri Carl Gustav Jung’un açıkladığı gibi sağlıklı bir yönde kullanmamıştır. Carl Gustav Jung’un aşkınlık özelliğinin sağlıklı bir kişiliğin temeli olduğunu ifade ettiği göz önüne alındığında Hannibal Lecter bu sağlıklı kişilikten oldukça uzaktır.
Sonuç
Carl Gustav Jung’un Analitik Psikoloji kuramı bağlamında analiz edildiğinde bu kuramın kavramlarını, arketiplerini ve ilkelerini açıklayan bir karakter olarak bu çalışmada Hannibal Lecter karakterine yer verilmiştir.
Hannibal Lecter; üstün zekası ve kurnazlığıyla, manipülasyon yeteneğiyle sergilediği personasıyla herkes tarafından imrenilen bir kişiliğe sahip çekici bir adam gibi görünerek çevresine hiçbir şüphe hissettirmeden ilkel dürtülerine ve arzularına yani gölge tarafına hizmet ederek kurbanlarını seçen ve yiyen yamyam bir seri katildir.
Çocukluk döneminde geçirdiği ağır travmalarından önce bile hayvanlara eziyet etme ve sonucundan pişmanlık duymama gibi bir geçmişe sahip olan Hannibal Lecter belki de gölge arketipinin insan bünyesinde vücut bulmuş halidir.
Ben arketipi sayesinde kimliğindeki tüm karşıtlıkları bir denge halinde kullanan Hannibal Lecter, yalnızca kendi istediğinde vahşileşecek kadar bilinci yerinde ve kontrolü elinde tutan bir adamdır.
KAYNAKÇA
Gürbüzoğlu, P. (2017). Romandan Sinemaya Kötülüğün İdeolojik Olarak Kurgulanması: Hannibal Lecter. Sosyolojik Düşün, 2(1), 64-74.
Çabuklu, Yaşar (2007). Toplumsal Kurgular ve Cinsiyetçilik. İstanbul: Everest Yayıncılık.
Harris, Thomas (2000). Hannibal. İnkılap Yayınları, Çeviren: Murat Sağlam, İstanbul.
Geçtan, Engin (1993). Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar. Remzi Kitabevi, İstanbul.
Manav, A. H. (2021). Kadın Kahramanın Yolculuğu Modeli Bağlamında Kuzuların Sessizliği Filmi Üzerine Bir İnceleme. Journal of Human and Social Sciences, 4(1), 78-91.
Yücel, E. (2022). Beş Eksenli Kişilik Analizi Modeline Göre Roman Kişilerinin Analizi. Gaziantep University Journal of Social Sciences, 21(2), 1113-1142.
Taylor, A. (2013). A Cannibal’s Sermon: Hannibal Lecter, Sympathetic Villainy and Moral Revaluation. Cinema: Journal of Philosophy and the Moving Image, (4), 184–208.
Samancıoğlu, E. (2017). A Likable Cannibal: Why The Audience Likes Such A Villainous Character As Hannibal Lecter in Bryan Fuller’s TV Show. Master’s Thesis. İstanbul: Bahçeşehir University
Creed, B. (2004). Freud’s worst nightmare: Dining with Dr. Hannibal Lecter. Schneider, SJ (Ed.). Horror Film and Psychoanalysis: Freud’s Worst Nightmare, (1), pp.188-202. Cambridge University Press.
Kavut, S. (2020). Carl Gustav Jung: Kavramları, Kuramları ve Düşünce Yapısı Üzerine Bir İnceleme Carl Gustav Jung: A Study on His Concepts, Theories and Philosophy. Uluslararası Kültürel Ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 6(2), 681-695.
Gülcan, C. (2020). Psikolojik Tipler Ve Jung Psikolojisi Üzerine Bir Değerlendirme. Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi, 12(23), 566-579.
Serrican, E. (2015). Carl Gustav Jung’un analitik psikoloji kuramındaki arketip kavramının edebiyata yansıması. International Journal of Social Sciences and Education Research, 1 (4), 1205-1215.
Türkileri, N., & Tanık, D. (2023). Jungçu Arketipler Bağlamında Astro-mitik İkilikler. Ardahan Üniversitesi İnsani Bilimler Ve Edebiyat Fakültesi Belgü Dergisi(Özel Sayı), 274-284.
Jacobi, J. (2002), C. G. Jung Psikolojisi, Mehmet Arap; çeviri, İstanbul: İlhan Yayınevi.
Sungurlar, I. (2013). Bir arketip olarak gölge. İstanbul: Işık Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Kurultay, A. B. (2017), Arketipler: Markaların Yeni Anlam Yaratıcıları. İstanbul: Kadir Has Üniversitesi.