Çarşamba, Ekim 1, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Gençlikte Teknoloji Bağımlılığı

Bağımlılık Tanımı Nedir?

Bir madde ya da davranışı kullanmayı bırakmada zorluk olarak tanımlanabilmektedir.

İnternet bağımlılığı ise sosyal ya da akıllı telefon bağımlılığı DSM-5’te birer bozukluk olarak sınıflandırılmamaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2018 yılı “Hane Halkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması” raporu verilerine göre Türkiye’de internet kullanımı 16 yaş grubu bireylerde %59,6, 74 yaş grubundaki bireylerde ise %72,9 oranındadır. 2017 yılında sunulan TÜİK raporuna göre bu oranlar 16 yaş grubu bireylerde %56,6, 74 yaş grubu bireylerde ise %66,8’dir. Bu rapor sonuçlarına göre sosyal medyanın kullanım oranı internet kullanım amaçları içinde ilk sırada yer almaktadır. Bu raporda ülkemizde hanelerin %96’sında cep telefonu olduğundan bildirilmektedir. Sosyal medya kullanım yaş oranları düştüğü fenomen olma umudu ile meslek seçimlerinin dahi önüne geçtiği düşünülmektedir.

Teknoloji Bağımlılığı İle İlgili Yapılmış Çalışmalar İncelendiğinde;

Ruhsal bozukluklar içinde teknoloji bağımlılığı ile ilişkisi en çok çalışılan ruhsal rahatsızlıklardan biri depresyondur. Depresyon ile teknoloji bağımlılığı arasında olumlu yönde anlamlı ilişki olduğu ve depresyonu olanlarda teknoloji bağımlılığının oldukça yüksek olduğu bildirilmektedir. Depresyonda olan bireylerin gerçek sosyallik aktiviteleri azaldığı için sosyal medya üzerinden sosyalleşebildikleri düşünülmektedir.

Ailesi ile ilişkisi yetersiz olan, aile içinde tutarsız davranışlar, aile içinde iletişim, ilgi ve sevgi yetersizliğinin olması, ergenden aşırı beklentilerin olması, ergenin teknoloji kullanımına daha çok yönelmesine neden olan risk faktörleri olarak bildirilmiştir. Ergenlik döneminde ilgi alanlarının çevreye karşı çok daha farklı olduğunu biliyoruz ve sosyal medya bu alanda toplumda “nasıl kabul görürüm” anlayışını ergenler üzerinde de yansıtmaktadır. Cinsiyet arayışında olan birçok genç bu konuda da sosyal medyanın üzerlerinde etkisinin olduğu bilinmektedir.

Ayrıca akran baskısı, algılanan sosyal desteğin azlığı, yalnızlık ve utangaçlık bildirilen risk faktörleri arasındadır. Yapılan araştırmalarda teknoloji bağımlılığında cinsiyetin risk faktörü olduğu sıklıkla bildirilmektedir. Buna göre erkek ergenlerin internet bağımlılığı ve dijital oyun bağımlılığı risklerinin yüksek olduğu, kız ergenlerin ise akıllı telefon bağımlılığı için erkek ergenlere göre daha fazla risk altında oldukları bildirilmiştir. İnternette (akıllı telefon, bilgisayar, oyun oynama araçları) geçirilen zamanın artması ergenin teknoloji bağımlılığı riskini arttırmaktadır.

Bireylerin sosyal desteklerini yetersiz olarak algılamalarının yalnızlaşmalarına ve yalnızlık duygularının da farklı arayışlara yönelmelerine neden olabildiği bilinen bir gerçektir.

Klinik Gözlemler: Teknoloji Bağımlılığının Yaygınlaşma Süreci

Klinik gözlemler, teknoloji bağımlılığının gelişiminde bazı ortak durumlara işaret etmektedir:

  • Arkadaş çevresiyle internet üzerinden oynanan oyunlar, gençlerin sanal dünyaya yönelmesine ve gerçek yaşam ilişkilerinden uzaklaşmalarına neden olabilmektedir.

  • Aile içinde sınırların ve kuralların yeterince belirgin olmaması, gençlerin teknoloji kullanımını sınırlamada zorluk yaşamalarına yol açmaktadır.

  • Aile ve sosyal çevre ile iletişim eksiklikleri, genç bireylerin sanal ortamlara daha fazla yönelmesine sebep olabilmektedir.

  • Özellikle çalışan ebeveynlerin akşam saatlerinde çocuklarına yeterince zaman ayıramamaları, çocuklarda duygusal boşluk hissi oluşturarak teknolojik bağımlılığa zemin hazırlayabilmektedir.

Bu bağlamda, teknoloji bağımlılığıyla mücadelede önemli bir adım; özellikle dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), depresyon ve sosyal fobi gibi psikopatolojik durumlarla ilişkilendirilen teknoloji bağımlılığı riskinin azaltılması için, ruh sağlığı hizmetlerinin teknolojinin yaygın olduğu tüm alanlara entegre edilmesi olacaktır.

Psikopatolojilere Bağlı Olarak Ortaya Çıkan Teknoloji Ne Zaman Bağımlılık Olarak Değerlendirilir?

Teknoloji bağımlılığının oluştuğunu söyleyebilmek için altı temel ölçüt bulunmaktadır:

  • İlgi Odağı Haline Gelmesi: Teknolojik araçların ya da aktivitelerin bireyin yaşamında en önemli unsur haline gelmesi ve zihninin sürekli bu meşguliyetle dolu olması.

  • Duygu Durum Düzenleyici Olarak Kullanım: Kişinin ruh halini değiştirmek ve/veya duygusal sıkıntılarını hafifletmek amacıyla teknolojiye yönelmesi. Teknolojik imkânlara ulaşamamak bireyde huzursuzluk yaratırken, erişim sağlandığında belirgin bir rahatlama hissedilmesi.

  • Tolerans Gelişimi: İlk başta alınan duygusal tatmini sağlamak için zamanla teknoloji kullanım süresinin ya da sıklığının artması.

  • Yoksunluk Belirtileri: Teknoloji kullanımının kısıtlandığı ya da erişim sağlanamadığı durumlarda fiziksel ve psikolojik anlamda huzursuzluk ve gerginlik yaşanması.

  • Yaşam Alanlarında Çatışma: Aşırı teknoloji kullanımı nedeniyle iş, okul, aile veya arkadaş ilişkilerinde sorunlar yaşanması ve bu durumun bireyin hayat kalitesini olumsuz etkilemesi.

  • Tekrar Başlama (Nüks Etme): Teknolojiyi sınırlamaya veya bırakmaya yönelik çabalardan sonra tekrar aşırı kullanıma geri dönülmesi.

Kaynaklar

Ektiricioğlu ve ark., Arşiv Kaynak Tarama Dergisi. Archives Medical Review Journal Ektiricioğlu ve ark., Cilt: 29 Sayı: 1, 51 – 64, 31.03.2020
Mehmet Dinç, Teknoloji Bağımlılığı ve Gençlik, Gençlik Araştırmaları Dergisi, Aralık 2015, 3(3), 31-65
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Hane halkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması. Erişim: http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.doid=21779 Erişim tarihi: 18 Ocak 2018
Problematic Internet use in Chinese adolescents and its relation to psychosomatic symptoms and life satisfaction. Published: 14 October 2011 Volume 11, article number 802, (2011)
Development and psychometric properties of the Problematic Internet Use Questionnaire Andrew Thatcher and Shamira Goolam, Published Online: 1 Nov 2005

Müge Cantürk
Müge Cantürk
17 Aralık 1990 yılında Trenton N.J USA de doğdum. 2014 yılı İstanbul Okan Üniversitesi psikoloji bölümünü kazandım gönüllü olarak Nörolog Bulent Madi tarafından oluşturulan İstanbul’da Altis danışma merkezinde okul öncesi ve okul çağına hazırlık programında gönüllü staj yaptım. Psikoloji bölümünden mezun olduktan sonra Mersin Anamed Hastanesi’nin fizik tedavi ve rehabilitasyon bölümünde bir müddet psikolog olarak görev aldım.Eğitimimi klinik alanda geliştirebilmek istediğim için 2015-2017 yılları arasında İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde Tezli klinik psikoloji yüksek lisans eğitimini tamamladım. Stajım Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde yetişkin psikoz bölümünde yatan hastaların birebir bakılması ve incelenmesiydi. Tez konum olarak ise ; Cezaevinde yatan erkek mahkumların çocukluk çağı travmaları. Bu çalışmam Anatolian Journal of Psychiatry de kabul görüp makale olarak yayınlandı . Bunun yanı sıra bir çok sertifika programlarına, eğitimlerine de dahil olmaya devam ettim ve ediyorum. Yüksek lisans sonrasında iş hayatıma Antalya Özel Termessos Hastanesi’nde 2018 yılında klinik psikolog olarak görev alarak başladım. Hastanede hem çocuk hem ergen hem de yetişkin alanlarının yanı sıra cinsel terapi, aile evlilik terapisi gibi bir çok alanda hizmet verdim. Bunun yanı sıra anaokulu, kreş ve lise öğrencileri, aileleri ve eğitmenlerine seminerler verdim. 2020 yılında ilköğretime başlayan çocukların kaygılarını anlattıgım hem çocuklara velilere hem de öğretmenlere önderlik olsun diye “Birlikte Çok İyiyiz” adlı çocuk kitabını yazdım. Daha sonra Amerika’da çocukları gözlemlediğim gönüllü olarak gerçekleştirdiğim gelişim çağındaki çocuklarla görev aldım ve amerika dönüşümde tekrar Antalya Termessos Hastanesi’nde görevime devam. 2024 Eylül ayı itibari ile Özel terapi Tıp Merkezi’nde sizlere hizmet vermekteyim.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar