Pazar, Ekim 12, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Farklılıkların Farkındalığı: Nöroçeşitlilik

Tıpkı her birimizin parmak izinin kendine özgü, biricik ve diğerlerinden farklı olması gibi, beynimizin işleyişi, çalışma şekli ve yapısı da farklıdır. Buna nörobilişsel işlevlerimiz de dahildir. Nörobilişsel işlev, beyindeki belirli yollar veya bölgelerle ilişkili bilişsel işlevlerimizdir. Her birimizin kendine özgü nörobilişsel işlevleri vardır; buna nöroçeşitlilik denir.

Bu kavram ilk olarak, kendisi de otizm spektrum bozukluğuna sahip olan Sosyolog Judy Singer tarafından ortaya atılmıştır. Singer, nörolojik farklılıklara sahip bireyleri birer hasta olarak görmek ve onları “hasta” olarak etiketlemek yerine, bu farklılıkların insan doğasının “doğal çeşitliliği” olarak kabul edilmesi gerektiğini savunmuştur. Bu doğrultuda, bireylerin farklı düşünme, öğrenme, algılama biçimlerinin doğal olduğu, bir eksiklik olmadığı savunularak tek bir doğru yolun olmadığı fikri ön plana çıkarılmış; bireylerin topluma katılması desteklenmiştir.

Toplumsal Algı ve Nörolojik Farklılıklar

Tüm insanlardaki farklılıkları kapsayan nöroçeşitlilik kavramı, genellikle daha çok otizm spektrum bozukluğu (OSB), dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), öğrenme güçlükleri gibi nörolojik veya gelişimsel farklılıklar için ön plana çıkmaktadır. Bu farklılıklar çoğu zaman toplum tarafından buna sahip olan birey için bir olumsuzluk olarak görülmektedir.

Ancak nöroçeşitlilik, kimi zaman dezavantaj gibi görünse de avantaj olarak görülebilecek kısımları da bulunmaktadır. Mesele, konuya nereden bakıldığındadır! Örneğin, otizm spektrum bozukluğunu ele alalım.

Otizm Spektrum Bozukluğu ve Güçlü Yönler

Tohum Otizm Vakfı’nın Otizm Spektrum Bozukluğu tanımına göre otizm, doğuştan gelen ve genellikle erken çocukluk döneminde fark edilen bir nörogelişimsel bozukluktur. Tekrarlayan davranışlar, takıntılar ve alışılmadık, sıra dışı ilgi alanları otizmin belirgin özelliklerindendir. Sallanma ya da parmak ucunda yürüme gibi davranışlar otizmli bireylerde sık görülmekte ve stres veya yoğun duygular sırasında artış gösterebilmektedir.

Diğer yaşıtlarıyla karşılaştırıldığında otizmli bireyler; iletişim kurma, sosyal etkileşimde bulunma, oyun oynama, arkadaşlık geliştirme gibi alanlarda belirgin güçlükler yaşamaktadır. Ayrıca otizmli bireyler, günlük rutinlerinin ve çevrelerinin alışık oldukları şekilde, belirli bir düzende olmasına karşı yoğun bir ihtiyaç duymakta ve bu konuda ısrarcı davranabilmektedirler.

Genel çerçeveden bakıldığında otizmli bir bireyin yaşamının oldukça zor olduğu ve başkalarıyla etkileşim halinde olduğu bir alanda bulunduğunda kendisinin ya da çevresinin rahatsız olabileceği birtakım durumların gelişebileceği düşünülebilir. Bu noktada nöroçeşitlilikteki dezavantaj olarak adlandırılabilecek davranışları avantaj olarak görebileceğimiz bir bakış açısı değerlidir.

Odaklanma Yeteneği ve Üretkenlik

Otizmli bir bireyin şirkette çalıştığını ve odaklanması gereken bir görevi olduğunu düşünelim. Nöroçeşitliliğe sahip olan bireylerden bazıları gürültülü ortamları sevmezler ve bu ortamlarda huzursuz olurlar. Ofiste çalışmak da çoğu zaman gürültülü bir ortamı beraberinde getirmektedir. Peki şimdi ne olacak?

Aslında cevap kişinin kendisinde gizli. Otizmli bireylerin uzun süre boyunca yoğun bir şekilde odaklanma yeteneğine sahip oldukları bilinmektedir. Bu yetenek, otizmli bireyin ofiste çalışırken gürültü engelleyici bir kulaklık kullanması ile takımındaki en üretken kişi haline gelmesini ve başarılı işlere adım atmasını sağlayabilir. Böylece bu bireyler hayatlarının belirli bir bölümünde yaşadıkları stres düzeyini azaltabilir ve bunu üretkenliğe dönüştürebilirler.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)

Diğer bir örnek olarak Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)’nu ele alalım. DEHB, genetik, biyolojik ve çevresel pek çok etkenin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan, çocukluk döneminde başlayan ve çoğu zaman yetişkinlikte de devam edebilen nörogelişimsel bir bozukluktur. Temel belirtileri arasında dikkat süresinde azalma, dürtüsellik ve aşırı hareketlilik bulunmaktadır.

DEHB’li bir bireyin uzaktan çalışma düzeninde bir işte çalıştığını düşünelim. Bu kişinin gün boyunca bilgisayar başında saatlerce oturarak iş yapmasını beklemek pek de gerçekçi bir beklenti olmayacaktır. Ancak kişi, kendisi için rahatsız edici olabilecek olan bu çalışma düzenini avantaja çevirebilir. Boyu ayarlanabilen bir masada çalışmayı seçerek istediğinde oturarak, istediğinde ayakta çalışabilir. Hatta ev tipi bir yürüme bandında yürürken bir yandan işini yapabilir.

Birey böyle bir çalışma şekliyle hem hareket halinde olur hem de farklı şekillerde çalışarak sıkılma ihtimalini azaltır. Ayrıca bu değişiklikler sayesinde odaklanma seviyesini ara ara artırarak yaptığı işin verimli hale gelmesini sağlayabilir.

Sonuç: Farklılıkları Kucaklamak

Nöroçeşitlilikle ilgili olarak bu ve bunlar gibi pek çok örnek verilebilir. Burada unutulmaması gereken, Singer’ın da belirttiği gibi, bireylerin sahip olduğu bu “doğal çeşitliliği” bir hastalık olarak görüp nöroçeşitliliğe sahip bireyleri dışlamaktan çok; farklılıklarımızla var olduğumuzu hatırlamak ve hepimizi biricik yapan bu farklılıkları kucaklayarak “biz” olabilmektir.

Ebru Günay
Ebru Günay
Ebru Günay, Ege Üniversitesi’nde Psikoloji bölümü son sınıf öğrencisidir. Psikolojiye olan ilgisini keşfettiğinden beri bu alanda kendini geliştirmeyi hedef haline getirmiştir. Bunun için öğrencilik zamanı boyunca birçok toplulukta bulunmuş, içerik üretmiş ve çeşitli konularda yazılar yayımlamıştır. Sürekli olarak yeni şeyler öğrenmeyi, öğrendiği bilgileri başkalarıyla paylaşmayı sevmesi yazı yazma motivasyonunun temelidir. Psikolojinin herkes için ulaşılabilir olmasını amaçlayan Günay, ruh sağlığının korunması ve geliştirilmesine yönelik çeşitli yazılar kaleme almayı hedeflemektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar