Çarşamba, Haziran 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Ertelemenin Görünmeyen Yüzü: Bilinçdışının Sessiz Direnişi

Günümüzün hızla akan yaşam temposu, bireyleri her zamankinden daha üretken, organize ve zamanla uyumlu olmaya zorlamaktadır. Ancak pek çok insan, önemli işleri ve sorumlulukları yapmaları gereken anda bilinçli ya da bilinçdışı bir biçimde ertelemektedir. Erteleme davranışı, yalnızca akademik ya da profesyonel hayatı değil; ilişkilerden gündelik görevlerin yerine getirilmesine kadar pek çok alanı etkileyen yaygın bir davranış biçimidir. “Neden yapmam gerekeni yapmıyorum?” sorusu ise bireyin iç dünyasında önemli bir çatışmanın göstergesi olabilir.

Modern psikoloji literatüründe erteleme davranışı sıklıkla zaman yönetimi yetersizliği, düşük özdenetim ya da motivasyon eksikliği ile açıklansa da bu yaklaşımlar çoğu zaman yüzeysel kalmaktadır. Ertelemenin yalnızca bilinçli kararlar sonucu ortaya çıkan bir davranış olmadığını gösteren pek çok gözlem vardır. Kimi zaman kişi, bir görevi ertelediğini fark ettiğinde kendisine bile anlam veremez; içsel bir direnç, görünürde hiçbir mantıklı sebep yokken dahi onu harekete geçmekten alıkoyar.

Bu noktada, bireyin içsel çatışmalarını, bastırılmış duygularını ve geçmiş deneyimlerini inceleyen psikodinamik yaklaşım, erteleme davranışına daha derinlemesine bir açıklama sunar. Psikodinamik kuramlar, ertelemenin bir tür savunma mekanizması olduğunu ve bu davranışın bireyin bilinçdışı çatışmalarını regüle etmeye yönelik bir işlevi olabileceğini öne sürer. Özellikle çocuklukta gelişen benlik yapısı, ebeveyn figürleriyle yaşanan ilişkiler, içselleştirilmiş otorite temsilleri ve süperegonun baskısı, bireyin belirli durumlarda neden erteleme eğilimi gösterdiğini anlamada kilit rol oynar.

Bu yazı, erteleme davranışını yalnızca yüzeydeki davranışsal boyutlarıyla değil, aynı zamanda derinlikli içsel süreçlerle birlikte ele almayı amaçlamaktadır. Freud’un psikanalitik kuramından başlayarak, çağdaş psikodinamik yaklaşımların bakış açısıyla, ertelemenin altında yatan savunma mekanizmaları, narsistik kırılganlıklar ve otoriteyle yaşanan çatışmalar mercek altına alınacaktır. Böylece erteleme, sadece bir “zaman kaybı” değil, bireyin iç dünyasının bir dili olarak okunmaya çalışılacaktır.

Psikodinamik yaklaşımın temelleri Freud’un psikanalitik kuramına dayanır. Bu kurama göre insan davranışlarının büyük bir kısmı bilinçdışı süreçler tarafından şekillendirilir. Erteleme davranışı da yüzeyde planlama eksikliği gibi görünse de altında derin çatışmalar barındırabilir. Özellikle içsel yasaklar, bastırılmış duygular, süperego baskısı ve çocukluk döneminde öğrenilen baş etme biçimleri, erteleme davranışını sürdüren dinamikler olabilir (Ferrari, 2005).

Erteleme Davranışı ve Bilindışı

Freud’a göre birey, id, ego ve süperego arasında sürekli bir denge kurmaya çalışır. Erteleme davranışı, bazen bireyin süperego (ahlaki denetleyici) baskısına karşı bir pasif direnç biçimi olarak ortaya çıkabilir. Kişi bir işi yapması gerektiğini bilir ama bu görev, bilinçdışı düzeyde cezalandırıcı ebeveyn figürleriyle özdeşleştiği için içsel bir çatışma yaratır. Bu durumda ego, ertelemeyi bir savunma biçimi olarak kullanarak bireyi o görevle yüzleşmekten uzaklaştırır.

Bir diğer önemli psikodinamik kavram kaygı ve savunma mekanizmalarıdır. Erteleme çoğu zaman bireyin yaşadığı performans kaygısı, başarısızlık korkusu veya mükemmeliyetçilikle baş edememesi sonucu ortaya çıkar. Özellikle narsisistik kişilik özellikleri taşıyan bireylerde, başarısızlık olasılığı benlik saygısını tehdit ettiği için birey görevi bilinçdışı düzeyde erteler. Bu durum, aslında potansiyel başarısızlıktan korunma amacını güden bir regresyon ya da yadsıma gibi savunma mekanizmalarının bir uzantısı olabilir (McCown ve Roberts, 1994).

Nesne ilişkileri kuramı da erteleme davranışını anlamada önemli bir çerçeve sunar. Bu yaklaşıma göre, bireylerin erken dönem bakım verenleriyle kurduğu ilişkiler, onların içsel nesne temsillerini şekillendirir. Eğer bir birey, çocukluk döneminde koşulsuz kabul yerine eleştirel, cezalandırıcı ya da koşullu sevgi deneyimlediyse, bu kişi ileriki yaşamında kendini başarısızlıktan korumak için “hiç başlamama” stratejisine yönelebilir. Erteleme davranışı, bu bağlamda, bireyin içsel olarak “yeterli değilim, yaparsam yargılanırım” inancını yeniden üretmesinin bir yoludur (Rothstein, 1988).

Psikodinamik teorisyenler aynı zamanda ödipal çatışma ve otorite figürleriyle ilişkiler üzerinde de dururlar. Bazı bireylerde, üst ya da öğretmen gibi otorite figürleriyle yaşanan bilinçdışı çatışmalar, verilen görevlerin bu kişilerle özdeşleştirilmesine neden olur. Bu durumda, erteleme davranışı aslında dışsal bir görevden değil, içsel bir isyandan kaynaklanır. Göreve karşı duyulan direnç, otoriteye karşı geliştirilmiş pasif-agresif bir savunmadır (Milgram, 1991).

Bu davranışın bir başka yönü de bireyin başarıya değil, başarısızlığa yatırım yapmasıdır. Kulağa çelişkili gelse de bazı bireyler başarısızlığı önceden seçerek aslında kontrol duygusunu ellerinde tutarlar. “Zaten zamanında yapmadım, o yüzden başarısız oldum” demek, “çabaladım ama yetersizdim” demekten psikolojik olarak daha katlanılabilir hale gelir. Bu savunma, bireyin narsistik yaralanmalardan korunmasını sağlar.

Sonuç

Erteleme davranışı, modern yaşamda sık karşılaşılan bir sorun olmakla birlikte, yüzeyde görülen davranışın çok daha derinlerde yatan nedenleri olabilir. Psikodinamik perspektif, bu davranış biçimini yalnızca bireysel zayıflıklarla değil, bilinçdışı çatışmalar, geçmiş deneyimlerin izleri ve savunma mekanizmaları ile birlikte değerlendirmeyi önerir. Bu yaklaşım, ertelemenin bir sonuç değil, kişinin içsel dünyasında süregelen çözülmemiş meselelerin dışavurumu olduğunu vurgular.

Erteleme davranışı, bireyin kendi içindeki otorite figürlerine, yetersizlik duygularına, bastırılmış öfkeye ya da aşırı mükemmeliyetçilik beklentilerine karşı geliştirdiği bir psikolojik savunma mekanizması olabilir. Kimi zaman birey kendini hareketsiz kılarak, olası bir başarısızlığın ya da hayal kırıklığının sorumluluğunu üstlenmekten kaçınır. Bu durum, onun kırılgan benliğini koruma amacı taşıyan bilinçdışı bir strateji olarak işlev görebilir.

Terapi süreçlerinde, erteleme davranışının kökenlerine inildiğinde bireyin kendisiyle ilgili inançları, ebeveynleriyle olan ilişkileri ve benlik değerine dair algısı yeniden şekillenebilir. Psikodinamik yaklaşımla çalışan bir terapist, danışanın yüzeydeki davranışlarının ardında yatan duygusal düğümleri fark etmesine yardımcı olabilir. Bu içgörü, yalnızca erteleme davranışını azaltmakla kalmaz, aynı zamanda bireyin yaşamındaki diğer tekrarlayan döngüleri de anlamlandırmasına olanak tanır.

Dolayısıyla erteleme davranışı, yalnızca işlerin gecikmesine neden olan bir alışkanlık değil; aynı zamanda bireyin iç dünyasında süregelen bilinçdışı çatışmaların ve korunma çabalarının bir yansımasıdır. Bu davranışı anlamak ve dönüştürmek, sadece üretkenliği artırmak değil, aynı zamanda bireyin kendilik değerini yeniden inşa etmesine katkı sağlamak anlamına gelir. Erteleme davranışının ardındaki sessiz duyguları duyabilmek, bireyin hem geçmişiyle hem de kendisiyle barışmasına giden yolu açabilir.

Zeynep Yılmaz
Zeynep Yılmaz
Klinik psikolog ve araştırmacı. İstanbul’da doğdu. Lisans eğitimini Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik alanında tamamladıktan sonra İstanbul Aydın Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı’na kabul edildi. Eğitim hayatı boyunca pozitif şemalar, duygu düzenleme becerileri ve iyilik hali üzerine yoğunlaştı. Yüksek lisans sürecinde, özellikle pozitif şemaların bireylerin duygusal düzenleme becerileri ve iyilik hali üzerindeki etkilerini araştırdı. Kanser hastası yakınlarının psikososyal deneyimlerini de inceleyerek bu alanda farkındalık yaratmaya çalıştı. Akademik çalışmalarının yanı sıra, ruh sağlığı ve psikoloji alanında içerik üretmeye devam etti. Sosyal medya platformlarında paylaştığı motivasyonel ve düşündürücü alıntılarla geniş bir kitleye ulaştı. İçeriklerinde sıcak ve minimal bir görsel estetik kullanarak takipçilerine ilham vermeyi hedefledi. Bilimsel çalışmalarına ve içerik üretimine devam eden Zeynep Yılmaz, akademik kariyerine katkı sağlayacak projelerde yer almaya devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar