Birçok doğa olayı vardır bizleri etkileyen. Beklenmedik anda gerçekleşir, bir anda hepimizin gündemine oturur. Deprem, örneğin; yaşadığımız konum ve depremin merkezi gibi etmenler, depremle ilgili deneyimlerimizi birbirinden farklı kılar. Bazen kısa ve sık sarsıntılar yaşarken, bazen güçlü depremler bizi sarsar. Kendi içimize dönersek, depreme benzer deneyimler yaşadığımızı fark etmek güç olmasa gerek. Gün içinde olumlu ya da olumsuz yaşadığımız olay ve durumlar, içimizde bazen güzel, bazen yıkıcı depremler yaşatır. Tıpkı deprem merkezine olan mesafemiz veya yaşadığımız konum gibi etmenler gibi, olayları değerlendirme şeklimiz de duygularımızın şekillenmesinde önemli bir faktördür.
Bazı durumlara tahmin edilemeyecek duygularla yaklaşırız. Bu konuyu Bilişsel Davranışçı Terapi bağlamında ele aldığımızda durum çok daha netleşir. Bilişsel Davranışçı Terapi, olayları algılama şeklimizin duygusal tepkilerimize dayandığını savunur (Bilişsel Davranışçı Terapi Derneği, 2024). Çoğu zaman olayları nesnel, olduğu gibi görmekten ziyade, yaşanan olay veya durumları kendi merceğimizden görürüz. Bu nedenle yaşadığımız olaylar, aldığımız kararlar ve düşüncelerimizin ana kaynağı, bakış açımızdan kaynaklanır; bakış açımızı ise geçmiş deneyimlerimiz ve en önemlisi duygularımız şekillendirir.
Deprem Benzetmesiyle Duygular
Tekrar deprem benzetmesine dönersek, yaşadığımız olumlu ya da olumsuz durumlara bakış açımız, içimizde uyanan duygular ile bir bütünlük oluşturur. Bazen bu olaylar karşısında küçük bir sarsıntı hissederiz. Bu küçük sarsıntılardan zarar görmeden güzel deneyimler kazanırız. Bazense merkez üssümüz tam olarak kalbimizdir ve bu güçlü sarsıntılar bizim için yıkıcı olur. Güzel deneyimlerin ardından yaşadığımız heyecan ve mutluluk gibi duygular, tırtılın ihtişamlı bir kelebeğe dönüşmesi gibi bizleri dönüştürür ve ileriye yönelik daha pozitif adımlar atmamızı destekler. Ancak zorlu deneyimlerin ardından düşüncelerimizi ve duygularımızı toparlamak, daha büyük çabalar gerektirir.
Duyguların Tanımı ve Çeşitliliği
Duygular, bireyin öz benliğinin dışsal faktörlere karşı oluşturduğu psikolojik ve fizyolojik tepkilerdir. Bireyin ruh halinin dışarı yansıması, duygular aracılığıyla meydana gelir. Aynı zamanda bireyin davranış ve düşünce sistemini şekillendirme sürecinde büyük bir rol oynar. Her anımıza eşlik eden birtakım duygular vardır. En yoğun hissettiğimiz duygular arasında mutluluk, üzüntü, kızgınlık, şaşkınlık, korku ve tiksinme gelir. Ancak duygularımız bu kadar sınırlı mıdır?
Yakın zamanda UC Berkeley’de doktora öğrencisi Alan S. Cowen ve Prof. Dacher Keltner tarafından duygularla ilgili yeni bir harita yaratıldı. Bu harita, yukarıda sayılan duyguların oldukça sınırlı olduğunu gösterir. Cowen ve Keltner, 27 temel duygunun varlığını ortaya koymuştur: hayranlık, tapınma, estetik beğeni, eğlenme, kaygı, korku, beceriksizlik, can sıkıntısı, sakinlik, karışıklık, özlem, iğrenme, empatik acı, büyülenme, kıskançlık, heyecan, korku, dehşet, ilgi, neşe, nostalji, üzüntü, memnuniyet, aşk, sabır, alçakgönüllülük ve panik (Villines, 2022).
Duyguların Günlük Yaşamdaki Rolü
Bu duygular, günlük yaşantımızda bize sıklıkla eşlik eder. Yaşadığımız veya algıladığımız olay ve durumlarla ilgili kararlar alırken, başta bu 27 duygu olmak üzere birçok farklı duygudan besleniriz. Bazı duygular bizi güçlendirir ve pozitif düşünceler geliştirirken, bazıları ise daha negatif düşünceler üretir. Olumlu deneyimler sırasında olumlu duygular bizimle süregelirken, bu duyguları kabul etmekte zorlanmayız. Olumlu duygulara tutunur ve onlardan besleniriz. Ancak olumsuz ve zorlayıcı durumlarla karşılaştığımızda, bazen önceki deneyimlerimize odaklanarak başa çıkmaya çalışırız; fakat bu durum sandığımızdan daha karmaşık olabilir.
Duygu Düzenleme Nedir?
Duygularımızın davranışlarımızı ve algılarımızı olumlu etkileyebilmesi için duygu düzenleme becerilerimizin sağlıklı bir şekilde süregelmesi gerekir. Peki, duygu düzenleme nedir? Duygu düzenleme, bireyin bir olaya veya duruma verdiği tepkileri gözlemleyerek değerlendirmesi ve gerektiğinde bu tepkileri değiştirmesi sürecidir. Duygu düzenleme, ruh halimizi ve içsel dengemizi koruyarak sosyal ilişkilerimizle aramızda köprü olmasını destekler.
James J. Gross, ‘Süreç Modeli’ adını verdiği bir kavram ortaya koymuştur. Bu modele göre, duygularımız tepkilerimize dönüşmeden önce veya tepkilerimizle ortaya çıktığında müdahale edilebilir hale gelir. Bu müdahalenin gerçekleşmesi için beş aşamadan yararlanılır: durum seçimi, durum değiştirme, dikkat dağıtma, bilişsel yeniden değerlendirme ve tepki modülasyonu (Gross, 1998).
Duygu Düzenleme Aşamaları
- Durum Seçimi: O an yaşadığımız durum veya olaydan kaçınma eylemi gösterebiliriz. Bu, bizi duygusal tepkilerden yalıtır.
- Durum Değiştirme: Bize duyguyu hissettiren ortamdan geçici olarak uzaklaşmak, duygusal tepkilerimizi kontrol etmemizi destekler.
- Dikkat Dağıtma: Zorlandığımız duyguların ortaya çıkmasını sağlayan durumlardan dikkatimizi uzaklaştırırsak, kısa süreli bir mola ile tepkilerimizi düzenleyebiliriz.
- Bilişsel Yeniden Değerlendirme: Yaşadığımız olaya veya duruma farklı bir anlam vererek duygusal tepkilerimizi düzenleyebiliriz.
- Tepki Modülasyonu: Verdiğimiz tepkileri sakinleşerek bastırabilir ve başka bir duyguyu hissetmeye odaklanabiliriz.
Zorlu Duygularla Başa Çıkma
Yukarıdaki beş aşama, zorlu duygularla başa çıkmamızda destekleyici özellikler taşır. Yaşadığımız olay veya durumları her zaman değiştirme gücümüz olmayabilir. Bu süreçte zorlu olaylar, depremin yıktığı binalar gibi yolumuza yığılabilir ve enkazları yolumuzu kapatabilir. Enkaz yığınında kendimizi kaybolmuş hissedip yıkıntılar hakkında uzunca düşünebiliriz ya da tam tersi, enkaz içinde küçücük bir boşluk görüp taşları temizleyebiliriz.
Rollo May, Kendini Arayan İnsan kitabında şöyle demiştir: “Geleceği değerli kılmanın en etkili yolu, şimdiki zamanı cesaret ve yapıcılıkla karşılamaktır.” Deprem örneğiyle devam edersek, deprem olma korkusuyla yaşamaktansa, depremle ilgili önlem alıp tuğlaları daha sağlam örmeliyiz. Böylece en zorlu olaylar karşısında bile ruh sağlığımız sağlam kalabilir.
Kaynakça
- Bilişsel Davranışçı Terapi Derneği. (2024). Bilişsel Davranışçı Terapiye Giriş.
- Gross, J. J. (1998). The emerging field of emotion regulation: An integrative review. Review of General Psychology, 2(3), 271–299.
- Villines, Z. (2022). Mapping the 27 emotions humans experience. Medical News Today.