Çarşamba, Aralık 3, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Dipsiz Kuyu: Depresyon

Bir düşünün… Kendinizi yorgun, hatta bitkin hissediyorsunuz ve ilgisiz ve meraksızsınız. Hatta hiçbir şeyden zevk almaz hâldesiniz. Suçluluk, utanç ve öfke duygularınız çoğalmış, aklınıza hep kötü şeyler geliyor ve belli bir şeye odaklanmakta zorlanıyorsunuz. Her şey çok ağır ve taşımak çok zor; uyku düzeniniz kötü, iştahınız yok ya da durmadan abur cubur yiyorsunuz ama ne yediğinizden ne içtiğinizden bir şey anlıyorsunuz (Gilbert, 2016). Ve o şekilde yaşamınız sürüp gidiyor. Peki bunun sonu nedir? Bir düşünün, ruhunuz günden güne olumsuzluklar tarafından yiyip bitiriliyor. Böyle bir insanın sonunu bilemesek bile tahmin edebiliriz. İntihar, bedensel veya zihinsel rahatsızlık… Kısaca bu dipsiz kuyudan aşağı savrulmaya devam edersiniz ta ki tükenene dek.

Ne mutludur ki, depresyon denilen bu kuyudan çıkış yolu mümkündür. Ancak ilk önce insanın ruhunu kemirebilecek bu rahatsızlığı iyi tanımak lazım. Depresyon, sürekli üzüntü, karamsarlık ve mutsuzluk, herhangi bir şeyden zevk alamama gibi, uyku ve iştah sorunlarının da eşlik ettiği ruhsal çöküntü hâlidir (Memorial, 2024). Majör depresyon, kalıcı depresif bozukluk (KDB), yıkıcı duygu durum düzenleyememe bozukluğu, premenstrüel disforik bozukluk (adet öncesinde oluşan depresyon hâli), tıbbi duruma bağlı depresif bozukluk, mevsimsel depresyon, doğum öncesi ve sonrası depresyon gibi depresyonun pek çok türü bulunur. En ağırı majör depresyon olarak bilinir ancak depresyon tipi değişse bile görülen belirtiler benzerdir. Üzgün, mutsuz ve değersiz hissetme, keder ve umutsuzluk, ilgi duyulan ve zevk alınan aktivitelere karşı istek kaybı, uyku ve iştah sorunları, her şeyi ağırdan alarak yapmaya başlama, konsantrasyon eksikliği, intihar düşüncesi, başkalarına karşı sinirli olma ve hoşgörüsüz davranma, cinsel istekte azalma, enerji düşüklüğü, rutin olarak yapılan işleri yerine getirmeme gibi belirtiler depresyon belirtileri arasına girer (Memorial, 2024).

Genetikte bulunan psikolojik rahatsızlık geçmişinin ve kişinin çevresinde olan bazı kötü olayların kişiyi depresyona itmesi mümkündür. Ayrıntı verecek olursak: depresyona ölüm, iş kaybı, doğum yapma gibi yaşamı değiştiren ve etkileyen durumlar neden olabilir ve ayrıca ailesinde depresyon öyküsü olan birinin depresyonu yaşama olasılığı daha yüksektir (Memorial, 2024). Yine de bu yatkınlık kişiden kişiye değişkenlik gösterir.

Depresyonda olan bir kişinin bu döngüden çıkabilmek için de ilk depresyonu bilmesi ve depresyonda olduğunu kabul etmesi gerekir. Ardından aile ve arkadaşlarıyla iletişim kurması, sosyal ortama daha çok girmesi, uykularını düzenlemesi gerekebilir. Açık hava yürüyüşlerinin, sporun ve yazı yazmanın iyi geldiğini söyleyenler olur. Ancak en önemlisi kişinin içindeki olumsuz duygu barındıran ve kendisine zarar veren her duyguyu atıp artık kendi ve çevresi için olumlu duygu ve düşünceler edinmeye başlaması gerekir. Bu yapılanların genelde depresyona iyi geldiği söylenir. Kişi depresyon türüne ve kendi karakter yapısına göre bu yöntemleri kendi başına, aile veya arkadaş desteği ile, terapi alarak veya ilaç kullanarak atlatmaya çalışır. Yine de bu sürecin çok kolay olduğunu söyleyemeyiz. Bu durumu daha iyi anlamak için depresyona depresyonda olan birinin gözünden bakalım:

“Şu işi yapmam gerekiyormuş. Yine ve yine… Her şey aynı, hiçbir şey değişmiyor. Yorgunum, hareket edemiyorum, ellerim tutmuyor. Hiçbir şey yapamıyorum. Çok beceriksizim… aptalım. Hayata karşı bir yüküm. Zaten kim benim gibi sefil biriyle konuşmak ister ki? Her şey kötü gidiyor, herkese ancak yük oluyorum, hiçbir şey beceremiyorum. Kendimden nefret ediyorum, keşke doğmasaydım. Ne gerek vardı bu dünyaya gelmeme? Tek hissettiğim şey boşluk… Bu da kötü bir his. Herkes diyor ‘kendini topla’. Peki ya toplanacak bir yanım yoksa? Onlar ancak konuşur ama benim hayatım hep kötü geçer. Zaten çok yorgunum. Sanırım artık yaşayacak gücüm kalmadı.”

Burada görüldüğü gibi, iyileşme süreci hiç kolay olmayabilir çünkü kendini olumsuz duygu ve düşüncelere adamış kişinin olumlu bir duyguyu benimsemesi uzun zamandır unuttuğu bir beceriyi tekrar öğrenmeye çalışmasına benzer. İlk önce o beceriyi hatırlaması, sonra üstünde çalışıp başarması gerekir. Tıpkı dipsiz bir kuyudan tırmanarak çıkmak gibi. Kişi önce hastalığını tanır, sonra çabalar ve uzun bir çaba sonucu başarılı olur. Yani bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatmak imkânsız değildir. Kişi bunu başardığında yeniden hayattaki yerine döner ya da olumlu anlamda değişir. Bu da depresyon geçirmiş bir birey için büyük bir başarıdır.

Kaynakça

  1. Memorial Tıbbi Yayın Kurulu. (2024, 3 Eylül). Depresyon nedir? Depresyon belirtileri nelerdir? Memorial Sağlık Grubu.

  2. Gilbert, P. (2016). Depresyon. Kuraldışı Yayıncılık Eğitim Danışmanlık Ltd. Şti.

Melike Sultan Zafrak
Melike Sultan Zafrak
Melike Sultan Zafrak, klinik psikoloji yüksek lisansı yapmayı hedefleyen bir psikoloji öğrencisi ve yazardır. Psikoloji alanında araştırmalar yaparak kendini sürekli geliştirmeye devam etmektedir. Yazı alanındaki yeteneği, daha önce katıldığı kompozisyon, düzyazı ve şiir yarışmalarında öne çıkmıştır. Sonrasında psikolojiye olan ilgisini fark etmiş ve yazılarını bu alana yönlendirmiştir. Çocuk ve ergen psikolojisi, depresyon ve anksiyete gibi konularda staj deneyimi kazanmış; böylece akademik bilgisini sahada uygulama fırsatı bulmuştur. Akademik yolculuğu boyunca edindiği deneyimleri ve öğrendiklerini yazılarına aktararak paylaşmaya devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar