Perşembe, Mayıs 22, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğuna Şema Terapi Yaklaşımı: Erken Dönem Uyum Bozucu Şemalar ve Etkileri

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), bireyin dikkatini sürdürme, dürtüsellik ve aşırı hareketlilik gibi alanlarda zorluk yaşamasına neden olan nörogelişimsel bir bozukluktur. DEHB’nin kökenleri genetik, nörobiyolojik ve çevresel faktörlerin etkileşimine dayanır. Bununla birlikte, DEHB olan bireylerde sıklıkla erken dönem uyum bozucu şemaların geliştiği gözlemlenmiştir. Bu şemalar, çocuklukta başlayan ve yaşam boyu süren, bireyin kendisi, başkaları ve dünya hakkındaki olumsuz inanç ve duygusal kalıplardır. Şemaları beynimizdeki küçük raflar olarak düşünelim. Beynimiz minimum enerji maksimum fayda prensibi ile çalışır. Bu noktada kalıp düşünceler, kalıp davranışlar beynimizin otomatik sistemi için önemli bir yer tutar. Yaşadığımız, gördüğümüz, edindiğimiz tüm bilgileri daha sonra kolayca ulaşabilmek adına beynimizdeki o küçük raflara yerleştirir, ihtiyaç dâhilinde o çekmeceleri açıp kullanırız. Bu noktada görece yeni bir ekol olan Şema Terapi ekolü hakkında bilgi sahibi olmamız çok kıymetli. Jeffrey Young tarafından geliştirilen Şema Terapi modeli, bu şemaların DEHB ile nasıl iç içe geçtiğini anlamada bize önemli bir çerçeve sunuyor.  

DEHB ve Erken Dönem Uyum Bozucu Şemaların Kökeni

DEHB’li bireyler, çocukluktan itibaren dürtüsellik, dikkat dağınıklığı ve organize olamama gibi sorunlar nedeniyle sıklıkla eleştiri, reddedilme veya başarısızlık deneyimleri yaşarlar. Bu durum, temel duygusal ihtiyaçların (güvenlik, özerklik, sevgi, kabul görme) karşılanmamasına yol açabilir. Örneğin:  

  • Sürekli eleştirilen bir çocuk, “Yetersizlik/Utanca” şeması geliştirebilir.  
  • Dürtüselliği nedeniyle sıkça ceza alan bir çocuk, “Suçluluk/Cezalandırılma” şemasına yönelebilir.  
  • Dikkat sorunları nedeniyle akademik başarısızlık yaşayan bir birey, “Başarısızlık” şeması geliştirebilir.

Bu şemalar, DEHB’nin getirdiği zorluklar ve çevresel tepkilerin birleşimiyle pekişir. Pekişen bu bilgiler bireyin ileriki hayatında sorun yaşamasına ve zorlanmasına sebep olabilir.  

DEHB ile İlişkili Temel Uyum Bozucu Şemalar

a) Yetersizlik/Utanç Şeması

DEHB’li bireyler, özellikle akademik ve sosyal alanlarda sık sık başarısızlık yaşayabilir. Bu durum, “Yeterli değilim” inancını pekiştirir. Sürekli hata yapma korkusu, özgüven eksikliği ve sosyal kaçınma davranışlarına yol açabilir.  

b) Terk Edilme/İstikrarsızlık Şeması

DEHB’li çocuklar, dürtüsel davranışları nedeniyle aile ve arkadaş ilişkilerinde sorunlar yaşayabilir. Ebeveynlerin sabırsız veya tahammülsüz tutumları, çocukta “Sevilmeye değer değilim” veya “İnsanlar beni terk eder” gibi inançlar oluşturabilir.  

c) Kusurluluk Şeması

DEHB’li bireyler, sıklıkla “farklı” veya “sorunlu” olarak etiketlenir. Bu durum, kendini kusurlu hissetme ve sürekli bir onay arayışına neden olabilir. Mükemmeliyetçilik veya aşırı özeleştiri bu şemanın sonuçlarıdır.  

d) Duygusal Yoksunluk Şeması

DEHB’li bireyler, duygularını düzenlemede zorluk yaşayabilir. Çevrelerinden yeterli duygusal destek alamadıklarında, “Kimse beni anlamıyor” veya “Duygusal ihtiyaçlarım karşılanmayacak” inancı gelişebilir.  

e) Haklılık/Büyüklenme Şeması

Bazı DEHB’li bireyler, dürtüsellik ve düşük özdenetim nedeniyle aşırı taleplerde bulunabilir veya kuralları hiçe sayabilir. Bu durum, narsisistik eğilimlerle birleşerek uyumsuz başa çıkma stratejilerine yol açabilir.  

Uyum Bozucu Şemaların DEHB Belirtileriyle Etkileşimi

Uyum bozucu şemalar, DEHB belirtilerini şiddetlendirebilir. Örneğin:  

  • Yetersizlik şeması, bireyin akademik veya iş hayatında daha fazla kaçınmasına neden olarak dikkat sorunlarını artırabilir.  
  • Terk edilme şeması, ilişkilerde güvensizliğe ve dürtüsel tepkilere yol açabilir.  
  • Kusurluluk şeması, performans kaygısını artırarak odaklanmayı daha da zorlaştırabilir.

Ayrıca, DEHB’li bireyler şemalarla baş etmek için aşırı telafi, kaçınma veya teslim olma gibi uyumsuz stratejiler geliştirebilir. Örneğin:  

  • Aşırı telafi: Mükemmeliyetçi davranarak yetersizlik duygusunu bastırmaya çalışma.  
  • Kaçınma: Zor görevlerden kaçınarak başarısızlık korkusunu yönetme.  
  • Teslim olma: “Zaten başaramam” diyerek çaba göstermekten vazgeçme.

Terapötik Yaklaşımlar

Şema Terapi, DEHB’li bireylerin erken dönem uyum bozucu şemalarını tanımasına ve daha sağlıklı başa çıkma stratejileri geliştirmesine yardımcı olabilir. Terapide:  

  • Şemaların kökenleri araştırılır.  
  • Duygusal düzenleme becerileri geliştirilir.  
  • Bilişsel yeniden yapılandırma ile olumsuz inançlar sorgulanır.  
  • Davranışçı tekniklerle uyumlu baş etme yöntemleri öğretilir.

Buna ek olarak, DEHB tedavisinde ilaçlar, psiko-eğitim ve davranışçı terapilerle bütünleşik bir yaklaşım önemlidir.  

DEHB ve erken dönem uyum bozucu şemalar arasında karmaşık bir etkileşim vardır. Literatürde bu konuya daha çok eğinilmeli, daha çok kaynak sahibi olmamız doğru olacaktır. DEHB’nin getirdiği zorluklar, çocuklukta olumsuz deneyimlere yol açarak şemaların oluşmasına zemin hazırlar. Bu şemalar ise DEHB belirtilerini şiddetlendirerek bir kısır döngü yaratabilir. Bu nedenle, DEHB tedavisinde şemaların ele alınması, bireyin duygusal ve davranışsal işlevselliğini artırmada kritik bir rol oynar. Elbette seneler boyu oturmuş bu şemalara kısa bir süre içinde dokunmak ve işlevsel çözümler bulmak kolay olmayacaktır. Bu durum bütüncül bir terapi yaklaşımını uygun kılabilir. Bütüncül bir terapi yaklaşımı, DEHB’li bireylerin hem nörolojik temelli zorluklarını hem de psikolojik dinamiklerini dengede tutmayı hedeflemelidir.

Ece Ruşen Sarı
Ece Ruşen Sarı
İstanbul'da dünyaya gelen Ece RUŞEN SARI, lise eğitimini Kartal Anadolu Lisesinde tamamladı. Akademik kariyerine Işık Üniversitesi İngilizce Psikoloji Bölümü’nde yarı burslu eğitim alarak başladı. Mezun olduktan sonra Psikoloji alanındaki eğitimini derinleştirmek adına Medipol Üniversitesi Bilişsel Sinirbilim Yüksek Lisans Programı’na katıldı ve onur belgesi ile mezun oldu. Yüksek lisans tezini, nöropsikoloji alanında önemli bir konu olan Erişkin Tip DEHB'de Sosyal Kognisyon ve Yürütücü İşlevlerin İlişkisinin Elektrofizyolojik Yöntemle Araştırılması" üzerine yazdı. Ardından Prof. Dr. Hakan TÜRKÇAPAR’dan Bilişsel Davranışçı Terapi ve Psikiyatr Dr. Alp KARAOSMANOĞLU’ndan Şema Terapi eğitimi aldı. Klinik alanda uzmanlaşmak amacıyla Gelişim Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı’nı da başarıyla tamamlayarak ikinci kez onur belgesi aldı. Profesyonel kariyeri boyunca Medipol MEGA Hastaneler Kompleksi ve İstanbul Rumeli Üniversitesi gibi saygın kurumlarda görev aldı. Bunun yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda öğrencilere motivasyon üzerine eğitimler vererek genç bireylerin gelişimine katkı sağladı. Alzheimer, Parkinson, Unutkanlık ve Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) gibi nöropsikolojik alanlarda çalışarak danışanlarına yönelik kapsamlı değerlendirme ve müdahaleler gerçekleştirdi. Ek olarak Anksiyete Bozuklukları, Panik Atak gibi konularda da terapi seansları yürüttü. Akademik çalışmaları kapsamında SD Platform dergisinde, tez danışmanı ve yanında asistanlık yaptığı Prof. Dr. Lütfü Hanoğlu ile birlikte “Yeni bir ahlaki tartışma: Beyinde Doping” başlıklı yazıyı kaleme alarak DEHB'de ilaç kullanımına dair önemli bir perspektif sundu. Klinik Nöropsikolog Ece RUŞEN SARI, klinik psikoloji ve nöropsikoloji alanındaki uzmanlığıyla danışanlarına bilimsel temellere ve ‘her insan saygı değerdir’ anlayışına dayalı terapi hizmetleri sunmaya devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar