Çocukluk dönemi, bireyin duygusal, bilişsel ve sosyal gelişiminin temellerinin atıldığı kritik bir evredir. Bu dönemde yaşanan çocukluk travmaları, yalnızca çocukluk yıllarında değil, bireyin yetişkinlik hayatında da uzun vadeli etkiler bırakabilir. Çocukluk travmaları, psikolojik ve fizyolojik sağlık üzerinde kalıcı etkiler yaratabilir ve bu etkiler, kişinin hayatındaki birçok alanda kendini gösterebilir. Judith Herman, travmanın bireyin iç dünyasını nasıl etkilediğini şu şekilde ifade etmektedir: “Çocuklukta travmaya maruz kalanlar, yalnızca dış dünyaya değil, kendi iç dünyalarına da yabancılaşırlar” (Herman, 1992).
Travma, başa çıkma kapasitesini aşan, aşırı stres yaratan olayların bir sonucu olarak ortaya çıkar. Çocukluk travmaları, fiziksel, cinsel ve duygusal istismar, ebeveyn kaybı, aile içi şiddet gibi durumlar olabilir. Bu tür yaşantılar, çocuğun kendilik algısını, insanlara olan güvenini ve duygusal düzenleme becerilerini derinden etkileyebilir. Çocukluk dönemi, güven duygusunun temelinin atıldığı bir zaman dilimi olduğundan, yaşanan travmalar, yetişkinlikteki bağlanma stillerini ve insan ilişkilerini de önemli ölçüde şekillendirir.
Travmanın Psikolojik Etkileri
Travmanın etkileri, ilk olarak psikolojik düzeyde kendini gösterir. Çocuklukta travmaya uğramış bireyler, depresyon, anksiyete bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi ruhsal rahatsızlıklar geliştirebilirler. Yapılan araştırmalar, çocukluk travmalarının, yetişkinlik döneminde psikolojik etkilerin ortaya çıkmasında önemli bir risk faktörü olduğunu göstermektedir (Akcan & Taşören, 2020). Çocuklukta duygusal ihmal ya da fiziksel istismara uğrayan bireyler, ilerleyen yaşlarda kendilerine ve başkalarına güvenme konusunda zorluklar yaşarlar. Bu durum, özellikle bağlanma teorisi bağlamında önemlidir. Bağlanma kuramı, çocukların bakım veren kişilerle kurdukları ilişkilerin, onların yetişkinlik dönemindeki ilişkilerini nasıl şekillendirdiğini açıklar. Çocuklukta sağlıklı bir bağlanma deneyimi yaşamayan bireyler, güvenli bağlanma stilini geliştirmekte zorlanırlar ve bu durum, yetişkinlikteki ilişkilerinde çeşitli sorunlara yol açabilir (Peker, 2017).
Çocukluk travmalarının bir başka psikolojik etkisi ise bireylerin özgüvenlerinin olumsuz etkilenmesidir. Travma sonrası yaşanan güvensizlik, benlik saygısının zedelenmesine yol açabilir. Bu durum, bireylerin daha depresif bir ruh hali geliştirmelerine ve içe kapanmalarına neden olabilir. Bununla birlikte, travma sonrası travmatik anıların sık sık tekrarlanması ve anksiyetenin sürekli hale gelmesi, bireylerin sosyal ilişkilerinden daha da uzaklaşmasına yol açabilir.
Travmanın Fiziksel Etkileri
Travma yalnızca psikolojik etkilerle sınırlı kalmaz, aynı zamanda fizyolojik sağlık üzerinde de derin etkiler yaratabilir. Çocukluk travmaları, bireyin yaşam boyu sürecek bazı fiziksel hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabilir. Özellikle stres, bağışıklık sistemini zayıflatarak çeşitli hastalıkların gelişmesine yol açabilir. Travma, vücutta sürekli olarak yüksek stres hormonlarının (kortizol gibi) salgılanmasına sebep olur. Bu durum, bağışıklık sistemini baskılayarak kalp hastalıkları, obezite ve diyabet gibi sağlık problemlerinin oluşmasına zemin hazırlar (Mermertaş, 2024). Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan bireylerde, bu durumun fiziksel belirtilerinin daha belirgin hale geldiği gözlemlenmiştir. Ayrıca, kronik stresin kan basıncını yükseltmesi ve kalp rahatsızlıklarına neden olması, travma yaşamış bireylerde daha sık görülen bir durumdur.
Çocukluk travmalarının fizyolojik etkileri yalnızca fiziksel hastalıklarla sınırlı kalmaz. Çocuklukta maruz kalınan travmaların, beyin gelişimi üzerinde de uzun vadeli etkileri olabilir. Özellikle çocuklukta maruz kalınan travmaların, beynin stresle başa çıkma yeteneğini yöneten bölgesinde yapısal değişikliklere yol açtığı bilinmektedir. Bu durum, bireylerin duygusal regülasyon ve başa çıkma becerilerini etkileyebilir.
Davranışsal ve Sosyal Etkiler
Çocuklukta travma yaşayan bireyler, sosyal ilişkilerde de ciddi zorluklar yaşayabilirler. Bu kişiler, insanlarla sağlıklı iletişim kurmakta zorlanabilir, yakın ilişkilerde güven problemi yaşayabilirler. Çocukluk travmaları, bireyde depresif duygulara, özgüven eksikliğine ve içe kapanıklığa yol açabilir. Bunun yanı sıra, travma yaşayan bireyler, duygusal boşluğu doldurmak amacıyla sağlıksız başa çıkma yöntemlerine yönelebilirler. Alkol ve madde bağımlılığı, bu tür başa çıkma stratejilerinin başında gelir. Çocukluk döneminde travmaya uğramış bireyler, kendilerine zarar verici davranışlar geliştirme konusunda daha yatkın olabilirler (Güler & Ağırman, 2022).
İyileşme Süreci
Çocukluk travmalarının etkileri kalıcı olabilir, ancak uygun terapi yöntemleriyle iyileşme süreci mümkündür. Judith Herman, iyileşme sürecinin üç temel aşamadan geçtiğini belirtir: güvenliğin sağlanması, hatırlama ve yas tutma, yeniden bağ kurma. Herman’a göre, iyileşme süreci, geçmişte yaşanan acıların kabullenilmesi ve yeniden anlamlandırılmasıyla başlar. İyileşme, travmanın bireyin yaşamındaki yerini kabul etmesi ve onu yeniden inşa etmesidir.
Sonuç
Çocukluk travmaları, bireyin yaşamını farklı boyutlarda etkileyebilir. Ancak bu etkiler, doğru terapötik müdahalelerle yönetilebilir. İyileşme süreci uzun ve zorlu olabilir, ancak bu süreçte bireylerin yalnızca yaşadıkları travmalarla değil, iyileşme potansiyelleriyle de ilgilenilmelidir. Çocukluk travmalarının etkileri yalnızca bireysel düzeyde değil, toplumsal düzeyde de önemli sonuçlar doğurur. Toplum olarak, travmanın izlerini görmek ve iyileşme sürecine katkı sağlamak, sağlıklı bir toplum inşa etmenin temel taşlarındandır.
Kaynakça
- Akcan, G., & Taşören, A. B. (2020). Çocukluk Çağı Travmalarının Erişkinlik Dönemindeki Yaşantıya Etkileri. Tavsiye Ediyorum.
- Güler, K., & Ağırman, M. N. (2022). Çocukluk Dönemi Travmalarının Yetişkinlik Dönemi Tutum ve Davranışlarını Belirlemeye İlişkin Ölçek Geliştirme Çalışması. İGÜ Sağlık Bilimleri Dergisi, 18, 907–934.
- Herman, J. L. (1992). Travma ve İyileşme. Literatür Yayıncılık.
- Mermertaş, B. M. (2024). Çocukluk Çağı Travmalarının Psikolojik Belirtiler ile İlişkilerinde Savunma Mekanizmalarının Aracı Rolleri. Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi.
- Peker, E. (2017). Çocukluk Çağı Travmaları, Bağlanma Biçimi ve Öz Anlayış Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, YÖK Tez Merkezi.