Perşembe, Nisan 24, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Cesaret ve Dürtü: Ergen Beyninde Risk Arayışı

Ergenlik… Hem birey hem de çevresi için fırtınalı bir dönem. Kararların sınırda, duyguların uçlarda yaşandığı bu evrede gençlerin neden sık sık riskli davranışlar sergilediği, ebeveynlerin, eğitimcilerin ve nörobilimcilerin uzun süredir merak ettiği bir konu. Peki gençler neden çoğu zaman düşünmeden hareket eder gibi görünür? Neden tehlikeye rağmen bazı davranışlara yönelirler?

Yanıt, beynin gelişimsel yolculuğunda gizlidir.

Beyin Gelişimi ve Ergenlik

İnsan beyni çocuklukta hızla büyüse de, özellikle planlama, muhakeme ve dürtü kontrolü gibi işlevlerden sorumlu prefrontal korteks, 20’li yaşların ortalarına kadar tam olarak gelişmez (Casey, Getz & Galvan, 2008). Öte yandan, beynin ödül sistemi, yani limbic sistem ve dopamin reseptörleri, ergenlikte çok daha erken bir uyarılma yaşar.

Bu durum, beynin “gaz” ve “fren” sistemlerinin aynı anda ama farklı hızlarda çalışmasına benzer. Ödül sistemi gaza basarken, kontrol sistemleri henüz frene basmaya hazır değildir.

Dopamin Patlaması: Zevkin Peşindeki Beyin

Ergenlikte beynin dopamin sistemi, ödül beklentilerine karşı daha duyarlı hale gelir. Dopamin, haz ve motivasyonla ilişkili bir nörotransmitterdir. Bu dönemde gençlerde dopamin salınımı artar; bu da onları yeni deneyimler aramaya, sosyal onay almaya ve heyecan verici durumlara yönelmeye iter (Steinberg, 2008).

Bu yüzden gençler sadece adrenalin peşinde değildir. Aynı zamanda beyinleri, sosyal ödüller – takdir edilmek, beğenilmek, gruba ait hissetmek – uğruna harekete geçmeye eğilimlidir.

“Ne Olursa Olsun” Davranışlarını Anlamak

Dışarıdan bakıldığında bir gencin riskli ya da anlamsız görünen bir davranışta ısrarcı olması, onun mantıksız olduğu anlamına gelmez. Aksine, bu davranışlar, beynin gelişimsel evresinin doğal sonuçlarıdır. Ergenlik dönemi, bireyin kimliğini bulma ve sosyal dünyada kendini test etme sürecidir. Gençler, bazen yalnızca içsel dürtülerle değil, aynı zamanda çevrelerinden gelen sosyal baskılarla da hareket ederler.

Örneğin, arkadaş grubuyla birlikteyken risk alma olasılığı daha yüksektir (Chein ve ark., 2011). Gençler, sosyal kabul ve aidiyet duygusu için bazen tehlikeli davranışlara yönelebilir. Bu, grup içindeki dinamiklerin bireysel kararları nasıl etkilediğini gösterir. Onlar için gruptan dışlanmamak, riskin kendisinden daha önemli olabilir.

Bunların yanı sıra, ergenler kimliklerini bulma sürecinde yeni deneyimler yaşamak ve sınırlarını keşfetmek isterler. Bu, bazen ani ve riskli kararlarla sonuçlanabilir. Bu durum, ergenlerin beynindeki duygusal uyarılmaların ve ödül beklentilerinin etkisidir. Yani, gençlerin riskli davranışları sadece dışsal etkenlerden değil, içsel bir keşif arayışından da kaynaklanabilir.

Risk Her Zaman Kötü müdür?

Hayır. Risk alma davranışı, doğru yönlendirildiğinde oldukça faydalı olabilir. Yeni şeyler denemek, hayal kurmak, yaratıcı çözümler geliştirmek de birer “risk alma”dır. Ergenlikte bu eğilim, bireyin kimlik geliştirmesi, bağımsızlık kazanması ve yetişkin dünyasına geçiş yapması açısından oldukça işlevseldir.

Asıl mesele, riskin tehlikeli mi yoksa yaratıcı mı bir biçimde ortaya çıktığıdır. Bu noktada çevresel faktörler ve duygusal destek belirleyici olur.

Ebeveyn ve Uzmanlar Ne Yapmalı?

Riskli davranışlarla başa çıkmak, sadece cezalandırmakla ya da yasak koymakla mümkün değildir. Bunun yerine gençlerle empatik bir ilişki kurmak, onların dünyasını anlamaya çalışmak ve duygularına isim vermelerine yardımcı olmak gerekir.

Ayrıca alternatif risk alanları yaratmak da faydalıdır. Spor, sanat, gönüllülük, liderlik gibi alanlarda gençlerin risk alabileceği ancak zarar görmeyeceği fırsatlar sunmak, bu ihtiyacı sağlıklı yollarla karşılamalarını sağlar (Blakemore, 2018).

Sonuç: Beyne Biraz Alan Tanıyın

Ergenlik döneminde gençlerin yaptığı “çılgınca” ya da “anlamsız” görünen davranışlar, aslında beyinlerinin yeniden yapılanma sürecinin dışa yansımalarıdır. Dürtüsel tepkiler, yüksek heyecan arayışı, sosyal kabul ihtiyacı gibi pek çok özellik, bu gelişimsel dönemin doğasına aittir. Onları anlamadan yargılamak ya da sadece otorite kurmak, çoğu zaman iletişimi koparır ve güven ilişkisini zedeler.

Bu nedenle gençlerle kurulacak bağın temeli anlama çabası, sabır, empati ve aktif rehberlik olmalıdır. Onlara, duygularını tanımaları ve yönetmeleri için alan tanımak, aynı zamanda güvenli sınırlar sunmak önemlidir. Çünkü ergenler her ne kadar bağımsız görünmek isteseler de yönlendirmeye, rehberliğe ve duygusal desteğe büyük ihtiyaç duyarlar.

Ayrıca bu dönemdeki risk alma eğilimi yalnızca bastırılması gereken bir tehdit değil; potansiyel bir fırsat olarak da ele alınabilir. Eğer bu enerji doğru yönlendirilirse, gençler yaratıcı düşünmeye, sosyal inisiyatif almaya ve kendi yollarını keşfetmeye yönlendirilebilirler. Eğitimciler, aileler ve ruh sağlığı uzmanları olarak görevimiz, gençlerin bu risk alma potansiyelini gelişimsel bir avantaja dönüştürecek ortamlar yaratmak olmalıdır.

Unutulmamalıdır ki, bugünün risk alan genci; yarının yenilikçi bireyi, lideri ya da değişim yaratanı olabilir. Yeter ki bu dönüşüm sürecinde yalnız kalmasınlar.

Kaynakça

  • Blakemore, S. J. (2018). Inventing ourselves: The secret life of the teenage brain. PublicAffairs.  
  • Casey, B. J., Getz, S., & Galvan, A. (2008). The adolescent brain. Developmental Review, 28(1), 62–77. https://doi.org/10.1016/j.dr.2007.08.003  
  • Chein, J., Albert, D., O’Brien, L., Uckert, K., & Steinberg, L. (2011). Peers increase adolescent risk taking by enhancing activity in the brain’s reward circuitry. Developmental Science, 14(2), F1–F10.
  • Steinberg, L. (2008). A social neuroscience perspective on adolescent risk-taking. Developmental Review, 28(1), 78–106.
Burak Gülnar
Burak Gülnar
Burak Gülnar, psikoloji eğitimini Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’nde tamamlamış ve çocuk ile ergen psikolojisi üzerine çeşitli eğitimler alarak meslek hayatına adım atmıştır. Deneysel ve bilişsel psikoloji gibi insan zihnini anlamaya yönelik farklı alanlara ilgi duymaktadır. Psikolojiyi yalnızca bir bilim dalı olarak değil, aynı zamanda keşfedilmesi gereken bir yolculuk olarak görmektedir. Bu perspektifini yazılarıyla paylaşarak, hem kendisini hem de başkalarını yeni bakış açılarıyla buluşturmayı amaçlamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar