Perşembe, Nisan 24, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Buffy the Vampire Slayer: Sınırsızlık ve Kastrasyon

Buffy the Vampire Slayer

Buffy the Vampire Slayer, bir zamanların en çok izlenen çocuk ve gençlik dizisidir. 1997 yılında Mutant Enemy Productions tarafından yayınlanmaya başlayan projenin tasarımcılığını Joss Whedon yapmıştır. Buffy Summers (Sarah Michelle Gellar), Sunnydale adlı kasabaya yeni taşınan bir lise öğrencisi, aynı zamanda bir vampir avcısıdır. Nesilden nesile aktarılan bu görevi yerine getirmeye çalışan Buffy, aynı zamanda normal bir lise öğrencisi gibi olmak istemektedir. Kaderinin peşinde ilerleyen Buffy, bu yolculukta kendine yardım eden arkadaşlarıyla birlikte yedi sezonluk bir macera yaşar.

Başlangıçta bu görevlerine ve sorumluluklarına uyum sağlamakta zorlanan Buffy, zamanla hayatlarına dokunduğu insanları gördükçe ve sorumluluklarının önemini anladıkça normal hayatından taviz verme konusunda daha istekli olur. Ancak vazgeçemediği noktalar da güçlü yönlerine dönüşür. Uzak durması gerektiğini düşündüğü arkadaşlık ilişkileri, görevlerinde ona yardım eden sadık dostlara dönüşür. Ona yasaklı en büyük aşkı, en büyük destekçisi olur. Arkadaşları Xander ve Willow, Buffy’nın gizli bir vampir avcısı olduğunu tesadüfen öğrenir ve ona yardım etmeye karar verirler. Angel isimli, ruhunu kaybetmemeyi başaran bir vampir de Buffy’ye vampirler dünyası ile ilgili bilgi vermekte ve ona yardım etmektedir. Aralarında oluşacak aşk da onların en büyük laneti olacaktır.

Vampirlerin Tasvirleri ve Psikanaliz

Vampirler, en eski mitolojilerde bile bahsi geçen korku temelli yaratıklardır. Birçok farklı kültürün mitinde ve efsanesinde farklı tasvirlerde bulunduklarını biliriz. Bu ortaklık ilginç olup, bu mitin insanlığın ortak bir tarafına işaret ettiğini gösterir. En ünlü vampirlerden olan Bram Stoker’ın Drakula’sından beri de edebiyat ve sinemalarda vampirlerin görünümü artmıştır. Genel özellikleri olarak ölümsüz olan, kan emen, insanüstü güce ve hıza sahip olan, şehvet ve içgüdüyle hareket eden yaratıklar olarak bahsedilirler. Hatta çoğu zaman insani özelliklerden çok hayvani özellikleriyle tasvir edilirler.

Vampirlerin bu sınırsız ve haz dolu betimlemeleri, Jacques Lacan’ın jouissance kavramını hatırlatır. Lacan, jouissance’ı acı veren zevk olarak tanımlar. Bu zevk aynı zamanda sınırsızlığa ve bütünlüğe de işaret eder. Bu hazdaki sınırsızlık, jouissance’ın acı veren kısmı olur. Vampirlerin ölümsüzlükleri ve avlanmaya karşı olan dur durak bilmeyen tutkuları ile jouissance kavramının mitlerdeki temsilleri olarak göründüğünü düşünürüm. Vampirlerin melankolik tasvirleri de, aynı bu kavramla tanımlanmalarını güçlendirmektedir.

Buffy ve Psikanaliz

Buffy karakteri, vampirlerin aksine sürekli hazından feragat ederek görevlerine ve sorumluluklarına öncelik vermektedir. Vampir avcısı olduğundan beri eski, normal bir lise öğrencisi hayatına dönmek en büyük hayalidir. Her zaman arkadaşlarına yönelik bir haset duymakta ve fırsatını bulduğunda onlar gibi davranmak için çabalamaktadır. Ancak görevlerinin yanında sıradan bir lise öğrencisi olmaya çalışmak neredeyse imkansızdır. Derslerine çalışamayan ve başını beladan kurtaramayan Buffy’nın otorite figürleriyle de sürekli başı derttedir.

Buffy, zevklerinden vazgeçerek kastre olmuş bir özneyi temsil etmektedir. Lacan’a göre kastre olmuş özne, jouissance kavramını bırakarak arzuyu seçer. Bunun anlamı, arzu duymak için emek vermek ve sorumluluk almaktır. Arzu sürekli değildir; çabayı gerektirir ve çabanın sonucunda elde edildiğinde değişime uğrar. Buffy öncelikle görevlerini zorunluluktan yerine getirmeye çalışır, bunun sonucunda tanıdıklarını koruduğunu düşünür ve bu arzuyla işini yapar. Ancak daha sonra kasabada yaşayan tanıdığı ve tanımadığı herkese yardım ettiğini fark eder. Arzusu artık yer değiştirmiştir. Bu arzuları yaşayabilmek için sürekli olarak çalışmakta, kendini geliştirmekte ve vampirleri avlamaya çalışmaktadır.

Sonuç olarak:

Vampirler, bütün kültürlerde bulunan efsanevi yaratıklar olup Lacan’ın jouissance kavramının temsilidirler. Sonsuz yaşam ve güçle olan temsilleri, hazlarındaki sınırsızlığı yansıtır. Bu sınırsızlık, hazlarını zirveye ulaştırırken aynı zamanda onlara acı vermektedir.

Buffy: Vampir Avcısı dizisi, vampirlerin bu tasvirlerine katkı sağlamaktadır. Aynı zamanda Buffy karakteri ise vampirlerin tam tersi olan kastre olmuş özneyi yansıtmaktadır. Zevklerini bir kenara koyarak sorumluluklarını ve görevlerini önceleyerek bunların getirdiği arzuyu tercih etmektedir.

Kısacası, Buffy: Vampir Avcısı, sizi izlerken düşündürecek; aynı zamanda yedi sezonluk güzel ve eğlenceli bir maceraya çıkaracak kaliteli bir eserdir.

Azra Nazlı Alyaprak
Azra Nazlı Alyaprak
Azra Nazlı Alyaprak recently graduated from Middle East Technical University& department of psychology. Her areas of interest include clinical psychology, cultural clinical psychology approaches, Lacanian Psychoanalysis, and the relationship between psychoanalysis and literature and cinema. She has worked on many projects in the field of clinical psychology. As a writer, she believes that psychology and mental health are substantial in the development of people and society, and she adopts the idea of informing people about this subject as a goal. Azra Nazlı Alyaprak yakın zamanda Orta Doğu Teknik Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden mezun oldu. İlgi alanları arasında klinik psikoloji, kültürel klinik psikoloji yaklaşımları, Lacanian Psikanaliz ve psikanaliz ile edebiyat ve sinema arasındaki ilişki yer almaktadır. Klinik psikoloji alanında birçok projede çalışmıştır. Bir yazar olarak, psikolojinin ve ruh sağlığının insanları ve toplumu geliştirmede önemli olduğuna inanmakta ve insanları bu konuda bilgilendirmeyi bir hedef olarak görmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar