Perşembe, Mayıs 22, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Ben Aslında Burada Olmayı Hak Etmiyorum!: Yüksek Başarılı Kadınların Gizli Korkusu ve Feminist Direniş Stratejileri

Dunning-Kruger etkisi, bilişsel önyargılar literatüründe yetersiz bireylerin yeteneklerini abartması, uzmanların ise bilgilerini küçümsemesi olarak tanımlanır. Bu ikinci fenomen, özellikle kadınlar ve marjinal gruplar arasında daha belirgindir. Feminist teori, bu durumu toplumsal cinsiyet rolleri, erkek egemen sistemlerde performans baskısı ve içselleştirilmiş ayrımcılıkla açıklar.

Sheryl Sandberg’in Lean In (2013) eseri, kadınların profesyonel alanlarda kendilerini geri çekme eğilimlerini “korku, özgüven eksikliği ve mükemmeliyetçilik” üzerinden analiz eder. Carol Gilligan’ın In a Different Voice (1982) çalışması ise, kadınların “ilişkisel benlik” geliştirerek başarılarını kolektif bağlamda değerlendirdiğini savunur. Bu perspektifler, uzman kadınların neden bilgilerini küçümsediğini ve “İmpostor Sendromu” yaşadığını anlamak için kritik bir çerçeve sunar.

Bu makalede, Dunning-Kruger’ın tersi olan bu fenomeni feminist teoriyle inceleyecek, toplumsal cinsiyet dinamiklerinin özgüven üzerindeki etkisini analiz edecek ve çözüm önerileri sunacağız.

Toplumsal Cinsiyet Rolleri ve Özgüven Açığı

Gilligan’a göre, kadınlar sosyalleşme sürecinde “başkalarının ihtiyaçlarını önceleme” eğilimi geliştirir. Bu durum, uzman bir kadının “Ben gerçekten yeterli miyim?” sorusunu sık sık sormasına yol açar. Erkek egemen mesleklerde (STEM, finans, akademi) bu sorgulama daha yoğundur, çünkü kadınlar “yetersiz” görülme korkusuyla bilgilerini küçümser.

Sandberg, Lean In’de kadınların iş görüşmelerinde “tüm kriterleri karşılamadıkça” başvuru yapmadığını, erkeklerin ise %60 uyumla kendini aday gösterdiğini belirtir. Bu, özgüven farkının nasıl sistematik olduğunu gösterir.

İmpostor Sendromu: Başarıyı İçselleştirememe

İmpostor Sendromu (veya “Sahtekâr Fenomeni”), 1978’de psikologlar Pauline Clance ve Suzanne Imes tarafından tanımlanmıştır. Başarılı bireylerin, elde ettikleri başarıları “şans”, “zamanlama” veya “başkalarının yanlış değerlendirmesi”ne bağlaması ve kendilerini “sahtekâr” gibi hissetmesiyle karakterizedir. Özellikle yüksek başarılı kadınlar üzerinde yapılan çalışmalarda ortaya çıkmıştır. İmpostor Sendromu’na kadınlarda daha sık rastlanmaktadır çünkü kadınlar, sosyalleşme sürecinde “mütevazı olma” ve “başkalarını önceleme” baskısıyla büyür. Bu nedenle başarıyı sahiplenmek, “bencillik” gibi algılanabilir. Ek olarak, stereotip tehditleri kadınlarda bu sendroma daha sık rastlanmasının sebebi olarak gösterilebilir.

Clance ve Imes, bu sendromun 5 ana belirtisini tanımlar:  

  • Başarıyı Dışsallaştırma:  
    • “Sınavdan iyi not aldım çünkü sorular kolaydı.”  
    • “Patron bana zam yaptı çünkü şanslıyım.”
  • Mükemmeliyetçilik:  
    • Küçük bir hata, tüm başarıyı geçersiz saydırır.  
    • Örnek: Bir sunumda slayt 3’teki yazım hatası, “Ben tam bir beceriksizim” düşüncesine yol açar.
  • Aşırı Çalışma veya Erteleme:  
    • “Herkes benden daha iyi” korkusuyla gece gündüz çalışma,  
    • Veya “Zaten başarısız olacağım” diyerek görevleri sürekli erteleme.
  • Övgüyü Reddetme:  
    • “Bu projeyi bitirdiğim için bana teşekkür ediyorlar ama aslında ekibin hakkı.”
  • Sürekli Karşılaştırma:  
    • “Ofisteki herkes benden daha zeki. Ben burada olmayı hak etmiyorum.”

Mükemmeliyetçilik ve Tükenmişlik

Sandberg, kadınların “mükemmel anne, mükemmel çalışan, mükemmel eş” olma baskısı altında özgüvenlerini yitirdiğini vurgular. Bu durum, uzmanlıklarını küçümsemelerine neden olur:  

  • “Bu projeyi bitirdim ama kesin eksikleri vardır.”  
  • “Terfi aldım ama belki de kota gereği seçildim.”

Feminist ekonomist Nancy Fraser (2013), kapitalizmin kadınları “ücretsiz emek” ve “mükemmel olma” baskısıyla sömürdüğünü savunur.

Kurumsal Erkeklik ve Bilgiyi Sahiplenme

Raewyn Connell’in Masculinities (2005) çalışması, erkek egemen mesleklerde “bilgiyi sahiplenme” kültürünün kadınları dezavantajlı konuma ittiğini gösterir. Örneğin, akademide erkekler daha fazla söz hakkı talep ederken, kadınlar “başkalarına yer açma” kaygısıyla kendini geri çeker.

Sonuç ve Öneriler

Dunning-Kruger’ın tersi olan “uzmanların kendini küçümsemesi” fenomeni, feminist teoriyle incelendiğinde toplumsal cinsiyet dinamiklerinin bir sonucudur. Kadınlar, Gilligan’ın dediği gibi “farklı bir sesle” konuşurken, Sandberg’in vurguladığı “masaya yaklaşma” cesaretini göstermekte zorlanır.

Çözüm Önerileri:  

  • Mentorluk Programları:  
    • Kurumlar, kıdemli kadın çalışanların genç meslektaşlarına rehberlik etmesini teşvik etmeli.  
    • Örnek: Google’ın Women Techmakers programı.
  • Özgüven Eğitimleri:  
    • Kadınlara “başarıyı sahiplenme” atölyeleri düzenlenmeli.  
    • Harvard Business School’un Negotiation Training modelleri uygulanabilir.
  • Kurumsal Politikalar:  
    • Terfi süreçlerinde cinsiyet kotası değil, “performans değerlendirme kriterleri” şeffaf olmalı.  
    • İşe alımlarda “yeterlilik” tanımı gözden geçirilmeli.
  • Medya Temsiliyeti:  
    • Başarılı kadın uzmanların görünürlüğü artırılmalı (örnek: TED Women konuşmaları).

Feminist perspektif, bu psikolojik engelleri kırmak için güçlü bir araç sunar. Toplumsal dönüşüm, bireysel çabaların yanı sıra kurumsal ve kültürel değişimle mümkündür. İmpostor Sendromu, özellikle baskıcı sistemlerde marjinalleştirilen gruplarda yaygındır. Feminist psikoloji, bunun kişisel bir zaaf değil, sistemsel bir sorun olduğunu vurgular.

Unutmayın: “Eğer ‘sahtekâr’ gibi hissediyorsanız muhtemelen öyle değilsiniz. Gerçek sahtekârlar asla şüphe duymaz.”

Ennur Gizem Kök Saral
Ennur Gizem Kök Saral
Ennur Gizem Kök Saral, psikoloji lisans eğitimini 2022’de TED Üniversitesi’nde “Yüksek Onur Öğrencisi” olarak tamamladı. Akademik sürecinde klinik psikoloji ve insan kaynakları alanlarında staj yaparken, çeşitli projelerde gönüllü olarak yer aldı. Mezuniyetinin ardından bir anaokulunda psikolog olarak çalıştı. Üsküdar Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans programından mezun oldu. TED Üniversitesi Duygu Laboratuvarı’nda Dr. Bağdat Deniz Kaynak süpervizörlüğünde araştırmalar yürüttü. Şu anda Ankara’da danışmanlık hizmeti vermekte ve Ankara Üniversitesi Kadın Çalışmaları Yüksek Lisans programına devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar