Perşembe, Nisan 24, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Baskının Psikoloji Üzerindeki Etkisi ve Fiziksel Sonuçları

Baskı, bireyin dış çevreden gelen doğrudan ya da dolaylı zorlayıcı etkilerle kendi iradesi dışında belirli bir düşünceye, davranışa veya tutuma yöneltilmesidir. Psikolojik olarak baskı, bireyin özgürlük alanını sınırlar ve duygu, düşünce ya da seçimlerini bastırmasına neden olabilir. Baskı farklı türlerde karşımıza çıkar:

  • Açık (doğrudan) baskı: Genellikle otorite figürleri tarafından yapılan net yönlendirme ve zorlamalardır.
  • Kapalı (dolaylı) baskı: Suçluluk duygusu yaratma ya da ima yoluyla yapılan daha örtük zorlamalardır.
  • Toplumsal baskı: Geleneksel normlar ve değerler üzerinden bireyi şekillendirir.
  • İçsel baskı: Bireyin bu normları içselleştirerek kendi kendine uyguladığı baskıyı ifade eder.
  • Aile baskısı: Bireyin özellikle meslek, evlilik gibi konularda ailesel beklentilere göre yönlendirilmesidir.
  • Akademik baskı: Başarıya odaklı sistemlerde öğrencilerin üzerindeki not ve sınav stresiyle ilişkilidir.
  • İş yerinde baskı ya da mobbing: Çalışanların psikolojik olarak zorlandığı bir ortam yaratır ve uzun vadede ciddi ruhsal sorunlara yol açabilir.
  • Toplumsal cinsiyet rolleri: Kadın ve erkeklere dayatılan kalıplar yoluyla bireyin kendi benliğini bastırmasına neden olur.

Tüm bu baskı türleri, bireyin benlik saygısını, öz güvenini ve psikolojik sağlamlığını olumsuz yönde etkileyebilir.

Toplumsal yapının bir parçası olan birey, çocukluktan itibaren aile, okul, çevre ve iş hayatı gibi sosyal alanlarda çeşitli beklentilere ve kurallara maruz kalmaktadır. Bu beklentiler bazen rehberlik edici olurken, bazen de aşırı baskıya dönüşerek bireyin psikolojik sağlığını olumsuz etkileyebilir. Baskı, bireyin seçim yapma özgürlüğünü sınırlayan ve davranışlarını zorunlu yönlere sürükleyen bir sosyal kontrol mekanizmasıdır. Psikolojik açıdan bu durum, stres tepkilerinin kronik hale gelmesine, bireyin çevresine olan güvenini kaybetmesine ve aidiyet duygusunun zedelenmesine neden olabilir (Lazarus & Folkman, 1984).

Baskının Psikolojik Etkileri

Baskıya maruz kalan bireylerde en yaygın görülen durum stres ve kaygı bozukluklarıdır. Ailede otoriter ebeveyn tutumları, okulda not odaklı sistemler, iş yerinde performans baskısı bireylerde yetersizlik duygusu ve özgüven eksikliğine yol açabilir (Baumrind, 1991). Bu duygular zamanla depresyon, sosyal geri çekilme, motivasyon kaybı ve hatta öğrenilmiş çaresizlik gibi daha ciddi psikolojik sorunlara evrilebilir (Seligman, 1975).

Ayrıca, uzun süreli baskı altında olan bireylerde bilişsel işlevlerde gerileme gözlemlenebilir. Karar verme becerilerinde azalma, dikkat dağınıklığı, unutkanlık gibi sorunlar, baskının dolaylı etkileri arasındadır. Baskı, bireyin benlik saygısını zedeleyerek öz farkındalığını azaltabilir. Bu durum ise sosyal ilişkilerde gerilim, içe dönüklük ve izolasyona yol açabilir. Genç bireylerde bu durum okul başarısını düşürebilirken, yetişkinlerde mesleki tatminsizlik, sosyal rol karmaşası ve kimlik bunalımı yaratabilir.

Baskının Fizyolojik Etkileri

Baskının sadece psikolojik değil, fizyolojik boyutları da vardır. Stresle ilişkili olarak vücut kortizol hormonu salgılamasını artırır. Kortizol seviyesinin uzun süre yüksek kalması, bağışıklık sistemini zayıflatır, enfeksiyonlara karşı direnci düşürür ve kronik hastalıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırır (McEwen, 2000). Uzun süreli baskıya maruz kalan bireylerde hipertansiyon, tip 2 diyabet, kalp-damar hastalıkları gibi fizyolojik bozulmalar da daha sık görülmektedir.

Uyku bozuklukları, baskıya maruz kalan bireylerde yaygın olarak görülür. Uykusuzluk, hem zihinsel hem bedensel sağlığı tehdit eder. Uyku döngüsünün bozulması, duygudurum dalgalanmalarını, sinirlilik halini ve odaklanma problemlerini beraberinde getirir. Bunun yanı sıra sindirim sorunları (mide kasılmaları, irritabl bağırsak sendromu vb.), baş ağrıları, kalp ritminde bozulmalar da sık bildirilen fizyolojik belirtilerdendir.

Baskının Toplumsal Yansımaları

Baskının bireyler üzerindeki bu olumsuz etkileri, toplum genelinde iş verimliliğini düşürebilir, ruh sağlığı hizmetlerine talebi artırabilir ve sosyal ilişkilerde yıpranmaya yol açabilir. Bireylerin özgürce kendilerini ifade edemediği bir toplumda yaratıcılık, yenilik ve dayanışma gibi değerler zedelenebilir. Bu durum, bireysel mutsuzluğun ötesinde toplumsal barışı ve ilerlemeyi de sekteye uğratabilir.

Çözüm Önerileri

Psikolojik baskının azaltılması için bireysel, ailesel ve toplumsal düzeyde müdahalelere gereksinim vardır:

  • Ailelerde demokratik iletişim modellerinin desteklenmesi,
  • Okul ve iş yerlerinde pozitif geribildirim temelli sistemlerin kurulması,
  • Psikolojik dayanıklılığı artıran psikoeğitim programları,
  • Stres yönetimi teknikleri,
  • Profesyonel psikolojik destek hizmetleri.

Ayrıca, toplumda psikolojik farkındalığı artıracak kampanyalar ve bilinçlendirici eğitimler, baskının norm haline gelmesini önleyebilir (APA, 2023).

Sonuç

Baskı, bireyin sadece ruhsal sağlığını değil, aynı zamanda bedensel sağlığını da etkileyen çok yönlü bir sorundur. Bireyin özgürlüğünü destekleyen, katılımcı ve anlayışlı toplumsal yapıların geliştirilmesi, bu baskının etkilerini azaltmada temel rol oynar. Ruhsal sağlığı korumanın, toplumun genel iyilik halini sağlamak için şart olduğu unutulmamalıdır. Bu sebeple, bireylerin iç sesine kulak verildiği, desteklendiği ve anlaşıldığı bir toplumsal iklim yaratmak hepimizin sorumluluğudur.

Kaynakça

  • American Psychological Association. (2023). Stress management strategies. APA Publishing.
  • Baumrind, D. (1991). The influence of parenting style on adolescent competence and substance use. Journal of Early Adolescence, 11(1), 56-95.
  • Lazarus, R. S., & Folkman, S. (1984). Stress, appraisal, and coping. Springer.
  • McEwen, B. S. (2000). Allostasis and allostatic load: implications for neuropsychopharmacology. Neuropsychopharmacology, 22(2), 108-124.
  • Seligman, M. E. P. (1975). Helplessness: On depression, development, and death. Freeman.
Zeynep Ecem Tosun
Zeynep Ecem Tosun
Zeynep Ecem Tosun, psikoloji lisans eğitimini Lefke Avrupa Üniversitesinde başarıyla tamamladıktan sonra Marmara Üniversitesinde Aile Danışmanlığı eğitimi aldı ve klinik psikoloji yüksek lisansına Uluslararası Dublin Üniversitesinde devam etmektedir. Gelişim Üniversitesinde klinik staj yaparak önemli deneyimler kazanan Tosun, gönüllü olarak Türk Psikologlar Derneğinde Hatay'da travma ve yas terapileri üzerine danışanlarla çalışmıştır. Şu anda Özel Palmiye Hastanesinde psikolog olarak görev yapan Tosun, çocuk, ergen ve yetişkin terapileri ile aile danışmanlığı alanlarında uzmanlaşmıştır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar