Pazartesi, Ağustos 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Bağımlı Bireyin Ebeveyni Olmak

Bağımlılık, yalnızca bireyin iradesine indirgenen bir alışkanlık değil, çok boyutlu ve kronik bir sağlık sorunudur. Her yaş grubunu, sosyoekonomik düzeyi ve coğrafi bölgeyi etkileyebilen bu problem, bireysel yıkımın ötesinde toplumsal yapıyı da derinden sarsan sonuçlar doğurur. Genellikle önlenebilir bir sorun olarak görülse de farkındalık eksikliği ve müdahale mekanizmalarının yetersizliği nedeniyle bağımlılığın yaygınlığı günden güne artış göstermektedir.

Peki, bireyler ve toplum olarak bağımlılıkla mücadelede ne kadar bilinçliyiz? Bu sorunun yanıtı, önleme stratejilerinin etkinliğini ve geleceğe dair beklentilerimizi doğrudan etkiler. Bu noktada, özellikle ailelerin erken farkındalık geliştirmesi, destekleyici bir iletişim kurması ve profesyonel yardım süreçlerine dahil olması, bireyin bağımlılıkla mücadelesinde kritik bir rol oynamaktadır.

Bağımlılık Nedir?

Bağımlılık, bireyin kullandığı bir maddeye, alkole, nesneye ya da gerçekleştirdiği bir davranışa yönelik kontrolünü kaybetmesi durumudur. Kişinin iradesi dışında, tekrarlayıcı biçimde bu uyaranlara yönelmesi, zamanla bağımlılık gelişimine zemin hazırlar. Kontrolsüz bir şekilde sürdürülen her tür madde kullanımı ya da davranış, bağımlılık riski taşır. Bireyler yalnızca madde ya da alkol gibi maddelere değil; sigara, kumar, teknoloji gibi davranışsal ya da nesnel unsurlara da bağımlı hâle gelebilirler (Ögel, 2018; Yeşilay Yayınları, 2018).

Herhangi bir bağımlılık türü, yalnızca bağımlı bireyi değil, aynı zamanda ailesini, özellikle de ebeveynlerini derinden etkileyen karmaşık ve çok yönlü bir problemdir. Bağımlı bir çocuğun ebeveyni olmak, yoğun suçluluk duyguları, çaresizlik hissi, umutsuzluk ve toplumun baskısıyla başa çıkmayı gerektiren zorlu bir süreçtir. Bu noktada şu sorular önem kazanmaktadır: Bağımlı bir bireyin ebeveyni olmak ne anlama gelir? Ebeveynler bu süreçle nasıl başa çıkabilir? Bağımlılıkla mücadelede etkili müdahale stratejileri nelerdir? Ebeveynlerin çocuklarına yönelik nasıl bir yaklaşım benimsemesi gerekmektedir?

Aile ve Bağımlılık

Aile ilişkileri, bireyin toplum içindeki yerini ve üstlendiği rolleri şekillendiren en temel unsurlardan biridir. Birey, çoğunlukla ailede öğrendikleri doğrultusunda gelişir ve topluma bu doğrultuda uyum sağlar. Bu nedenle, bireyin bağımlı bir yaşam sürüp sürmeyeceğini etkileyen başlıca etkenlerden biri de aile desteğidir. Ailenin yaşam biçimi, çocuk yetiştirme anlayışı ve ebeveynlerin kendi aile geçmişleri, çocuğun karakterini ve sosyal yaşamdaki duruşunu önemli ölçüde etkiler.

Ebeveynlik Tutumlarının Rolü

Çocuk yetiştirme tutumlarının, bireyin bağımlılık geliştirme riskinde önemli bir rol oynadığına dair çeşitli araştırmalar bulunmaktadır. Bu tutumlar arasında; aile içinde iletişimin yetersiz olması, dürtüsel davranışların sık görülmesi, evde sürekli gerginlik ve çatışma ortamının bulunması, sosyal desteğin eksikliği ve olumlu davranışların yeterince ödüllendirilmemesi sayılabilir. Ayrıca, anne ve babanın çocuklara verdiği mesajların tutarsız ve değişken olması, bağımlılığa zemin hazırlayan etkenlerden biri olarak öne çıkmaktadır (Ögel, 2018).

Çocuğunun bağımlı olduğunu fark etmek, bir ebeveyn için son derece zorlayıcı ve duygusal açıdan yıpratıcı bir süreç olabilir. Bu durum çoğu zaman inkârla başlar; ebeveynler, çocuklarında değişimleri fark etseler bile bunları geçici bir sıkıntı olarak görmeyi tercih edebilirler. Ancak zamanla bu inkâr yerini suçluluk duygusuna bırakabilir. Ebeveynler, çocuğun yaşadığı bağımlılığı kendi hatalarına, ihmalkâr yaklaşımlarına ya da aşırı koruyucu tutumlarına bağlayarak kendilerini sorumlu hissedebilirler.

Bağımlılıkla Mücadelede Aile Desteği

Aile, tedavi sürecinde önemli bir socuk destek unsuru olarak öne çıkar. Bireyin ailesinden algıladığı desteğin güçlü olması, tedavi sürecinin etkinliğini artırırken, bağımlılığın tekrar etme olasılığını azaltmaktadır (Demircan ve Tamam, 2024). Tedavi sürecinin başarıya ulaşmasında, güçlü aile bağlarının kurulması, açık ve net kuralların belirlenmesi ile bireylerin sorumluluklarını fark etmeleri önemli rol oynamaktadır.

Ebeveynlik Becerilerinin Geliştirilmesi

Liddle (2001) ve çalışma arkadaşlarına göre, ebeveynlerin çocuklarıyla daha sağlıklı ilişkiler kurabilmeleri için ebeveynlik becerilerinin geliştirilmesi, etkili iletişim tekniklerinin kazandırılması ve bağımlılıkla mücadele eden bireylerle kurulan ilişkinin güçlendirilmesi, madde kullanımının azalmasına anlamlı katkılar sağlamaktadır (Demircan ve Tamam, 2024).

Sonuç

Bağımlı bireyin ebeveyni olmak, hem duygusal hem de toplumsal açıdan oldukça zorlu bir deneyimdir. Ancak bu süreçte yalnız olmadıklarını bilmek, profesyonel destek almak ve sağlıklı sınırlar çerçevesinde destekleyici bir ebeveynlik sergilemek, hem ebeveynin hem de çocuğun iyileşmesini mümkün kılar. Bağımlılık döngüsünü kırmak, sadece bireysel değil toplumsal bir sorumluluktur. Bu nedenle ebeveynlerin yalnızca çocukları için değil, kendi ruhsal sağlıkları için de destek aramaktan çekinmemeleri gerekir.

Kaynakça

Vedat Deniz
Vedat Deniz
Vedat Deniz, 2022’de Anadolu Üniversitesi’nden mezun olarak ‘Psikolojik Danışman’ unvanına sahip olmuştur. Deniz, lisans eğitimi boyunca eğitsel, kişisel ve kariyer danışmanlığı alanında staj yapmanın yanı sıra gönüllü çalışmalarda bulunarak kendini geliştirmeye özen göstermiştir. Lisans eğitiminde ‘bağımlılık’ konusunda çalışması bulunan Deniz, lisans eğitimi sona erdikten sonra ‘spor psikolojisi’ alanına yönelerek bu alanda eğitimlere katılmış, sertifikalar almaya hak kazanmıştır. Deniz, spor psikolojisi alanında kariyerini yürütmekte ve diğer alanlarla ilgili sürekli okumalar yapmaktadır. Psikoloji alanını seçmesinin nedenini ‘insanlara yardım etmek’ olarak belirten Deniz, elde ettiği bilgi birikimini aktarmayı kendine amaç edinmiştir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar