Çarşamba, Kasım 19, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Adolescence Dizisi Işığında Suçu Anlamak: Nesil Atlayan Antisosyallik ve Utanç

Diziyi izlemiş olsun olmasın, okuyucu bu makalede, bir yandan kendinden parçalar bulurken bir yandan suçun nasıl nesil atlayarak aktarıldığına dair süreçleri anlamlandırabilecektir.

Dizinin psikolojik incelemelerinin bir kısmında, denetimsiz teknoloji kullanımına ya da akran zorbalığına atıf yapılmış olsa da bu işin daha yüzeyde kalan kısmıdır. Daha derinde bir çocuğu suça iten, ruhsallığında antisosyal davranış kalıntılar bırakan şeyler nelerdir? Ebeveyn olarak çocuklarımız adına alabileceğimiz sorumluluklar var mıdır? Kendi evlatlarımızı suç işlemekten korumak mümkün mü? Bir yandan gençlerde suça sebep olan süreçleri anlarken bir yandan bu sorulara cevap arayacağız.

Suçun Kökeni: Bastırılmış Travmalar Ve Aile Dinamikleri

Çocukları olan birçok insanın suçluluk duyguları içinde boğulduğu modern bilgi çağındayız. Ebeveynlerin çocuklarının hayatı üzerinde büyük bir etkisi olduğu, onlara nasıl davranıldığının kaderlerini belirlediği bilgisi bolca konuşuluyor. Gel gör ki yaşamın içine girdiğimizde bu bilgilerin her zaman işlevsel olmadığını, daha çok ebeveynlerin suçluluk duygularını ve kaygılarını artırdığını görüyoruz. Yani kişi kendi iç dünyasındaki düğümleri çözmeden, salt bilgi ile doğru davransa bile bu çocuklara işlemiyor.

Bu bizi şu noktaya getirir; çocukların kaderini asıl belirleyen, onlara nasıl davrandığından öte ebeveyn olarak onlara karşı nasıl hissettiğindir. Bunu belirleyen şeyse, çocukken anne babamın bana nasıl davrandığı ve hangi duyguları yüklediğidir.

Çünkü beynimizin ebeveynliğe dair en temel şeması, ilk şekil almaya ve gelişmeye başladığı yıllarda kurulur. Ve ben bugün 35 yaşımda bile, eğer üzerine ciddi çalışmalar yapmadıysam, on yaşıma kadar kurulan o sistemi kullanırım. Eğer çocukluk deneyimlerimde fiziksel ya da yoğun duygusal şiddet varsa; bugün aynını çocuğuma yapmamayı başarsam bile, sağ beyinden sağ beyne (duygu hafızası) ilkel bir saldırganlık duygusu çocuğa nüfuz eder.

Birleşik Kaplar Yasası: Bastırılan Duygular Çocukta Yükselir

Keza dizi de bunun canlı bir örneğini sergiliyor. Suçlu çocuğun babası Eddie, çocukken kendi babasından kemerle dayak yediğini ağlayarak anlatırken, “Ben çocuğumu dövmedim, neden böyle oldu?” diye kahroluyor. Oysa dizi boyunca sakin ve sevecen olmaya gayret etse de, babanın öfke patlamalarına şahitlik ediyoruz.

Yani sadistik bir baba tarafından kemerle dövülen bir çocuk, kendi çocuğunu dövmemeye yemin etmiştir. İçindeki şiddet eğilimini iyi niyetle olabildiğine derinlere itmeye çalışmaktadır. Zaman zaman bu basınç bir boşluk bulup yüzeye çıksa da, saldırganlık duygusu tüm canlılığı ile kendini iç dünyasında korumaktadır.

Bunun çocuğun işlediği suç ile ilgisini bir metafor ile izah edeceğim: Ebeveynler ile çocuklar arasında fizikteki birleşik kaplar kanunu işlemektedir. Ebeveynlerin bastırdığı (bilinçdışına ittiği) şeyler, bastırıldığı oranda çocukta yükselişe geçer. Yani babanın olanca gücüyle yok etmek istediği sadistik duygular aynı güçte çocukta açığa çıkmıştır.

Utanç Duygusu: Suça Zemin Hazırlayan Görünmez Tetikleyici

Diziyi izlerken çocuktaki suçun dinamiğini oluşturan bir diğer önemli noktanın utanç duygusu olduğunu düşündüm. Sporun her dalına ilgisi olan Eddie, oğlunun da bir spor dalında başarılı olmasını istiyor. Dizinin sonlarına doğru anlatılan bir anıda, Eddie’nin oğlunun maçına gittiğinde onun başarısızlığından utanıp gözlerini kaçırdığından bahsediliyor.

Yani babasının kendisinden utanç duyduğu, belki onlarca deneyimi olduğunu varsayabileceğimiz bir erkek çocuk söz konusu.

Baba, bir erkek olarak oğlundan memnun değil, hatta ondan utanıyorsa; bu çocukta bir aşağılanma duygusu yaratır. Bir erkek olarak kendini yeterli ve değerli göremez. Reddedilmeye karşı duyarlı olur ki, aslında babası ile yaşadığı deneyimin duygusu da reddedilmedir. (Suç işleme sebebi de reddedilme.)

Suç Psikolojisinin Derin Yapısı: Nesilden Nesile Aktarım

Özetleyecek olursak, bir çocuğu suça götüren süreçlerin kaynağının ebeveyninin bastırılmış travmatik deneyimleri olabilmektedir. Özellikle ciddi fiziksel şiddet gören kişiler yeterince duyarlı kalabildiyse, kendi çocuğuna bunu yaşatmak istemiyor. Beyinde işlemden geçmeden depolu kalan duygu ise çocuğa aktarılıyor. Böylece çok sakin kişiler olarak bilinen ebeveynlerin çocuklarında bile antisosyal davranış eğilimler gözlenebiliyor.

Diğer taraftan, ebeveynleri tarafından olduğu hali ile yeterli ve değerli bulunmamak, bir takım sebeplerle reddedilmek, yoğun suçluluk ve utanç duyguları da gençleri suça götüren sebeplerin başında geliyor.

Kaderin Döngüsünü Kırmak: Bilinçdışı Çalışılmadan Değişmez

Bahsettiğim bu süreçleri, psikolojik bilgiler ve farkındalık edinmek tek başına değiştirmiyor. Çünkü özellikle fiziksel şiddet geçmişi olan biri için sadece bilgi öğrenerek duygularını değiştirmek mümkün değildir. Çocukken yaşadığı bu talihsiz durumları ele alıp, hayatının birkaç yılını iç dünyasındaki problemli durumları çözmeye adamadıkça…

Travmaları çaresiz durumlar olarak görmek, sanki önemsiz şeylermiş gibi küçük görmek çözüm getirmez. Sorumluluk alıp o travmaları işlemden geçirmek, nesiller boyu devam edebilecek benzeri döngüleri kırabilecek yegane yoldur.

Jung’ın dediği gibi: “Siz bilinçdışını bilince getirmedikçe, kaderiniz olur.”
Ben de ekliyorum: Bizim yüzleşmekten kaçtıklarımız da çocuklarımızın kaderi olur.

Öznur Yomralı
Öznur Yomralı
Öznur Yomralı, lisans eğitimini psikolojik danışmanlık alanında tamamlamıştır. Özellikle dinamik, aktarım odaklı ve gelişim odaklı psikoterapiler üzerine eğitimler almış olup, hem bu alanlarda çalışmalar yapmakta hem de danışan görmektedir. İnsanların bilinç alanında olmayan ama hayatlarını zorlaştıran durumları fark etmelerine yardımcı olmak amacıyla, bilinçdışının gizli dilini anlatan yazılar kaleme almaktadır. Misyonu, terapi görmeyen bireylerin de kendi psikolojileri üzerinde daha derin bir etkide bulunabilmeleri ve böylece toplum ruh sağlığına katkıda bulunabilmektir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar