İçinde yaşadığımız modern dünyada birey kimliğini oluştururken yalnızca içsel süreçlerden değil, dış dünyadan, çevresel faktörlerden de etkilenir. Dış dünyanın ona sunmuş olduğu idealize yaşamlar, beklentiler, algılar bireyin sosyal kimliğine etki etmekte, bu süreç ise oldukça küçük yaşlarda başlamaktadır. Küçük bir kız hayal ettiğimizde “Ben Winx’ten Flora’yım, ben High School Musical’dan Sharpey’im” dediğini duymak çok şaşırtıcı olmayacaktır. Bu bağlamda incelediğimizde popüler kültür, yalnızca bir eğlence aracı değil, kişinin değer algısını şekillendiren, kendini tanımlama yolunda büyük rol oynayan hatta nasıl görünmek istediğini bile şekillendiren güçlü bir araçtır.
Peki bu araç psikolojimize nasıl etki eder?
Psikoloji tarihinde kimlik birçok psikolog tarafından incelenmiş ve ele alınmıştır. Şunu unutmamak lazım ki kimlik inşası gelişimsel, üzerine inşalarla oluşturulan bir yapıdır. Durağan değildir. Hatta Erik Erikson bu konuyu detaylı incelemiş, ona göre kimlik, ergenlikle birlikte şekillenen, bireyin kendisiyle ve toplumla kurduğu ilişkiyle biçimlenen dinamik bir yapıdır. Fakat postmodern yaklaşımlar bu tanımı biraz daha değiştirip artık kimlik oluşumunun sabit olmadığını, geçici ve değişken olduğunu vurgulamaktadır. Bu dönüşümün temelinde popüler kültür ve sosyal medya büyük rol oynamıştır.
Sahne Popüler Kültürün!
Popüler kültür geniş çaplı baktığımızda sosyal medya, televizyon dizi ve filmleri, moda, reklamlar gibi birçok alan içerir. Bu alanlarda yaygın olarak karşılaştığımız algı ise “Bu şekilde giyinmelisin çünkü yeni moda bu. / Matcha içmezsen havalı sayılmazsın.” gibi yanıltıcı söylemlerdir. Bir süre sonra kullanıcı istemsizce de olsa bu algıları benimseyip davranışlarını ona göre yönlendirmeye başlar. Geçmiş zamanlardan örnek vermek gerekirse bir televizyon programı olan Kiraz Mevsimi’nin genç kız izleyicileri, dizinin yayın süresi boyunca moda tasarımla ilgilenip elbiseler, kıyafetler tasarlamaya başlamışlardı. Bu süreçlerde bireyler rol aldıkları bu karakterleri içselleştirip kendi benlik algılarını bu imgeler etrafında şekillendirmeye başlarlar.
Albert Bandura’nın Social Learning Theory’sini incelediğimizde kişi öğrenme eylemini gözlemleyerek, model alarak (modeling), taklit (imitation) ve pekiştirme ile gerçekleştirir. (1977)
Bu modele de baktığımızda popüler kültürün, özellikle kimlik oluşumları başlayan genç bireylerde derin etkiler bırakabileceğini öngörebiliriz.
Sosyal Medyadaki Bizler
Bir sosyal medya kullanıcısını bir ‘vitrin’ olarak hayal edebiliriz. İdealize yaşamlarla eşleşen estetik filtreler kişinin dış dünyada beğenilmek için sunduğu bir vitrine dönüşür. Sosyal medya ve popüler kültür, sadece kimlik oluşumumuza değil, aynı zamanda nasıl görünmemiz gerektiğine de müdahale eder. Influencerlar gibi olma yolumuzda onay alma ihtiyacı oluşmaktadır. Kişi, sosyal medya estetiğine kapılarak kendi öz benliğinden uzaklaşmaya başlayıp toplumun istediği şekle bürünmüş olabilir. Fakat bu da sürekli kendini birileriyle kıyaslama, düşük öz saygı ve öz değer gibi problemleri de yanında getirmektedir.
Kimlik Temsilleri
Popüler kültür, birçok alanda etkili olduğu gibi cinsel yönelimler, toplumsal cinsiyet alanında da büyük rol oynamaktadır. Geçmiş yıllarda yalnızca belirli kimliklerin ön plana çıkarıldığı televizyon programları belki de birçok kişiye kendini görünmez hissettirmiştir. Mesela sürekli heteroseksüel bireylerin veya beyaz ırkın ön plana çıkarılması diğer bireylerin kendini geri planda hissetmesine sebep olabilir.
Popüler kültür, cinsel kimliklerin görünürlüğünü arttırdığı gibi bazen kafa karışıklığına da sebep olabilir. Marcia’nin Kimlik Statülerini de baz aldığımızda daha yeni kimlik arayışında olan bir birey çok fazla LGBTQ+ temsili içerik ile karşılaştığında “Ben de mi böyle hissetmeliyim?” ya da “Norm artık böyle mi?” gibi sorgulamalar yaşayabilir. Özellikle henüz kimlik inşası oluşmamış ergen bireyler geçici olarak bu kafa karışıklığına sahip olabilir. Psikolojik açıdan önemli olan şey, kişinin burada gördüğü temsilleri iç dünyasında dengeli değerlendirmesi, içsel yönelimlerini dış dünyanın tamamıyla yönlendirmemesi olacaktır. Bireyin kendi kimliğini bir baskı altında değil, kendi keşifleriyle güvenli ortam aracılığıyla sağlaması esastır.
Sonuç
Sonuç olarak, popüler kültür kimlik oluşumunda önemli bir araç olmakla birlikte kişide baskı oluşumuna da sebep olabilir. Burada önemli olan şey kişinin dış dünya uyarıcılarını dengeli bir içsel süreçle değerlendirip, eleştirel bir bilinçle çözümlemesidir. Bunlar kişinin sağlıklı bir kimlik inşası için gerekli önlemlerdir.