Tarih boyunca alkol kullanımı, kültürel, sosyolojik ve psikolojik faktörlerin etkisi altında şekillenmiştir. Bu süreçte “sosyal içicilik” kavramı da doğmuş; günlük yaşantının sıradan bir unsuru gibi algılanmaya başlanmıştır. Sosyal içicilik, kişinin yalnızca belirli sosyal ortamlarla sınırlı bir şekilde alkol tüketmesi şeklinde tanımlansa da, pratikte bu sınırların oldukça esnek olduğu görülmektedir.
Sosyal İçicilik ve Bağımlılık Riski
Pek çok kişi, alkolü sadece eğlenmek amacıyla kullandığını ve bunun bir alışkanlığa dönüşmediğini savunsa da, gerçekte bu durum her zaman zararsız olmayabilir. Bazı durumlarda sosyal içicilik, gizli bir bağımlılığın üzerini örten bir maske haline gelebilir. Özellikle duygusal boşlukları doldurma, sosyal kaygıları bastırma gibi psikolojik faktörlerin etkili olduğu durumlarda, bu davranış bağımlılığa işaret edebilir (Grant ve ark., 2004).
Psikolojik araştırmalar, sosyal içiciliğin yalnızca eğlenceye dayalı bir davranış biçimi olmadığını göstermektedir. Alkol tüketiminin, sosyal kabul arayışı, gruba ait olma hissi, stresle başa çıkma ve kaygıyı azaltma gibi çeşitli motivasyonlarla ilişkilendirildiği bilinmektedir (Kuntsche ve ark., 2005). Cooper (1994) ise alkol kullanımını dört temel motivasyon faktörüyle açıklamıştır: sosyalleşme, duyguların yoğunlaştırılması, baş etme ve uyum sağlama. Bu bulgular, sosyal içiciliğin çok boyutlu bir yapıya sahip olduğunu ortaya koymaktadır.
Kültürel Normlar ve Medyanın Rolü
Toplumdaki kültürel normlar da sosyal içiciliğin zararsız bir alışkanlık olarak algılanmasına katkıda bulunur. Batı kültürlerinde “happy hour” gibi uygulamalar, mezuniyet törenleri, kutlamalar ve iş yemekleri gibi etkinliklerde alkol, sosyal etkileşimi artırıcı bir araç olarak sunulmaktadır. Medya temsilleri de bu algıyı güçlendirir; diziler ve filmlerde alkol genellikle rahatlatıcı, eğlenceli ve bağ kurucu bir unsur olarak betimlenir (Griffiths ve Casswell, 2010). Bu durum, alkol tüketiminin doğal bir sosyal davranış gibi kabul edilmesine neden olurken, altında yatan olası bağımlılık risklerinin göz ardı edilmesine yol açabilir.
Bağımlılık Belirtileri ve Değerlendirme
Alkol kullanımının bağımlılığa dönüşüp dönüşmediğini anlamada tüketim sıklığı, miktarı, kontrol kaybı, yoksunluk belirtileri ve kişinin yaşam kalitesi üzerindeki etkiler gibi ölçütler önemlidir (American Psychiatric Association, 2013). Sosyal içicilik bağlamında bu belirtiler çoğu zaman belirgin olmasa da, kişinin sosyal ortamlara katılım motivasyonunun zamanla alkol varlığına bağlı hale gelmesi, psikolojik bir bağımlılığın geliştiğini gösterebilir (Heather, 1994).
Genç Yetişkinlerde Sosyal İçicilik
Özellikle genç yetişkinler arasında, sosyal etkinliklerde alkol tüketmek sosyal statüyü sürdürme veya dışlanma korkusunu bastırma işlevi görebilir. Bu da alkolün yalnızca keyif için değil, sosyal bütünlük sağlamak için de kullanıldığını gösterir (Baer, 2002). Bu tür durumlarda alkol, sosyal bir araç olmaktan çıkarak psikolojik bir destek mekanizmasına dönüşebilir.
Psikolojik Faktörler: Sosyal Kaygı ve Alkol
Sosyal içiciliğin altında yatan önemli psikolojik faktörlerden biri de sosyal kaygıdır. Sosyal fobisi olan veya kendine güveni düşük kişiler, topluluk içinde rahat hissetmek amacıyla alkol tüketimine yönelebilir. Schry ve White’ın (2013) üniversite öğrencileri üzerinde yaptığı çalışma, sosyal kaygısı yüksek kişilerin alkol kullanımının daha fazla olabileceğini göstermiştir. Benzer şekilde, Buckner ve arkadaşları (2008), alkolün kısa vadede kaygıyı hafifletse de uzun vadede kaygı düzeyini artırabileceğini ve kaçınma davranışlarını güçlendirebileceğini belirtmiştir.
Bağımlılık Algısı ve Farkındalık Eksikliği
Kişilerin sosyal içicilik davranışını sorgulamalarını zorlaştıran bir diğer faktör de, “ben bağımlı değilim” şeklindeki algıdır (Orford, 2001). Bu düşünce kalıbı, hem kişisel farkındalığın hem de çevresel müdahalelerin önünde bir engel oluşturabilir. Oysa alkolle ilgili sorunları değerlendirirken yalnızca kullanım sıklığına değil, kullanım bağlamına ve kişinin işlevsellik düzeyine de bakılmalıdır.
Psikolojik Destek ve Çözüm Önerileri
Psikolojik destek süreçlerinde, kişinin alkol kullanımına yönelik motivasyonlarını anlamak önemlidir. Motivasyonel Görüşme (Motivational Interviewing) gibi yöntemler, kişinin içgörü geliştirmesine yardımcı olabilir (Miller ve Rollnick, 2012). Bu süreçte kişinin kendine “Alkolsüz de eğlenebiliyor muyum?”, “Alkolsüz ortamlarda da sosyal hissedebiliyor muyum?” gibi sorular sorması, davranışlarını yeniden değerlendirmesine destek olur.
Toplumsal düzeyde ise sosyal içicilik algısının eleştirel biçimde gözden geçirilmesi gerekmektedir. Özellikle gençler üzerinde alkol tüketiminin “normal” ve “cool” bir davranış olarak sunulması, kişisel sınırların bulanıklaşmasına neden olabilir (Pape ve ark., 2018). Sosyal içiciliğin risksiz bir davranış olarak lanse edilmesi, kişilerin bu davranışın tehlikeli yönlerini fark etmelerini zorlaştırır.
Sonuç: Sosyal İçicilik ve Bağımlılık Farkındalığı
Sonuç olarak, sosyal içicilik, herkes için farklı bir anlam taşıyabilir. Kimileri için keyifli bir sosyalleşme aracı zannedilirken, kimileri için bastırılmış duyguların dışavurum biçimi haline gelebilir. Bu nedenle, sadece görünen davranış biçimine odaklanmak yetersizdir; altta yatan motivasyonların ve psikolojik faktörlerin anlaşılması, sosyal içiciliğin risklerini doğru değerlendirebilmek için hayati önemdedir. Sessizce gelişen bir bağımlılığın ön belirtilerini fark edebilmek, hem kişisel hem toplumsal farkındalık açısından büyük önem taşır.
Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (5. Basım). American Psychiatric Publishing.
- Baer, J. S. (2002). Student factors: Understanding individual variation in college drinking. Journal of Studies on Alcohol, Supplement, (14), 40–53.
- Buckner, J. D., Schmidt, N. B., Lang, A. R., Smallwood, J., ve Schlauch, R. C. (2008). A prospective investigation of social anxiety and drinking game participation. Journal of Anxiety Disorders, 22(7), 1166–1177.
- Cooper, M. L. (1994). Motivations for alcohol use among adolescents: Development and validation of a four-factor model. Psychological Assessment, 6(2), 117–128.
- Grant, B. F., Stinson, F. S., Dawson, D. A., Chou, S. P., Ruan, W. J., ve Pickering, R. P. (2004). Co-occurrence of 12-month alcohol and drug use disorders and personality disorders in the United States. Archives of General Psychiatry, 61(4), 361–368.
- Griffiths, R., ve Casswell, S. (2010). Intoxigenic digital spaces? Youth, social networking sites and alcohol marketing. Drug and Alcohol Review, 29(5), 525–530.
- Heather, N. (1994). Psychoactive drug use and harmful consequence: A psychological assessment. Oxford University Press.
- Kuntsche, E., Knibbe, R., Gmel, G., ve Engels, R. (2005). Why do young people drink? A review of drinking motives. Clinical Psychology Review, 25(7), 841–861.
- Miller, W. R., ve Rollnick, S. (2012). Motivational Interviewing: Helping people change (3. Basım). Guilford Press.
- Orford, J. (2001). Excessive appetites: A psychological view of addictions. Wiley.
- Pape, H., Norström, T., ve Rossow, I. (2018). Adolescent drinking – A touch of optimism in Scandinavian countries. Substance Abuse: Research and Treatment, 12, 1–9.
- Schry, A. R., ve White, S. W. (2013). Understanding the relationship between social anxiety and alcohol use in college students: A meta-analysis. Addictive Behaviors, 38(11), 2690–2706.
- World Health Organization. (2018). Global status report on alcohol and health 2018.