Cuma, Kasım 28, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Bu Sen Değilsin! – Capgras Sanrısı ve Kimlik Algısının Bozulması

Capgras Sendromu, bireyin yakın çevresindeki kişileri tanımasına rağmen onları birer “kopya” veya “sahtekâr” olarak algıladığı nadir bir nöropsikiyatrik bozukluktur. Hasta, gördüğü kişinin görünüş, ses, davranış gibi tüm özelliklerini doğru şekilde tanır; ancak o kişinin gerçek olmadığına sarsılmaz bir inançla bağlanır. Bu durum, hem kişi hem de bakım verenler için yoğun bir kaygı ve yabancılaşma hissi doğurur.

Bu sendrom, genellikle şizofreni, beyin hasarı, demans veya travmatik beyin yaralanmaları ile ilişkilidir. İlk olarak 1923 yılında Fransız psikiyatr Jean Marie Joseph Capgras tarafından tanımlanmıştır ve o zamandan beri çeşitli nörobiyolojik ve psikodinamik açıklamalarla ele alınmıştır. Bu yazıda Capgras Sendromu’nun nedenleri, belirtileri ve tedavi yaklaşımları nörobiyolojik ve psikodinamik perspektiflerin birleşimiyle detaylandırılacaktır.

1. Capgras Sendromunun Nedenleri

Capgras Sendromu’nun nedenleri iki temel perspektiften ele alınmaktadır: nörobiyolojik ve bilişsel-psikodinamik yaklaşımlar.

Nörobiyolojik Açıklamalar

Yüz tanıma ile duygusal tanıma arasındaki kopukluk

Beyinde yüz tanıma işlevi Fusiform Face Area (FFA) tarafından yürütülür. Normalde FFA, tanıdığı yüzleri amigdala ile birlikte işleyerek duygusal bir tanıma oluşturur.

Capgras Sendromu’nda:

Yüz tanıma çalışır ama yüzle ilgili duygusal bağlantı oluşmaz.

Bu kopukluk nedeniyle kişi “Bu yüz anneme/partnerime ait… ama o değil.” hissi yaşar.
Ellis & Young’ın (1990) bilişsel modeli bu kopukluğu sendromun temel mekanizması olarak açıklar.

Temporal lob–amigdala devreleri

Sağ temporal lobdaki lezyonlar, özellikle amigdala bağlantılarının zayıflaması, yüzlere karşı duygusal tepkilerin kaybolmasına yol açabilir. Bu durum tanıma sürecini “mekanik” hale getirir.

Parietal lob ve gerçeklik değerlendirme bozukluğu

Bazı vakalarda frontal veya parietal bölgelerdeki lezyonlar, gerçeklik testini bozar.
Kişi tanıdığı bir yüzü duygusal olarak yabancı bulurken, frontal lobe ait değerlendirme mekanizması bunu “mantıksal bir açıklamaya” dönüştürür:

“Bu benim annem olamaz — o zaman bu kişi bir kopya.”

Bu, sanrının neden sarsılmaz olduğuna dair önemli bir açıklamadır.

Bilişsel ve Psikodinamik Açıklamalar

Savunma mekanizmaları ve kimlik algısının bozulması: Psikodinamik teoriye göre, Capgras Sendromu’ndaki sanrılar, bireyin kendini koruma amacıyla geliştirdiği savunma mekanizmalarının bir sonucu olabilir. Kişi, duygusal olarak yoğun bir bağ kurduğu birine karşı bilinçdışı bir korku veya nefret geliştirdiğinde, onun yerine “sahte bir kopyasını” yerleştirdiğine dair inanç geliştirebilir.

Bağlanma ve travma ile ilişkisi: Travmatik deneyimler veya çocukluk dönemindeki bağlanma sorunları, bireyin duygusal yakınlık kurmasını zorlaştırabilir. Bu durum, Capgras Sendromu’nun gelişiminde rol oynayabilecek psikolojik bir faktör olarak değerlendirilmektedir.

2. Belirtiler ve Tanı Kriterleri

Capgras Sendromu, genellikle şu belirtilerle kendini gösterir:

● Yakın çevredeki kişilerin “sahtekâr” veya “yerine geçmiş” olduğuna dair sanrılar.
● Tanıdığı bir kişinin sesini veya yüzünü algılamasına rağmen ona karşı yabancılık hissi duymak.
● Görsel uyaranlar ile duygusal yanıt arasındaki kopukluk.
● Bilişsel tutarsızlık: Hasta, ses yoluyla tanıdığı bir kişiyi görsel olarak “kopya” olarak algılayabilir.

Capgras Sendromu çoğunlukla şizofreni spektrum bozuklukları, demans, beyin travmaları ve nörodejeneratif hastalıklarla birlikte görülmektedir.

3. Tedavi ve Yaklaşımlar

Capgras Sendromu için tek bir standart tedavi yoktur; tedavi altta yatan nedene göre planlanır.

Farmakolojik Tedaviler

● Antipsikotikler (özellikle sanrısal düşünce ağırsa)
● Antidepresan/anksiyolitik ilaçlar (eşlik eden duygudurum belirtileri varsa)
● Kolinerjik ilaçlar (demans ilişkili olgularda)

Bilişsel müdahaleler

● Gerçeklik testi uygulamaları
● Düşünce–kanıt analizi
● Sanrının tehdit düzeyini azaltmaya yönelik yapılandırılmış görüşmeler

Çevresel düzenleme

● Hastanın bakım verenleriyle ilişkisini düzenlemek
● Güvenli bir ortam oluşturmak
● Tanıdığı insanlarla kontrollü temas sağlamak

Nörolojik rehabilitasyon

Beyin hasarı sonrası oluşan Capgras vakalarında:

● dikkat eğitimleri
● hafıza–tanıma eğitimleri
● sosyal biliş programları

olumlu sonuçlar verebilir.

Sonuç

Capgras Sendromu, yüz tanıma ve kimlik algısıyla ilgili karmaşık beyin mekanizmalarını anlamamıza yardımcı olan nadir bir psikiyatrik bozukluktur. Nörobiyolojik ve bilişsel psikoloji perspektifleri, bu sendromun nasıl ortaya çıktığına dair önemli ipuçları sunmaktadır. Tedavi yaklaşımları, genellikle antipsikotik ilaçlar, nörorehabilitasyon ve bilişsel terapi tekniklerini içermektedir. Ancak, bu sendrom üzerine yapılan araştırmalar halen devam etmekte olup, daha derinlemesine nörobilimsel incelemeler gelecekte daha etkili tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine katkı sağlayabilir.

Kaynakça

Ellis, H. D., & Young, A. W. (1990). Accounting for delusional misidentifications. British Journal of Psychiatry, 157(2), 239–248.
Hirstein, W., & Ramachandran, V. S. (1997). Capgras syndrome: A novel probe for understanding the neural representation of the identity and familiarity of persons. Proceedings of the Royal Society B, 264(1380), 437–444.
Devinsky, O. (2009). Delusional misidentifications and duplications: Right brain lesions, left brain delusions. Neurology, 72(1), 80–87.
Coltheart, M. (2007). Cognitive neuropsychiatry and delusional misidentification syndromes. Cognitive Neuropsychiatry, 12(1), 1–26.

Sena Gürses
Sena Gürses
Sena Gürses, mühendislikten psikolojik danışmanlığa uzanan kariyerinde insan psikolojisine duyduğu ilgiyi merkeze almıştır. Bilişsel Davranışçı Terapi, Çözüm Odaklı Terapi ve Psikodrama eğitimleriyle donanımını geliştirmiş; ergen ve yetişkinlerle duygu yönetimi, öz değer, sınav kaygısı ve ilişkisel problemler gibi alanlarda danışmanlık hizmeti sunmaktadır. Psikodrama eğitim sürecinde bireyin içsel kaynaklarını fark etmesi ve kendilik bilincini güçlendirmesi üzerine çalışmaktadır. Yazılarında öz şefkat, duygusal farkındalık, psikolojik sağlamlık ve bireyin kendine yönelme süreçlerini ele alarak okurla içsel bir temas kurmayı ve aynı zamanda bireylerin psikolojik açıdan desteklenmesini hedeflemektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar