Salı, Kasım 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Z Kuşağı Neden Tükenmiş Hissediyor?: Yetişkinliğe Yorgun Başlayan Bir Neslin Ruh Hali

Yeni Neslin Yorgunluğu Anlatılmıyor, Hissediliyor

Zaman zaman hepimiz “yorgun” hissederiz. Ama bu yorgunluk artık bir neslin ruh haline dönüşmüş durumda. Z Kuşağı olarak tanımlanan 1997 sonrası doğan gençlerin büyük bir kısmı, hayatlarının daha en başında, hiçbir şey tam olarak başlamadan önce bile tükenmiş hissediyor.

Bu sadece bir “ergen melankolisi” değil; sürekli krizlerle, kıyaslamalarla ve belirsizliklerle büyümüş bir kuşağın kolektif tükenmişliği.
Peki neden?

Dünya Hiç Bu Kadar Kaotik Olmamıştı

Z Kuşağı, ergenlik yıllarını pandemiyle, ekonomik krizlerle, iklim felaketleriyle ve savaş haberleriyle geçirdi.
Her sabah sosyal medyada yeni bir trajediye uyanmak, insan beyninin taşıyabileceğinden fazla stres yaratıyor.

Henüz kendini tanıyamadan, dünya hakkında bu kadar çok şey bilmek; zihinsel olarak sürekli “diken üstünde” yaşamak anlamına geliyor.
Bu da gençlerde kronik bir gelecek kaygısı oluşturuyor.

Sürekli Çevrimiçi Olmak, Aslında Hep Yalnız Olmak

Zihinsel tükenmişliğin bir diğer kaynağı da dijital dünya.
Z Kuşağı neredeyse doğar doğmaz dijital kimlikler oluşturdu. Sürekli çevrimiçi olmak, onları her an ulaşılabilir ve karşılaştırılabilir hale getirdi.

Sosyal medyada herkes bir şeyler başarıyor, mutlu, üretken ve “iyi görünüyor.”
Gerçek hayat böyle değil ama ekranlar öyle gösteriyor. Bu da içten içe “yetersizim” hissini körüklüyor.

“Bir günüm iyi geçse bile, Instagram’da birilerinin benden daha iyi geçirdiğini görmek moralimi bozuyor.”
(Bir üniversite öğrencisinin ifadesi)

Hayat Yarışına Başlamadan Kaybetmiş Gibi Hissetmek

Önceki nesiller için “çalışırsan başarırsın” bir mottoydu. Z Kuşağı içinse bu neredeyse bir efsane.
Diplomalar, sertifikalar, yabancı diller, stajlar derken… Gençler daha mezun bile olmadan işsizlik korkusuyla boğuşuyor.

Sürekli daha fazlasını yapmaya zorlanmak, onları hem fiziksel hem de zihinsel olarak yoruyor.
Hiçbir şey yetmiyor gibi hissediyorlar. Çünkü sistemde “yeterli olmak” diye bir kavram kalmadı.

Kendini Tanımaya Çalışırken, Kaybolmak

Z Kuşağı, kimlik konularında en özgür kuşaklardan biri. Cinsiyet, yönelim, kültürel aidiyet gibi konularda çok daha açıklar.
Ama bu açıklık bazen belirsizlik ve kafa karışıklığı da getiriyor.

Her şeyin “akışkan” olduğu bir dünyada “Ben kimim?” sorusunun cevabını bulmak, bazen iyileştirici değil, yorucu oluyor.

Duygulara Yer Yok: Her Şey İçin Hızlı Olmak Zorundasın

Z Kuşağı, hızlı tüketime doğdu. Bir videonun ilk 3 saniyesinde ilgimizi çekmezse atlıyoruz.
Bir haberi okumak yerine sadece başlığına bakıyoruz.

Bu hız kültürü, duygularımıza da yansıdı.
Keder, yalnızlık, huzursuzluk gibi duyguları yaşamak için bile “vakit yok.” Her şey çabuk geçmeli, hemen iyi hissetmelisin.

Ama insan duyguları böyle çalışmaz. Bastırılan her şey, zamanla tükenmişliğe dönüşür.

Tembellik Değil, Tükenmişlik

Z Kuşağı tembel değil. Hatta belki de en çok çalışan, en çok farkında olan nesil.
Ama bu farkındalık, beraberinde yük de getiriyor.

Onları anlayabilmek için; başarıları değil, yorgunluklarını da görmek gerekiyor.
Çünkü bu nesil sadece bir iş bulmak ya da diploma almak için değil, anlamlı bir hayat için de savaşıyor.
Ve bu savaşın adı artık: sessiz tükeniş.

Türkiye’de Gençlik ve Tükenmişlik: Yeni Bulgular

Çalışma / Konu Katılımcılar / Kapsam Öne Çıkan Bulgular
Ergen, Genç Ve Genç Yetişkinlerde Dijital Tükenmişlik Türkiye genelinde ergen / genç / genç yetişkinler Dijital tükenmişlik üç alt boyut: “dijital yıpranma”, “dijital yoksunluk” ve “duygusal tükenme”. Toplam dijital tükenmişlik düzeyi ortalama 2,57 (ölçek 1–5 civarında) olarak bulundu; genç yetişkinlerde bu düzey ergenlere göre daha yüksek.
Üniversite Öğrencilerinde Tükenmişlik Ve Yaşam Tatmini (KSÜ Örneği, 475 öğrenci) Üniversite öğrencileri Öğrencilerde tükenmişlik algıları yüksek, yaşam tatmini düzeyleri düşük çıktı. Tükenmişlik ile yaşam tatmini arasında negatif yönlü ilişki bulundu.
Z Kuşağı Üniversite Öğrencilerinin Algıladıkları Sosyal Destek Ve Stresle Başa Çıkma 803 öğrenci (Türkiye’de bir devlet üniversitesi) Sosyal destek (aile, arkadaş, özel kişi) ile temel psikolojik ihtiyaçlar (ilişkisellik, yetkinlik, özerklik) arasında güçlü pozitif korelasyon bulundu. Öğrencilerin stresle başa çıkma becerileri ve algılanan sosyal destek, psikolojik ihtiyaçların %44’ünü açıklıyordu.

Kaynakça

Özdemir, N., & Erten, A. (2025). Ergen, genç ve genç yetişkinlerde dijital tükenmişlik. Journal of Social and Humanities Sciences Research, 12(4), 2154–2170. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/4493537

Macit, M. (2020). Üniversite öğrencilerinde tükenmişlik ve yaşam tatmini arasındaki ilişki. KSÜ Journal of Social Sciences, 17(1), 45–60. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1550144

Yıldırım, A., & Gündoğdu, M. (2022). Z kuşağı üniversite öğrencilerinin algıladıkları sosyal destek ve stresle başa çıkma düzeyleri arasındaki ilişki. Journal of Education and Future, 22(3), 112–132. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2404607

Statista. (2020). Gen Z is lonely: Percent of U.S. adults who are lonely, shown as demographics [Graph]. Statista. https://www.statista.com/chart/20713/lonlieness-america/

Burcu Kara
Burcu Kara
Burcu Kara, 29 Şubat 2004 doğumludur. İstanbul Medipol Üniversitesi’nde İngilizce Psikoloji, İstanbul Üniversitesi’nde Sosyoloji eğitimi almaktadır. Psikopol dergisinde konuk yazar olarak yer almış, yazılarında bilimsel yaklaşımı ön planda tutmuştur. Rehber Klinik’te staj yapmıştır (BDT, Spor Psikolojisi, Mindfulness ve Sanat Psikolojisi). Medipol Kognitif Sinirbilim Topluluğu yönetim kurulu üyesidir ve Medipol Kariyer Ofisi’nde aktif rol üstlenmektedir. “biZ farkı” ekibinde görev almakta, psikometrik test projesinde içerik çalışmalarına katkı sunmaktadır. Ayrıca TOG ve Yeşilay gönüllülük projelerinde de aktif rol üstlenmektedir. Uluslararası bir liderlik ve değişim programı sunan AIESEC ekibinde aktif olarak görev almaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar