Kadınların bedeniyle kurduğu ilişki tarih boyunca ataerkil ideolojiler, kültürel normlar ve toplumsal cinsiyet rolleri aracılığıyla şekillendirilmiş; kadın bedeni çoğunlukla nesneleştirilmiş, denetlenmiş ve idealize edilmiştir. Feminist psikoloji, bu beden politikalarının kadınların psikolojik iyi oluşunu doğrudan etkilediğini savunur. Kadınların bedensel deneyimlerinin bastırılması, bedene dair özerkliklerinin sınırlandırılması, özellikle Batı kültürünün güzellik normları ve medikal söylemleri üzerinden bedenin sürekli denetlenmesi kadınların benlik algısı, özsaygısı ve psikolojik dayanıklılığı üzerinde belirleyici olmuştur (Bartky, 1990; Bordo, 2003).
Bu bağlamda, feminist psikoloji bedenle temas eden uygulamaları yalnızca birer fiziksel aktivite değil; aynı zamanda direniş, güçlenme ve öznelliği geri kazanma pratikleri olarak değerlendirir. Yoga, son yıllarda bu çerçevede kadınların kendi bedenleriyle yeniden bağlantı kurabildikleri, psikolojik iyi oluşlarını destekleyebildikleri ve toplumsal beden normlarına karşı alternatif bir deneyim alanı yaratabildikleri bir pratik olarak öne çıkmaktadır (Polatcanlı & Akın, 2024).
2. Feminist Psikolojide Beden ve Bedenin Denetimi
Feminist psikoloji, bedenin yalnızca biyolojik bir yapı değil, aynı zamanda politik bir alan olduğunu savunur. Bartky (1990), kadın bedeninin tarihsel olarak gözetim altında tutulduğunu, kadınların bedenlerine dair deneyimlerinin ataerkil ideolojiler tarafından belirlenen güzellik, zayıflık ve uysallık normlarıyla biçimlendirildiğini ileri sürer. Bordo (2003) ise kadın bedeninin modern toplumda medya, moda ve medikal söylemler aracılığıyla sürekli denetlendiğini ve ideal beden figürlerinin kadınların beden algısı üzerinde baskı yarattığını vurgular.
Bu bakış açısı, kadınların bedenleriyle yabancılaşmasına, bedenlerini yalnızca bir “görünüş” nesnesi olarak deneyimlemesine neden olur. Feminist psikoloji, bu süreci tersine çevirerek kadınların bedenleriyle duyumsal, içsel ve aktif bir ilişki kurmalarını savunur.
3. Yoga, Farkındalık ve Psikolojik İyi Oluş
Albrecht ve Veall (2014), yoga pratiğini yalnızca fiziksel bir egzersiz değil, aynı zamanda zihinsel ve duygusal bütünlük sağlayan bir farkındalık pratiği olarak ele alır. Bu çerçevede mindfulness temelli yoga uygulamalarının psikolojik iyi oluş üzerindeki olumlu etkilerini beş temel boyutta inceler:
-
Beden farkındalığı (embodiment)
-
Zihinsel ve duygusal regülasyon
-
Öz şefkat ve özsaygı
-
Topluluk hissi ve aidiyet
-
Stres yönetimi
Yoga pratiği, bedene yönelmiş bilinçli farkındalık yoluyla bireyin bedenini sadece “nasıl göründüğü” üzerinden değil, “nasıl hissettiği” ve “nasıl hareket ettiği” üzerinden deneyimlemesini sağlar. Bu süreç, kadınların bedenle yeniden bağlantı kurmasını kolaylaştırır ve feminist psikoloji açısından bedensel öznelliğin yeniden kazanılması anlamına gelir.
4. Zayıflık Mitinin Çözülmesi
Dowling (2000), The Frailty Myth adlı çalışmasında kadınların fiziksel açıdan zayıf ve kırılgan olduğu yönündeki toplumsal inancın kültürel bir mit olduğunu savunur. Dowling’e göre kadınların çocukluktan itibaren bedensel kapasiteleri küçümsenir ve fiziksel güç kullanımı teşvik edilmez. Bu süreç, kadınlarda fiziksel güce dair bir güvensizlik ve bedene yönelik yabancılaşma yaratır.
Yoga pratiği, kadınların bedenlerine dair içselleştirdikleri “kırılganlık” mitini dönüştürebilmeleri açısından önemli bir araçtır. Özellikle bedenin güç, esneklik ve dayanıklılık potansiyelinin deneyimlenmesi, kadınların bedenle olumlu bir ilişki geliştirmesini sağlar ve psikolojik iyi oluşlarını destekler (Dowling, 2000).
5. Türkiye’de Yoga Uygulamalarının Psikolojik Etkisi
Polatcanlı ve Akın (2024), yoga uygulamalarının kadınların stresle başa çıkma düzeyi üzerindeki etkisini incelemiş ve düzenli yoga yapan kadınların stres düzeylerinin anlamlı ölçüde azaldığını, psikolojik dayanıklılıklarının ve öznel iyi oluşlarının arttığını tespit etmiştir.
Bu çalışma, Türkiye bağlamında kadınların yoga yoluyla bedenleriyle yeniden olumlu bir ilişki kurduklarını ve beden deneyimlerini daha bilinçli şekilde yaşayabildiklerini göstermesi açısından önemlidir. Feminist psikoloji perspektifiyle değerlendirildiğinde bu bulgular, kadınların bedenleriyle aktif, farkında ve duyarlı bir ilişki kurmasının psikolojik iyi oluşu desteklediği ve toplumsal beden normlarıyla hesaplaşmayı kolaylaştırdığı görüşünü desteklemektedir.
6. Beden, İyileşme ve Direniş Alanı Olarak Yoga
Triantafyllidou, Cowles ve Harvey-Rolfe (2024), yoga pratiğinin intersectional feminist pratiklerle nasıl birleşebileceğini ve travma sonrası kadınların bedenle yeniden temasını nasıl destekleyebileceğini incelemiştir. Çalışma, yoga uygulamalarının kadınların beden üzerindeki denetimi geri kazanmalarını ve ataerkil beden politikalarına karşı alternatif bir iyileşme ve direniş alanı yaratabileceğini vurgular.
Özellikle travmaya maruz kalmış kadınlar için yoga, bedenin yeniden hissedildiği, güvenli ve kontrollü bir alan sağlar. Feminist psikoloji, bu süreci yalnızca terapötik değil; aynı zamanda politik bir deneyim olarak da değerlendirir. Kadının kendi bedenini yeniden deneyimlemesi, benlik algısını ve psikolojik iyi oluşunu güçlendirirken, ataerkil normlara karşı beden üzerinde öznelliği geri kazanmayı da beraberinde getirir.
7. Yapılabilirlikler Yaklaşımı Bağlamında Yoga
Nussbaum (2000), insan gelişimini değerlendirirken on temel yapılabilirlik alanı belirlemiştir. Bu yapılabilirliklerden biri olan “duyusal, hayal gücü ve düşünsel faaliyetlerde bulunabilme” ve “bedensel bütünlük” kategorileri yoga pratiğiyle doğrudan ilişkilidir. Yoga, kadının bedenini duyumsaması, içsel deneyimine odaklanması ve bedensel bütünlüğünü sahiplenmesini teşvik eder. Böylece kadınların temel insani yetkinliklerden biri olan bedenle aktif, sağlıklı ve bilinçli bir ilişki kurma kapasitesi desteklenmiş olur.
8. Sonuç
Feminist psikoloji perspektifinden değerlendirildiğinde yoga, kadınların bedenleriyle yeniden bağlantı kurmasını, bedenlerini aktif bir özne olarak deneyimlemesini ve psikolojik iyi oluşlarını desteklemesini sağlayan etkili bir araçtır. Kadınların beden algısını sadece toplumsal normlar üzerinden değil, içsel deneyimleri ve beden farkındalığı üzerinden yeniden yapılandırabilmeleri feminist beden politikaları açısından da kritik bir kazanımdır.
KAYNAKÇA
Albrecht, N., & Veall, A. (2014). Wellness: A conceptual framework for mindfulness research and practice.
ResearchGate. https://doi.org/10.13140/RG.2.2.28103.09120
Bartky, S. L. (1990). Femininity and domination: Studies in the phenomenology of oppression. Routledge.
Bordo, S. (2003). Unbearable Weight: Feminism, Western Culture, and the Body. University of California
Press.
Dowling, C. (2000). The Frailty Myth: Women approaching physical equality. Random House.
Nussbaum, M. C. (2000). Women and Human Development: The Capabilities Approach. Cambridge University
PressPolatcanlı, F., & Akın, S. (2024). Yoga uygulamalarının stresle başa çıkma düzeyi üzerine etkisinin
incelenmesi. Education Science and Sports, 6(1), 39–51. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/4048727
Triantafyllidou, E., Cowles, M., & Harvey-Rolfe, L. (2024). Can Trauma-Informed Yoga Center intersectional
feminist Praxis? the case of a UK community yoga organization. Violence Against Women.
https://doi.org/10.1177/10778012241275690