Çarşamba, Ekim 29, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Yaşamı Özlemek ve İntihar: Mektuplarını Yakmak

“En büyük mutluluk, acılardan en çok kaçabilendir.” demiş Arthur Schopenhauer.
Ancak ne kadar acılardan kaçabiliriz? Yoksa yaşamın kendisi sade bir travma değil midir?
Doğmak bir travma değil midir? Bu acıları kabul edip ardına bakmadan yürüyüp devam etmek kolay mı?
Hem ölmeyi bu kadar arzulayıp hem de ondan korkmak; aynı anda yaşamayı da istemek mümkün müdür?

Yaşamdan kopmak, dünyada bir tek sen varmışsın gibi yaşamaya eşdeğer olur.
Karanlık sokaklar kör, sağır ve dilsizi oynar. Kalabalıkların içinde yürüyen gölgeler gibi sesleri duymamak, duyamamak…
İnsanların kahkahaları adeta bir acı olur ve bundan nasıl kurtulmak istediğini düşünürsün.
Kimsenin sesinin yankılanmasını istemezsin.

Virginia Woolf, eşi Leonard Woolf’a ölmeden önce şöyle bir mektup bırakmıştır:
“Tekrar delirmekte olduğumdan eminim. Bir başka o korkunç dönemi daha geçiremeyeceğimizi hissediyorum.
Bu kez iyileşemem. Sesler duymaya başladım ve artık odaklanamıyorum.”

Nancy Williams’a göre ise:
“Ağrıya, hayal kırıklığına ve mahrumiyete alışkındır. Çocuklukta sevilmek için çoğu zaman acıya, küçümsenmeye veya ihmale katlanmaları gerekmiştir.”

İntihar, çoğunlukla yaşamın sonu olarak görülmektedir ve trajik bir çaresizlik hissidir.
Ancak psikodinamik ve şema terapisi perspektiflerinden bakıldığında, aslında dayanılmaz bir içsel çatışmanın zirve noktasıdır.
Bu deneyimin ardında sadece ölme isteği değil; düşmanca iç sesleri susturma, bitmek bilmeyen mazoşist eylemlerden kaçma
ve bölünmüş benlik deneyimini sonlandırma arzusu vardır.

Psikodinamik Açıklamalar

Freud, intiharı dışa yönelmiş öfkenin içe dönmesi olarak tanımlamıştır.
Başlangıçta dış nesnelere yönelik olan öfke, benliğe yönelir.
Nesne ilişkileri kuramcıları ise intihar dürtülerinin; reddedici, terk edici ya da düşmanca bakım veren figürlerin
içselleştirilmesinden doğduğunu vurgular.

İntihara meyilli ya da intihara teşebbüs etmiş kişilerde mazoşistik öğelere de rastlanılabilmektedir.
Nancy Williams’ın tanımına göre kişi, sevgi ve acı arasında bağ kurmaya çabalamaktadır.
İç dünyalarında “acı çekmekten oluşan sevilmek” şeklinde bir füzyon bulunmaktadır.
Bu sebepten ötürü, mazoşistik kişiler kendilerini daimi olarak olumsuz ilişkilerde veya değersiz hissettiren ortamlarda bulurlar.

Başarıyı bilinçdışı olarak darbelerler.
Kendilerini cezalandırma ya da “iyi şeyleri hak etmeme” inancından ötürü, tam mutlu olacakları anda engelleyici davranışlarda bulunurlar.
Sadık ve fedakâr görünürler ama içten içe gevşemeyen bir öfke taşırlar.
Başkalarının ihtiyaçlarını karşılamada ustadırlar; ancak bu fedakârlık çoğu zaman görülememe veya değersizleşme duygularıyla birleşir.

İç dünya bu yıkıcı nesnelerle dolduğunda, ölüm tek kaçış yolu gibi görünür.
Kendilik nesnesi teorisine göre intihar, empatik yansıtmanın yokluğunu, yani desteklenmeyen ve görülmeyen benliğin parçalanmasını ifade eder.
Terapide ise intihara dair iletişim, aktarımda görülür ve bu genellikle “görülme, tutulma ve tanınma” için atılmış çaresiz bir çağrıdır.

Şema Terapisi ve İntihar

Şema terapisi, intiharı erken dönem uyumsuz şemalar ve modlar üzerinden değerlendirir.
Kişi burada Kırılgan Çocuk modunda, terk edilme, kusurluluk ve yalnızlığın dayanılmaz acısını taşır.
Cezalandırıcı Ebeveyn modu, benliği sürekli yargılayan ve “yok edilmeyi hak ediyorsun” diyen acımasız iç ses olarak karşımıza çıkar.

Sosyal izolasyon şeması ise bireyi hayattan geri çeker, uyuşturur ve bağlantı kurma şansını ortadan kaldırır.
Bu tip şemalar ve modlar aktif hale geldiğinde ve Sağlıklı Yetişkin müdahale edemediğinde,
intihar içsel işkenceden son kaçış yolu olarak görünür.

Terapötik Yollar

Psikodinamik çalışmada amaç; bilinçdışı çatışmaları açığa çıkarmak, bastırılmış öfke ve yas duygularına ses olmak
ve aktarım yoluyla yıkıcı içsel ilişkileri yeniden şekillendirmektir.

Psikanalist Nancy Williams’a göre terapi sürecinde bir zorluk vardır:
Terapi ilerlediğinde iyi hissetmeye başlasalar dahi, bu iyiliği sürdüremeyip tekrar acı çekmeye eğilim gösterebilirler.
Terapist için en büyük görev, bu döngüyü anlamak ve “acı olmadan da ilişki mümkün” deneyimini sunmaktır.

Şema terapisinde ise odağımız mod çalışmasına yönelir.
Örneğin, Sağlıklı Yetişkin’i güçlendirmek, Cezalandırıcı Ebeveyn’i yumuşatmak
ve Kırılgan Çocuğu şefkatle beslemek bu sürecin temel adımlarıdır.

Her iki yaklaşımın ortak noktası şudur:
İntiharın önlenmesi yalnızca kriz yönetimi değildir; iç dünyanın yeniden inşasıyla mümkündür.
En önemlisi ise terapötik ilişkinin, bağlantı ve görülme halini yeniden kuracak bir deneyime dönüşmesidir.
Bu şekilde terapi, kişinin öz-değerini artırarak hayatla bağlantısını yeniden kurmasına yardımcı olur.

Sonuç

İntihar, yalnızca hayattan bir kaçış değil, yaralanmış iç dünyaların yarattığı ruhsal acının dışa vurumudur.
Psikodinamik açıdan bu, öfkenin, kaybın ve iyileşmemiş yaraların yansımasıdır.
Şema terapisi açısından ise kırılgan benliği kuşatan cezalandırıcı modların çığlığıdır.

Ancak çaresizlik ile umut arasındaki yerde önleme vardır:
İçsel çocuğu besleme, acımasız sesleri yumuşatma ve danışana yeni bir ilişki deneyimi sunma olasılığı.

Sonuçta, intiharı önlemek, kişinin kendi ruhunda yeniden yaşama hakkını inşa etmektir.

Dize Irkad
Dize Irkad
Dize Irkad, klinik psikolog ve yazar olarak psikoterapi ve akademik araştırmalar alanında kapsamlı bir deneyime sahiptir. Lisans eğitimini psikoloji, yüksek lisanslarını ise sosyal ve uygulamalı psikoloji ile klinik psikoloji üzerine tamamlayan Irkad, şu anda klinik psikoloji alanında doktora çalışmalarına devam etmektedir. Özellikle travma psikolojisi, şema terapi, bilişsel davranışçı terapi, sanat ve psikodrama ile pozitif psikoterapi alanlarında uzmanlaşan Irkad; bireylerde düşük benlik saygısı, majör depresyon, intihar riski, OKB, kişilik bozuklukları, cinsel sıkıntılar, kadın ve LGBT sağlığı ve travma sonrası stres bozukluğu üzerine akademik çalışmalar yürütmektedir. Ulusal ve uluslararası düzeyde birçok proje, eğitim ve atölye çalışmasına katkı sunmaktadır. Psikolojiye dair bilimsel bilgiyi anlaşılır bir dil ile sunmayı misyon edinen Irkad, çeşitli dijital platformlarda ve dergilerde ruh sağlığı, kişisel gelişim ve toplumsal psikoloji üzerine yazılar kaleme almaktadır. Akademik ve mesleki üretimlerini, hem bireylerin hem de toplumun psikolojik iyilik halini güçlendirmek amacıyla sürdürmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar