Pazar, Nisan 27, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Yalan Nedir? Çocuklar Neden Yalan Söyler?

Günlük hayatta çoğu zaman başvurduğumuz, bazen küçük bazen büyük, amacına ve niyetimize göre çeşitlilik gösteren yalanlar söyleriz. Bu yalanlar zararsız olabileceği gibi, bazı durumlarda çok kötü sonuçlara da neden olmaktadır. Sağlıklı yetişkin bireylerde bu davranışın zaman zaman ortaya çıkabileceğini biliyoruz. Peki, çocuklarda yalan söyleme davranışı nasıl gerçekleşiyor? Çocuklar hangi durumlarda neden yalan söylemektedir? Sizinle birlikte bu yazımda çocuklarda yalan kavramı üzerine bir inceleme yapacağız.

YALAN NEDİR?

Yalan, karşı taraftaki kimseleri kasıtlı ve istendik bir şekilde gerçekten saptırmak amacıyla söylenen ifadelerdir. Yanıltmak, kandırmak gibi de anlamları vardır. Var olan durumu saptırmak, gerçek olmayan beyanlarda bulunmaktır. Yalanın birçok çeşidi bulunmaktadır. “Beyaz yalan” olarak ifade edilen yalan, söyleyen kişiye ve çevresine zarar vermeyen, hatta bazen fayda sağlayan yalanlar olarak görülmektedir. Bu yalanlara “prososyal yalan” da denir. M. Şükrü Aydın, (2020) yazdığı makalesinde bu kavrama değinmiştir. Ancak birini zarara uğratma amacıyla söylenen “siyah yalan” gibi birçok yalan türü vardır. Bunların hepsi kişinin niyetine ve ortaya çıkan duruma göre değişir (Aydın, 2020).

ÇOCUKLARDA YALAN

Çocuklarda ki duruma baktığımızda ise yapılan bazı çalışmalarda, çocuklarda yalan söyleme davranışı en erken 2-3 yaşlarında görülmektedir (Evans & Lee, 2013). Çocuklarda yalan söyleme davranışını birçok neden ile açıklayabiliriz. Bunlar; cezadan kaçınmak, prososyal yalanlar, aile, kültür ve yaş gelişimine bağlı olarak somut soyut kavramlarını ayırt edemediği ve gerçeklik duyguları henüz oluşmadığı için yalan söyleme davranışları olarak gösterilebilir. Hadi bunlara biraz daha detaylı bakalım.

  1. Cezadan Kaçınmak:

    Aile, bu durumu etkileyen en büyük belirleyicilerden biridir. Baskıcı, sert, çocukların duygularının çoğu zaman ifade edemediği, ailenin otorite figürleri tarafından (örneğin anne, baba, evin en büyük bireyi) konulan kuralların baskı yoluyla çocuklarına aktarıldığı ailelerde, çocuklar cezadan kaçınmak için yalan söyleyebilirler. Bunun yanında, aile ortamı dışında da, aynı şekilde baskıcı, sert otorite figürlerinin yanında (örneğin sert öğretmenler) çocuklar cezadan kaçınmak için yalan söyleme davranışı gösterebilirler.

  2. Prososyal Yalanlar:

    Çocuklar yetişkinlere göre daha açık sözlüdürler. Genellikle laflarını dolandırmadan direkt söyleyebiliyorlar. Mesela, gün içerisinde sizin saçınızı beğenmeyen bir çocuk rahat bir şekilde saçınızın kötü durduğunu söyleyebilir. Tabi, bu tür söylemler yetişkinler tarafından kaba olarak nitelendirilmektedir ve çocuk bu tür laflar için uyarı almaktadır. Zamanla çocuk her düşüncesini direkt söylememesi gerektiğini ya da bazı düşüncelerini karşı tarafın daha hoşuna gidecek bir şekilde söylemesi gerektiğini öğreniyor. Bu yalanlar zararsız olarak düşünülmektedir.

  3. Gelişim Etmeni:

    Çocuğun ilk çocukluk döneminde somut soyut kavramı oluşmadığı için gerçeklik algısı yoktur. Çocuk size odasında kocaman bir dinazor olduğunu, aynı zamanda kanatları olan bir periye dönüşebildiğini söyleyebilir. Tabi ki çocuğun bu ifadelerini değersiz olarak görmemeliyiz. 3 yaşına kadar çocuklara yalan söylüyor diyemeyiz çünkü çocuk daha yeni konuşmaya başlamıştır. Bunun yanında 3-6 yaş arasındaki çocuklar ise, yukarıda belirttiğimiz gibi soyut somut kavramlarını anlamakta güçlük yaşamaktadır. Çocuğu hem dikkatle dinlemeli hem de kendisini ifade etmesine izin vermeliyiz. Gözlemlerime bakarak, çocuklarını dikkatle dinleyip önemseyen ebeveynlerin yetiştirdiği çocukların özgüvenlerinin daha yüksek olduğunu ve buna bağlı olarak da çocuklarının yalan söyleme davranışına daha az başvurduğunu söyleyebilirim.

    Orta çocukluk döneminde çocuk, benliğinin ilk çocukluk dönemine göre çok daha farkındadır (Necla & Aysun, 2021). Bu süreçteki çocuk, çevresinden aldığı etkileşimle beraber sosyal çevrede nasıl davranması gerektiğini ve neler söylemesi gerektiğini öğrenir. Freud’un Latent dönemine denk gelen bu yaşlarda çocuk başarı odaklı olduğu için öğrenmeye açıktır. Bu süreçte de çocuğun ebeveynleriyle olan iletişimi çok önemli rol oynamaktadır. Yapışkan kağıt gibi her şeyi öğrenmelerine geçen çocuk, bu dönemde ailesinin, çevresinin cümlelerini ve davranışlarını doğrudan alır. Bu yüzden çocuklarımızın yanında davranışlarımıza daha fazla özen göstermemiz gerekmektedir.

  4. Aile ve Kültür Etmeni:

    Çocuğun kültürle olan ilk etkileşimi ailesidir. Çocuk yaşadığı coğrafyanın kültürel değerlerini, yargılarını ve kabullerinin birçoğunu ailesinden alır. Aile kültürün devamlılığını sağlar, kültür ise ailenin yapısını şekillendirmede önemli bir rol üstlenir. Şimdi bu iki etmeni ayrı ayrı değerlendirelim.

    Aile, çocuğun yaşamının ilk dönemlerinde en etkili etmendir. Ailenin çocuk için olan beklentileri ve baskıları çocuğun yalan söylemesine neden olabilmektedir. Çocuk, bu beklentileri karşılamak için yalana başvurabilmektedir. Aynı zamanda çocuklar ebeveynlerini rol model alırlar. Eğer ebeveynler çocuklarının yanında yalan söylerse, çocuk bu davranışı kendisi de gösterebilmektedir. Mesela işe gitmemek için müdürüne hasta olduğu yalanını söyleyen ebeveynini gören çocuk, aynı yalanı okula gitmemek için de söyleyebilir. İçinde yaşadığımız toplumun kültürel değerleri ve bireylerden beklentileri, kişilerin hayatında önemli bir etken olmaktadır ve birçoğumuz kişisel yaşamlarımızı topluma ve kültüre uydurmaya çalışırız, bunun nedeni yaşadığımız toplumda kabul görme ihtiyacıdır. Peki bu bilinç doğduğumuz andan itibaren bizimle midir? Tabii ki hayır. Çocuk, büyüdüğü çevreye göre değer yargılarını şekillendirmeye, belli kalıplara girmeye başlar. Bu belirleyiciler; ailenin istekleri, öğretmenlerin istekleri, arkadaşlarının istekleri ve yaşadığı toplumun istekleridir. Yalan, geçmişten günümüze kadar kötü görülen ve istenmeyen bir durum olmasına rağmen, çocuklar yalanı yine toplumdan öğrenmektedir. Bunun sebebi ise toplumda kabul görme ihtiyacıdır. Çocuk, toplumca kabul edilmeyen düşünce ve davranışlarını yalan söyleyerek saklayabilir, toplumun beklentilerini karşılar ve toplumda kabul görür. Çocuklar, aile, okul ve arkadaşları tarafından kabul görmek için yalan davranışına başvurabilir. Aynı zamanda çocuklar ailede olduğu gibi çevresini de rol model alarak da yalan davranışını öğrenmektedir.


SONUÇ:

Çocuklarda yalan davranışını etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. İncelenen bu etmenler dışında da birçok etmen bulunabilir. Çocukların yalan söyleme davranışı detaylı bir şekilde incelenmeli, bu davranışın nedeni bulunmalı ve çocuğa bu nedene bağlı olarak yaklaşılmalıdır.

ÖNERİLER:

Ebeveynlerin çocuklarının yalan söylediğini fark ettiği zaman öncelikle bu davranışın nedenlerine bakılmalı:

  • Çocuğun gelişim dönemine bakılmalı

  • Çocuk davranışı nereden öğrenmiş (mesela; aile, okul veya arkadaş çevresinden öğrenmiştir)

  • Çocuk bu davranışı neden yapıyor? (mesela; cezadan kaçmak için)

Bunları inceledikten sonra, çocuğa şu şekillerde yaklaşılabilir:

  • Çocuğun dürüstlükten korkmaması gerektiğini ifade edin.

  • Eğer gelişimden dolayı çocuk soyut somut kavramlarını karıştırıyorsa, yapıcı ve uygun bir dille bu kavramları fark etmesini sağlayın.

  • Çocuğun kişiliğine değil, daha çok davranışına odaklanın ve onu yalan söylediği için utandırmayıp, olumlu ve yapıcı bir şekilde doğruyu ifade etmesine yardımcı olun.

Kaynakça

  • Aydın, M. Ş. (2020). Yalanın renkleri: Yalanın tanımlanması ve türleri üzerine bir değerlendirme. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 13(69), 712-720.

  • Aydın, M. S. (2021). Çocuklarda yalan söyleme davranışı ve gelişim süreçleri. Muhakeme Dergisi, 4(1), 1-13.

  • Evans, A. D., & Lee, K. (2013). Emergence of lying in very young children. Developmental Psychology, 49(10), 1958-1963.

  • Kapıkıran, N. A., & Gündoğan, A. (2021). Çocukluk döneminde benlik kavramının sürekli kaygı ve temel değerlerce yordanması. Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 50(2), 591-613.

 

Şüheda Kurt
Şüheda Kurt
Şüheda Kurt, psikolojik danışman, aile danışmanı ve yazar olarak kariyer sürecine başlamış bulunmaktadır. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik lisans eğitimini tamamlayan Kurt, özellikle oyun terapisi, aile danışmanlığı ve filial terapi (ebeveyn ve çocuk ilişkisi terapisi) alanlarında çalışmaktadır. Çocuk terapisi ve travma terapisi üzerinde uzmanlaşmak isteyen Kurt, psikoloji alanında gelişmeyi amaçlayıp bilgi ve deneyimlerini anlaşılır bir dilde yazmakta ve herkese yönelik içerek üretmeyi amaç edinmiştir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar