Türkiye’de gençlerin %65’i, ‘kim olduğunu tam olarak bildiğini’ söyleyemiyor.
Türkiye’de yaşanan geç ergenlik bize bazı sebepler ve sonuçlar gösteriyor ama bundan önce ergenlik döneminin tanımına bakalım: Erikson’a göre ergenlik dönemi “Kimim ben?” sorusunun cevap bulma sürecidir; bu süreci başarıyla tamamlayamayan bireyler kimlik karmaşasına düşer. Günümüzde kimlik gelişimi daha ileri yaşlara uzayabilir; bu da “kimlik moratoryumu” ya da “gecikmiş kimlik oluşumu” olarak tanımlanabilir. Kimlik kazanımı sürecinde bireysel bir farkındalık söz konusudur. Birey, kendi benliği ve geleceği hakkında sorgulama yapar ve ergenlik döneminin sonlarına doğru kendine özgü, tutarlı bir benlik algısı oluşturur. Fakat günümüzde değişen ekonomik ve toplumsal koşullar, kimlik gelişimini önemli ölçüde etkilemiştir. Peki kimlik gecikmesi neden olur? Kimlik gecikmesinin psikolojik etkileri ve sonuçları nelerdir?
Kimlik Gecikmesi Neden Olur?
Kimlik oluşumu için mesleki kimlik çok önemlidir. İşsizlik, kişinin kendisini tanımlamasına izin veren bir alanı elinden alır ve böylece kişi “Ben doktorum, ben öğretmenim…” diye cevaplara ulaşamaz, bu da belirsizlik hissine yol açar. Aynı zamanda iş bulmada zorluk, kişinin mesleki tercihlerini etkileyebilir ve kimlikte bir memnuniyetsizlik durumu yaşatabilir. Ekonomik bağımsızlığını eline alamayan birey yetişkin rollerini erteler ve kimlikte tam yetişkin statüsüne ulaşamaz. Kimlik gecikmesinde kültürel normların yeri de unutulmamalıdır. Türkiye’de aile bağları güçlü, kolektivist bir yapı vardır. Bu durum hem destekleyici hem de kısıtlayıcı olabilir. Birey, aileden ayrı bir yaşam sürme veya kendi kimliğini hür iradesiyle yönlendirme konusunda bazı zorlayıcı tutumlarla karşılaşabilir. Örneğin, gençlerden ailenin onaylayacağı bir yaşam tarzı, bir eş, bir meslek beklenirse bu kimlik arayışını erteler ve bu tutumlar hem süreci zorlaştırır hem de psikolojik iyi oluş halini kötü etkileyebilir. Özellikle, kadınlar üzerinde hem erken evlenme baskısı hem de kariyer yapma baskısı ikilem yaratıyor. Bu karmaşa, kimlik oluşumunu zorlaştırıyor. Eğitimin sınav odaklı olması, kimliği keşfetme yolculuğunu uzatabilir. Çünkü sınava çalışırken geçirilen uzun süreler, bireyin kendini tanımasına fırsat vermeyebilir ve kendisini sınav başarısı ile tanımlamasına neden olabilir. Ayrıca öğrencilik statüsü, ergenlik rolünü uzatabilir. Öğrenciler genellikle ailelerinden destek alır ve bu da bağımsızlığı ve sorumluluk almayı etkileyen faktörlerden biridir.
Kimlik Gecikmesinin Psikolojik Etkileri Nelerdir?
Kimlik gecikmesi, kişinin içinde bir karmaşaya neden olabilir. Bu karmaşa nedeniyle kişi ne yapacağını, nasıl davranacağını belirleyemez. Bu belirsizlik hissi kaygıya ve stres artışına yol açabilir. Ayrıca kimlik gecikince iç dünyayı tanımak, hayattan zevk almak zorlaşır. Ne istediğini bilmeyen birey için yaşam kurmak, hedef belirlemek ve bu hedeflere sadık kalmak güçleşir; çoğu zaman hedefler kolayca terk edilebilir. Bu durum da Distimi (kronik düşük düzeyde depresyon), hayattan keyif alamama, “boşluk” duygusunu meydana getirebilir. Kişi kendini kendisinden farklı konumlarda olan insanlarla kıyaslayabilir ve kendini geri kalmış hissedebilir. Kimliği net olmayan birey, kendi değerini dış ölçütlere daha fazla bağlar ve bu ona değersizlik hissettirebilir. Bu sebeple yetersiz hisseden birey, içinde sadece kimlik karmaşasıyla değil düşük benlik saygısıyla da zorluk yaşamak durumunda kalır. Kırılgan öz saygıya sahip, kimliği belirsiz bireyler sürekli başkalarının onayını arar; bu da risk almaktan kaçınmaya, karar verememeye ve dolayısıyla ertelemelere yol açarak kişilik yapılanmasını zayıflatabilir. Çünkü belirli bir tutarlıkla seçim yapamadıkları için kaçınma davranışı geliştirebilirler. Ayrıca kimlik gecikmesi sadece bireyin iç dünyasını değil, ilişkilerini de etkileyebilir. Kimlik tam gelişemeyince bir bütünlük sağlanamaz ve birey başkasına daha çok bağlanmak ister. Bu bağlanma ile kaygılı ilişki örüntüleri oluşabilir. İlişkilerde de “bensiz kalırsa?”, “beni terk ederse?” endişesi artar. Sonuç olarak aşırı kontrolcü, bağımlı veya aşırı kaçıngan ilişki dinamikleri gözlemlenebilir.
Kimlik Gecikmesinin Toplumsal Etkileri Nelerdir?
Uzayan eğitim süreci, iş bulma zorlukları ve bunun sonucunda ortaya çıkan kimlik gecikmesi yalnızca bireysel psikolojiyi değil, toplumun genel dinamiklerini de doğrudan etkiler. Gençlerin aile evinde ayrılma sürelerinin uzamasıyla ve uzun süren öğrencilik dönemi sayesinde işgücüne katılım yaşı yükselir, genç nüfus yeterince üretime dahil olamaz. Ayrıca aileyle ekonomik bağının uzaması aile içi mali yükü arttırabilir. Bunun yanında müdahaleci aile yapısını da etkiler. Ergenlik süresi uzadığı ve ekonomik bağımsızlık zorlaştığı için daha geç yetişkinlik dönemine girilir. Evlilik yaşı yükselebilir, bu da toplam doğurganlık hızını azaltarak nüfusun yaşlanma eğilimini hızlandırmaktadır. Bunun yanı sıra, gençlerin karar alma süreçleri uzar ve sorumluluk almaktan kaçınma eğilimi artabilir. Toplumsal olarak bağımsız birey sayısının azalması, yenilikçi fikirlerin ve girişimciliğin de gecikmesine yol açabilir. Uzayan geçiş dönemi, toplumsal rollerin belirsizleşmesine ve değer çatışmalarına zemin hazırlayabilir. Sonuç olarak, bireysel düzeyde yaşanan bu gecikmeler, toplumsal kalkınma ve sosyal uyum açısından da önemli riskler taşır.
Referanslar
-
Erikson, E. H. (1968). Identity: Youth and Crisis.
-
Marcia, J. E. (1966). Development and validation of ego-identity status.
-
Arnett, J. J. (2000). Emerging adulthood.
-
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri
-
Kağıtçıbaşı, Ç. (2000). İnsan ve Aile.
-
Rosenberg, M. (1965). Society and the adolescent self-image
-
Çelik & Günay, 2019, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi
-
Yörükoğlu, 2018, Çocuk Ruh Sağlığı
-
Arslan, 2020, Turkish Studies
-
Özkan & Tüzün, 2021, Kadın Çalışmaları Dergisi