Çarşamba, Ekim 1, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

TRENDLERİN PSİKOLOJİSİ: NEDEN POPÜLER AKIMLARI TAKİP EDİYORUZ?

Her gün sosyal medyada, sokakta ya da arkadaş ortamında yeni bir trendle karşılaşıyoruz: bir anda herkes aynı şarkıyı dinliyor, aynı kıyafeti giyiyor ya da benzer içerikler üretmeye başlıyor. Bu hızlı değişimlerin peşinden gitme eğilimimiz sadece “modaya ayak uydurmak”la mı ilgili, yoksa bu davranışın altında daha derin psikolojik süreçler mi var?

Psikoloji bilimi, bireylerin trend psikolojisi kapsamında trendleri takip etme eğilimini açıklamak amacıyla çeşitli kuramsal yaklaşımlar ve kavramlar sunmaktadır. Bu davranışın temelinde yatan psikolojik mekanizmaları birlikte inceleyelim.

Sosyal Kimlik ve Ait Olma İhtiyacı

İnsan doğası gereği sosyal bir varlıktır. Abraham Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre, fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçlarımızdan sonra gelen en temel ihtiyaçlardan biri “ait olma”dır. Trendleri takip etmek, bu ihtiyacımızı doyurmanın modern yollarından biri haline gelmiştir.

Bir akıma katıldığımızda sadece bir moda akımını benimsemiyoruz; aynı zamanda bir topluluğun parçası olduğumuzu hissetmiş oluyoruz. Özellikle gençlik döneminde bu, bireyin kimlik gelişimi açısından oldukça önemlidir. Çünkü bu dönem, “ben kimim?” sorusunun yoğun olarak sorulduğu bir evredir. Moda ve sosyal medya trendleri, bu soruya verilen geçici ama güçlü cevaplardan biri olabilir.

Sosyal Kanıt ve Taklit

Sosyal psikolojide sosyal kanıt (social proof) olarak adlandırılan kavram, bireylerin başkalarının davranışlarını bir tür rehber olarak kullanması anlamına gelir. Özellikle belirsizlik içeren durumlarda ne yapacağımıza karar verirken çevremizdekilere bakarız. Eğer çok sayıda kişi bir davranışı gerçekleştiriyorsa, bu davranış bize doğru ya da kabul edilebilir gelir.

Örneğin, bir TikTok trendinin kısa sürede milyonlara ulaşması tesadüf değildir. İnsanlar, çevrelerindeki çoğunluğun bir şeye değer verdiğini gördüklerinde, o şeyin kendileri için de değerli olduğuna inanmaya meyillidir. Bu mekanizma, aynı zamanda bir ürünü satın alma, bir diziyi izleme ya da bir etkinliğe katılma kararlarımızı etkileyebilir.

FOMO: Geri Kalma Korkusu

Son yıllarda dijital çağın ruh hallerinden biri haline gelen FOMO (Fear of Missing Out), yani “bir şeyleri kaçırma korkusu”, trendleri takip etme davranışını açıklayan en güncel psikolojik faktörlerden biridir. Sosyal medyada anında her şeye ulaşabilme ve herkesin ne yaptığını görebilme hali, bireylerde bir baskı yaratır: “Ben de dahil olmalıyım, yoksa geride kalırım.”

Bu duygu, özellikle genç yetişkinlerde yoğun yaşanır ve kişiler bazen sadece bu korku nedeniyle kendilerini ilgilendirmeyen bir trendin parçası haline gelebilirler. FOMO, bireyin benlik saygısını da tehdit edebilir ve kişiler, dışlanmamak için trendleri bilinçsizce takip edebilirler.

Beynin Ödül Sistemi ve Dopamin

Trendlerin etkisi sadece psikolojik değil; nörobiyolojik düzeyde de karşılığı vardır. Beynimiz yeni, heyecan verici ve sosyal olarak kabul gören davranışlara karşılık olarak dopamin salgılar. Dopamin, “ödül” hissini yaratan kimyasaldır ve bizi o davranışı tekrar etmeye teşvik eder.

Yeni bir trendi deneyimlemek, hem kısa vadeli mutluluk sağlar hem de sosyal onay alma şansını artırır. Bu da beynimizin ödül sistemini harekete geçirir. Böylece trendler, yalnızca sosyal değil, fizyolojik olarak da bağımlılık yaratabilir.

Kitle Psikolojisi ve Takip Etme Davranışı

Gustave Le Bon’un “kitle psikolojisi” kuramına göre, bireyler kalabalığın içinde olduklarında daha farklı davranışlar sergileyebilirler. Bireysel karar alma yerini, kolektif düşünceye bırakabilir. Sosyal medyada bu durum “viral” içeriklerle kendini gösterir. Trendin bir “kitle hareketi” haline gelmesi, kişisel değerlendirmeyi devre dışı bırakabilir ve kişi kendisini, neden yaptığını sorgulamadan trendin içinde bulabilir.

Peki Bu Durum Her Zaman Olumsuz mu?

Trendleri takip etmek, her zaman yüzeysel ya da olumsuz bir davranış değildir. Doğru kullanıldığında bireyin aidiyet hissetmesine, sosyal çevre edinmesine ve kendini ifade etmesine yardımcı olabilir. Ancak, bu davranışın altında yatan duyguların farkında olmak önemlidir.

Gerçekten ilgi duyduğumuz için mi bu trendin içindeyiz, yoksa dışlanmamak ya da kabul görmek için mi?

Kaynakça

Burcu Kara
Burcu Kara
Burcu Kara, 29 Şubat 2004 doğumludur. İstanbul Medipol Üniversitesi’nde İngilizce Psikoloji, İstanbul Üniversitesi’nde Sosyoloji eğitimi almaktadır. Psikopol dergisinde konuk yazar olarak yer almış, yazılarında bilimsel yaklaşımı ön planda tutmuştur. Rehber Klinik’te staj yapmıştır (BDT, Spor Psikolojisi, Mindfulness ve Sanat Psikolojisi). Medipol Kognitif Sinirbilim Topluluğu yönetim kurulu üyesidir ve Medipol Kariyer Ofisi’nde aktif rol üstlenmektedir. “biZ farkı” ekibinde görev almakta, psikometrik test projesinde içerik çalışmalarına katkı sunmaktadır. Ayrıca TOG ve Yeşilay gönüllülük projelerinde de aktif rol üstlenmektedir. Uluslararası bir liderlik ve değişim programı sunan AIESEC ekibinde aktif olarak görev almaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar