Toksik aile, bireylerin duygusal, zihinsel hatta bazen fiziksel olarak zarar gördüğü; güven, saygı ve sevgi gibi sağlıklı ilişkisel temellerin bozulduğu aile yapısını tanımlar. Toksik ailelerde ilişkiler ihmal, manipülasyon, suçluluk, eleştiri ve kontrol üzerine kurulur. Bu ailelerde büyüyen çocuklar;
-
Sevilmek için ‘doğru’ davranmak zorundaymış gibi hissedebilirler, başarı, itaat ve belli davranışlara bağlanarak ailede koşullu sevgi kavramı oluşturulur.
-
Yapıcı geri bildirim yerine kişiliğe yönelen yıkıcı eleştiriler, ‘Sen zaten hiçbir şey yapamazsın.’ motivasyon sağlamak için yapılsa da çocuklarda değersizlik ve yetersizlik hissi yaratabilir.
-
Çocuğa saygı kavramını oluşturmak amacıyla otoriteye maruz bırakmak, tartışmada söz hakkı olmamasına ikna etmek, çocuğa kendisini ifade etme hakkı tanımamak, çocuğu ‘söz hakkı olmayan bir birey’ ve dolayısıyla kendisini değersiz olarak gören bir birey haline getirir.
-
Toksik ailelerde büyüyen ebeveynler duygusal ihtiyaçlarını aile kurduklarında çocuklarından karşılamaya çalışırlar: ‘Ben senin için her şeyimi feda ettim, yemedim yedirdim.’ Her ailenin kurduğu klasikleşen bu tarz cümleler çocukta borçlandığı hissi ve kendisini sürekli olarak muhtaç, mecbur hissetmesine sebep olabilir.
Aynı Ailede Büyüyen Kardeşlerin Farklı Etkilenmesi
-
Bazı çocuklar daha dışa dönük, bazılarıysa daha içe kapanık olabilir. Bu farklılık çocukların ailedeki olaylara ve kendilerine uygulanan yaptırımları reddetmesi veya kabul etmek zorunda hissini yaratabilir.
-
Doğum sırası toksik ailelerde doğal olarak geliştiği düşünülen rol dağılımlarına sebebiyet verebilir. İlk dünyaya gelen çocuğa ebeveyn rolü ve sorumluluk bilinci yüklenirken, ortanca çocuğa görünmezlik ve en küçük çocuk diğerlerine göre daha çok ilgi görür veya ihmal edilir.
-
Çocuğa yapıştırılan etiketler, ‘Sen başarısızsın.’, ‘Sen akıllı çocuksun.’, ‘Sen çok sinirlisin.’ çocuğun öz algısını ve kaderini belirler. Başarılı olduğu etiketine maruz kalan çocuk ilgiye muhtaç, problemli olduğu etiketine maruz kalan çocuk dışlanmaya maruz kalabilir ve özgürlük kazanabilir. Çocuğa dayatılan her etiket ve her rol ‘sağlıksızdır’, sadece etikete dayalı yükleri ve etkileri farklıdır.
-
Farklı dönemlerde farklı ebeveynlerle büyüyen çocuklar, farklı bağlanma stilleri geliştirir. ‘Babam ablam ile çok kavga etmiş o yüzden aynı şeyleri artık ben yaşamıyorum.’ gibi çok duyduğumuz ifadeler, zaman geçtikçe olgunlaşan ve büyüyen ebeveynlerin çocuklarla arasındaki bağları farklılaştırır.
-
Bazı çocukların aile dışında güvenli bir bağ kurma ihtiyacı (büyükanne, komşu, öğretmen) oluşabilir, bu durum aileden uzaklaştırmış gibi gözükse de çocuğun psikolojik olarak hayatta kalma becerilerini güçlendirir.
-
Her bireyin travma ile baş etme şekli farklıdır, yaşadıklarını bastırmak çocuğu etkilenmemiş gibi gösterirken hatırlamaya ve konuşmaya ihtiyaç duyan çocuklar olaylardan daha çok etkilenmiş gibi gözükür. Fakat, ‘İyilik hali her zaman görünmezdir.’
Aynı evde yaşamak aynı travmayı yaşamak anlamına gelmez, bu yüzden aile ortamında kimin çok zarar gördüğüne değil kimin nasıl baş ettiğiyle alakalı olarak çocuk büyüyerek, farklılaşarak diğerlerinden ayrılır.
Toksik Ortamda Büyüyen Çocukların Ortak Riskleri
-
Sürekli eleştirilen ve değersiz hissettirilen çocuklar, zamanla kendi iç seslerini de zehirli hâle getirir ve kronik yetersizlik hissi oluşur.
-
Güvenli bağlanma geliştiremeyen çocuklar, ileriki yaşamda ya aşırı bağımlı ya da tamamen kaçınan ilişki tarzlarına yönelir.
-
Kendisini bir türlü “tam, yeterli ve bütün” hissedemez. Bu da depresyon, kimlik karmaşası ve kronik boşluk hissine neden olabilir.
-
Hayır demekte zorlanma, başkalarını memnun etme çabası, kendi ihtiyaçlarını yok sayma eğilimi sık görülür.
Peki Neden Bazı Çocuklar Aynı Ortamdan Daha Güçlenerek Çıkabiliyor?
-
Çocukların yaşadığı olayları ‘ders’ niteliğinde değerlendirmesi empati geliştirir ve ruhsal bütünlüğü destekler.
-
Bazen bir öğretmen, bazen bir komşu veya bir kitap karakteri bile çocuğun içinde “farklı bir dünya”nın var olduğunu hissettirebilir.
-
Kendine ve yaşadıklarına dışarıdan bakabilme becerisi (meta-kognisyon), çocuğun travma ile baş etmesini kolaylaştırır.
-
Çocukların gelişim sürecinde aileden gördükleri davranışları kabul etmiyor oluşu ve ‘bu davranış bana göre doğru değil’ diyebilerek sınırlarını çizmesi toksik aile döngüsünden kopmak için önemli bir beceridir.
Travmanın yok edilmesi gerekmez. Dönüştürülmesi mümkündür.
Toksik geçmiş, bir kimlik değil; bir hikâyenin parçası olabilir.
Toksik ortam, her çocuk için bir risk faktörüdür ama her çocuk aynı sonucu yaşamak zorunda değildir.
Kimi düşer, kimi yara alır ama ayağa kalkar.
Kimi susar ama bir gün konuşur.
Ve bazıları, en kırıldıkları yerden yeniden şekillenir.