“Her seçim bir vazgeçiştir.”
Kulağa tanıdık geliyor, değil mi? Belki de bu yüzden karar vermek, çoğu zaman düşündüğümüzden daha yorucu, daha korkutucu hale geliyor. Çünkü sadece bir şeyi seçmiyoruz; aynı anda birçok ihtimali, hayali, güvenli alanı da geride bırakıyoruz. İşte tam da burada, varoluşçuluğun kalbine dokunan bir meseleye geliyoruz: özgürlük ve sorumluluk.
Jean-Paul Sartre ve Özgürlüğün Ağırlığı
Jean-Paul Sartre’ın meşhur sözünü hatırlayalım: “İnsan özgür olmaya mahkûmdur.”
Varoluşçu düşünceye göre; kişi, seçimleriyle kendini var eder. Yani kim olduğumuz, neye dönüştüğümüz, hangi yolda yürüdüğümüz—tüm bunlar tercihlerimizin bir sonucudur. Ne var ki, bu özgürlük aynı zamanda ağır bir yüktür. Çünkü bir karar verdiğimizde sadece bir yolu seçmekle kalmayız, seçmediğimiz yolların sorumluluğunu da üstleniriz. Ve o yolların ne getireceğini hiçbir zaman tam olarak bilemeyiz.
Karar Vermenin Belirsizliği
İşte bu belirsizlik, insanı karar vermenin eşiğinde tutar.
- “Ya yanlış yaparsam?”
- “Ya seçtiğim şey beni mutsuz ederse?”
- “Ya diğer yolu seçseydim daha iyi olurduysa?”
Kararsızlık, çoğu zaman yanlış yapmaktan değil; yanlış yaptıktan sonra bunun sorumluluğunu taşıyamamaktan korkar. Seçim, sadece bir eylem değil; kişinin kendisiyle yüzleşmesidir. Çünkü karar anı, bize kim olmak istediğimizi, neye değer verdiğimizi, ne uğruna nelerden vazgeçebileceğimizi açık eder.
Dış Sesler ve İç Ses Arasındaki Çatışma
Ve belki de en zoru, dış dünyanın beklentileriyle, kendi iç sesimizin arasında kalmaktır. Başkalarının ne diyeceği, hangi tercihin daha “makul”, daha “başarılı” ya da daha “güvenli” olduğu… Tüm bu dış sesler karar anında zihnimizi doldururken, kendi içsel yönelimimizi duymak zorlaşır.
Kararsızlık da Bir Tercihtir
Ama yine de, karar vermemek de bir karardır. Kararsız kalmak, hayatı ertelemek anlamına gelir. Oysa yaşam, bizi beklemez. Zaman geçer, yollar kapanır, bazı fırsatlar geri gelmez. Her seçimsizlik hali, aynı zamanda yaşamı askıya almaktır.
Varoluşçu Yaklaşım: Sorumluluğu Al
Peki, ne yapmalı?
Varoluşçu yaklaşım bize şunu önerir: Kendi seçimlerinin sorumluluğunu al.
Seçerken korkabilirsin. Vazgeçerken üzülebilirsin. Ama en azından kendi yolunu yürümüş olursun. Ve her seçimde biraz daha kendine yaklaşırsın.
Çünkü mesele “doğru tercihi” yapmak değil, kendi tercihini bilinçli yapmaktır.
Gerçek Özgürlük Zor Seçimlerden Doğar
Ve evet, bu zor olabilir. Ama gerçek özgürlük, tam da bu zor seçimlerin içinden doğar.