Telefon ekranları günümüzün en parlak aynaları haline geldi. Sosyal medya platformları, kişilere yalnızca iletişim kurma olanağı sunmakla kalmıyor; aynı zamanda görülme, onaylanma ve değerli hissetme ihtiyacını da besliyor. Bir fotoğrafın altındaki beğeni sayısı ya da paylaşılan bir videoya gelen yorumlar, çoğu zaman bireyin kendine dair algısında belirleyici bir rol oynuyor (Andreassen, Pallesen & Griffiths, 2017).
Bu görünürlük yarışı, modern çağın en çok tartışılan psikolojik kavramlarından biri olan narsisizm ile kesişiyor. Narsisizm, genellikle kibir, benmerkezcilik ve empati eksikliğiyle özdeşleştirilse de, aslında çok daha geniş bir yelpazeye sahip. Sağlıklı bir düzeyde narsisizm, bireyin özsaygısını koruması ve kendine değer vermesi için gerekli (McCain, Gentile & Campbell, 2019). Ancak sosyal medya, bu sınırların kolayca aşılabildiği bir alan yaratıyor. “Ben kimim?” sorusunun cevabı çoğu zaman dışarıdan gelen geri bildirimlerle şekillenirken, içsel benlik ile dijital vitrin arasındaki mesafe giderek açılıyor (Harmancı, Budak, 2024).
“Ben kimim?” sorusunun yanıtı başkalarının düşünceleri ve beğenileri arasında kendine bir yer bulmaya çalışıyor. Bu durum özellikle genç kuşaklarda kimlik gelişimini, ilişkileri ve psikolojik iyi oluşu doğrudan etkiliyor. Sürekli onay arayışı, kısa süreli hazlar ve benlik sunumundaki abartılı gösterişler, narsisistik eğilimleri besleyebiliyor. Öte yandan, sosyal medyanın sağladığı görünürlük bazı bireyler için kendini ifade etme ve aidiyet duygusunu güçlendirme fırsatı da sunuyor (Kaya, Bostancı, 2020).
Yani mesele yalnızca “sosyal medya narsisizmi artırıyor mu?” sorusuyla sınırlı değil; asıl tartışma, bu etkileşimin bireyin ruhsal dengesini nasıl şekillendirdiğinde yatıyor. Bu yazıda sosyal medya ve narsisizmin kesişim noktalarını inceleyerek, hem klinik psikoloji alanındaki bulguları hem de günlük yaşamda gözlemlediğimiz örnekleri ele alacağız. Amaç, okuyucuya narsisizmi tek boyutlu bir kişilik etiketi olarak değil, sosyal medyanın dinamikleriyle sürekli etkileşim içinde olan çok katmanlı bir olgu olarak sunmak.
Narsisizmin Farklı Boyutları
Sosyal medya ile narsisizmin ilişkisini anlamak için narsisizmin farklı boyutlarını göz önünde bulundurmak gerekir. Psikolojide en sık tartışılan iki tür vardır: büyüklenmeci (grandiyöz) narsisizm ve kırılgan narsisizm.
Büyüklenmeci narsisizmde kişi, kendisini üstün, özgüvenli ve cazibeli bir figür olarak sunma eğilimindedir (Casale, Fioravanti & Rugai, 2021). Bu kişiler, sosyal medya platformlarında başarılarını, güzelliklerini ya da popülerliklerini sergilemekten çekinmezler. Beğeni ve takipçi artışları, bu büyüklenmeci duruşu daha da pekiştirir.
Kırılgan narsisizm ise daha sessiz ama bir o kadar güçlüdür. Bu bireyler dışarıya çoğu zaman mütevazı, hatta hassas görünebilirler. Ancak iç dünyalarında derin bir onaylanma ihtiyacı ve reddedilme korkusu taşırlar. Sosyal medya onlar için riskli bir alan haline gelir: Paylaşımlarının az beğeni alması ya da takipçi kaybetmeleri, özsaygılarında ciddi dalgalanmalara yol açabilir.
Bu nedenle kırılgan narsisizmdeki kişi, sosyal medyadan aldığı geri bildirimlere büyük ölçüde bağımlı hale gelir. Sosyal medyanın yapısı bu iki narsisizm biçimini de besleyebilir. Görselliğe dayalı platformlar (Instagram, TikTok gibi) büyüklenmeci narsisizmin sergileme ihtiyacına zemin sunarken; beğeni ve yorum sistemleri kırılgan narsisizmin hassas dengelerini tetikleyebilir. Dahası, “hikâyeler” ve “reels” gibi hızlı tüketilen içerikler, bireyin sürekli güncel kalma ve görünür olma baskısını artırarak bu döngüyü hızlandırır.
Sosyal Medya, Benlik Algısı ve Özsaygı
Araştırmalar, sosyal medyada geçirilen sürenin artmasıyla birlikte benlik algısının dışsal onaylara daha bağımlı hale geldiğini gösteriyor (Ünal, Yıldız, 2023). Özellikle ergenlik dönemindeki gençler, kimlik gelişimlerinin kritik bir aşamasında oldukları için bu etkiye daha açık.
Sürekli sosyal karşılaştırma yapma, başkalarının hayatlarının “parlak” görünümlerine maruz kalma, bireyde yetersizlik hissini güçlendirebiliyor. Bu durum, narsisistik eğilimlerin yanı sıra depresyon ve kaygı bozukluklarıyla da ilişkilendiriliyor (Kahraman, Sapancı, Serbes, 2020).
Bununla birlikte, sosyal medyayı sadece olumsuz bir bağlamda ele almak da yanıltıcı olur. Bazı bireyler için sosyal medya, kendilerini ifade etme, seslerini duyurma ve benzer deneyimlere sahip kişilerle bağ kurma fırsatı sunuyor. Örneğin, sosyal kaygı yaşayan bir genç, yüz yüze ilişkilerde zorlandığı empati ve paylaşımı çevrimiçi topluluklarda daha rahat kurabiliyor. Bu da narsisizmin yalnızca “ben merkezcilik” ile değil, aynı zamanda özsaygı ihtiyacı ile de ilgili olduğunu hatırlatıyor.
Klinik Psikoloji Açısından Sosyal Medya ve Narsisizm
Sosyal medya ve narsisizm arasındaki ilişki, modern bireyin ruhsal yaşamına dair önemli ipuçları sunuyor. Beğeni sayıları, takipçi artışları ve dijital vitrinler, narsisistik eğilimleri besleyebilir; fakat bu etkiyi herkes aynı şekilde deneyimlemez.
Bireyin kişilik özellikleri, yaşadığı gelişimsel dönem, sosyal çevresi ve hatta kültürel bağlamı, bu ilişkinin seyrini belirleyen önemli etkenlerdir. Sosyal medyayı yalnızca narsisizmin kaynağı olarak görmek indirgemeci olur (McCain, Gentile & Campbell, 2019). Daha gerçekçi bir yaklaşım, sosyal medyayı bireyin içsel dinamiklerini açığa çıkaran bir yansıtıcı alan olarak değerlendirmektir.
Bu alan, bazıları için sağlıklı bir özsaygıyı destekleyebilir; çünkü kişiye görünür olma, kendini ifade etme ve topluluk içinde yer bulma fırsatı sunar. Ancak başka bireyler için aynı alan, onaylanma bağımlılığına, benlik algısında kırılmalara ve duygusal hassasiyetlerin derinleşmesine yol açabilir.
Klinik psikoloji açısından bakıldığında, bu tablo hem riskler hem de fırsatlar barındırır. Danışanların sosyal medya kullanımı, terapötik süreçlerde üzerinde durulması gereken önemli bir tema haline gelmiştir (Andreassen, Pallesen & Griffiths, 2017).
Bir danışanın kendi değerini “kaç beğeni aldığına” bağlaması, narsisistik kırılganlıklarını anlamada bir kapı aralayabilir. Öte yandan, sosyal medyayı sağlıklı sınırlar içinde kullanmayı öğrenmek, kişinin özsaygısını pekiştirmesi için bir fırsat sunabilir.
Sonuç
Sonuç olarak, sosyal medya narsisizmi “modern dünyanın hastalığı” olarak etiketlemek yerine, insanın kendini anlama, ifade etme ve başkalarıyla ilişki kurma biçimlerinin dijital çağdaki yansıması olarak görmek daha anlamlıdır.
Bu bakış açısı, hem bireylerin kendi sosyal medya alışkanlıklarını daha bilinçli sorgulamalarına hem de ruh sağlığı profesyonellerinin danışanlarla çalışırken daha derinlemesine bir perspektif geliştirmelerine katkı sağlayacaktır.
Kaynakça
Casale, S., Fioravanti, G., & Rugai, L. (2021). Social media use and vulnerable narcissism: The differential roles of oversensitivity and egocentricity. International Journal of Environmental Research and Public Health, 18(17), 9172. https://doi.org/10.3390/ijerph18179172
Harmancı, A., & Budak, G. (2024). The relationship between social media addiction and narcissism on social media: A comparison between generations Y and Z. International Journal of Social Sciences and Education Research, 10(1), 54–69. https://doaj.org/article/19778d5efa7c4b34a8caaf5562e8e029
Ünal, A., & Yıldız, S. (2023). Personality traits and narcissism in social media predict social media addiction. International Journal of Social Sciences and Education Research, 9(2), 115–130. https://doaj.org/article/e26651493beb41c79e437a5743505fcc
McCain, J. L., Gentile, B., & Campbell, W. K. (2019). A meta-analytic review of social media use and narcissism. Psychology of Popular Media Culture, 8(4), 329–345. https://doi.org/10.1037/ppm0000180
Andreassen, C. S., Pallesen, S., & Griffiths, M. D. (2017). The relationship between addictive use of social media, narcissism, and self-esteem: Findings from a large national survey. Addictive Behaviors, 64, 287–293. https://doi.org/10.1016/j.addbeh.2016.03.006
Kaya, T., & Bostancı, H. (2020). Social media usage, self-presentation, narcissism, and self-esteem as predictors of Instagram addiction: An intercultural comparison. Erciyes İletişim Dergisi, 7(1), 493–515. https://dergipark.org.tr/en/pub/erciyesiletisim/issue/56043/719895
Erdem, H., & Yılmaz, A. (2019). Ergenlerin sosyal medya kullanımında yaşadıkları sosyal anksiyetenin kırılgan narsisizm bağlamında değerlendirilmesi. Ayna Klinik Psikoloji Dergisi, 6(2), 1–22. https://dergipark.org.tr/tr/pub/ayna/article/611758