Çarşamba, Ekim 1, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

ŞÖHRETİN GÖRÜNMEYEN YÜZÜ: NİHAL CANDAN ÖRNEĞİNDE GÖRÜNÜRLÜK, KİMLİK VE PSİKOLOJİK KIRILGANLIK

Modern toplumda şöhret olgusu, yalnızca medya ilgisinin ya da halkın takdirinin sonucu değil, aynı zamanda bireyin ruhsal bütünlüğünü etkileyen güçlü bir psikososyal deneyimdir. Şöhretin görünür yüzü sıklıkla başarı, estetik ve ayrıcalıkla ilişkilendirilse de; görünmeyen yüzünde kimlik karmaşası, yalnızlık, dış referanslı benlik yapısı ve psikolojik kırılganlık gibi ciddi dinamikler yer alır. Bu bağlamda Nihal Candan’ın son dönemde kamuoyunun gündemini meşgul eden adli süreci ve sonrasındaki ruhsal çöküşü, görünürlük ile psikolojik esenlik arasındaki ilişkiyi tartışmak açısından anlamlı bir örnek teşkil etmektedir.

Görünürlük ve Dış Referanslı Benlik Gelişimi

Psikolojide benlik algısı, bireyin kendisini nasıl tanımladığı ve değerli hissettiği ile doğrudan ilişkilidir. Özellikle genç yaşta şöhret kazanan bireylerde benlik gelişimi, içsel kaynaklardan çok dışsal onay ve takdir üzerinden şekillenebilir. Bu tür dış referanslı benlik gelişimi, bireyin öz değerini sosyal medya beğenileri, izleyici ilgisi ve medya görünürlükü gibi değişkenlere bağlamasına neden olur. Nihal Candan gibi genç yaşta şöhret kazanmış bireylerde bu yapı, hem öznel iyi oluş düzeyini tehdit edebilir hem de yaşanabilecek olumsuz olaylarda psikolojik kırılganlıkı artırabilir.

Travmatik Süreç ve Ruhsal Çöküş

Candan’ın cezaevinde geçirdiği süre, bireyin temel güvenlik, özerklik ve sosyal aidiyet ihtiyaçlarının tehdit altında olduğu travmatik bir deneyim olarak değerlendirilebilir. Yeme bozukluğu gelişimi, ani kilo kaybı ve tükenmişlik belirtileri; yalnızca çevresel şartların değil, aynı zamanda içsel denge kaybının da bir göstergesidir. Bu bağlamda yaşananlar, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ile ilişkili bazı semptomları işaret etmektedir. Ayrıca, kamusal alanda sürekli olarak güçlü görünme baskısı altındaki bireylerde, ruhsal çöküş süreci çoğunlukla gecikmeli ve derin yaşanır.

Kamusal Linç ve Sosyal Ölüm

Günümüzde özellikle sosyal medya platformları, bireylerin kamusal olarak hızlıca yargılandığı ve çoğu zaman suçluluk karinesi ihlal edilerek hedef gösterildiği bir mecra hâline gelmiştir. Bu durum, bireyde “sosyal ölüm” olarak adlandırılan psikososyal bir dışlanma hissine neden olabilir. Sosyal psikolojide bu durumun, utanç, değersizlik ve yalnızlık duygularını tetikleyerek depresyon ve anksiyete bozuklukları ile ilişkilendirildiği bilinmektedir. Candan’ın yaşadığı duygusal gerilim, yalnızca bireysel değil, aynı zamanda yapısal bir sorunun da işaretidir: Toplumsal infaz kültürü.

Toplumsal Rol Beklentileri ve Otantik Benlikten Uzaklaşma

Şöhret figürlerinden beklenen rol performansları, çoğunlukla bireyin otantik benliği ile örtüşmez. “Her zaman bakımlı, güçlü ve mutlu” olma beklentisi, bireyde içsel çelişkilere ve duygusal baskıya yol açabilir. Bu çelişki, zamanla benlik bölünmesine neden olabilir. Candan’ın özgürlüğüne kavuştuktan sonra bile psikolojik olarak toparlanmakta zorlanması, bu içsel çatışmanın bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Sürekli olarak performans göstermeye zorlanan bireyler, kendi gerçek ihtiyaçlarını fark etmekte ve ifade etmekte güçlük yaşayabilir.

Sonuç ve Öneriler

Nihal Candan örneği, medyatik şöhretin bireyin psikolojik kırılganlıkını nasıl zorladığını göstermesi açısından önemli bir vakadır. Bu tür kamusal figürlerin yalnızca toplumsal rollerine değil, ruhsal gereksinimlerine de dikkat edilmesi gerekmektedir. Görünürlük ile ruh sağlığı arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır ve bu süreçte profesyonel psikolojik destek mekanizmalarının güçlendirilmesi elzemdir. Şöhretin yalnızca parıltılı yüzünü değil, birey üzerinde yarattığı yükü de konuşmak; hem bireysel hem de toplumsal düzeyde daha sağlıklı bir medya kültürünün oluşmasına katkı sağlayacaktır.

Ceyda Yavaş
Ceyda Yavaş
Işık Üniversitesi Psikoloji bölümünden 2020 yılında onur derecesi ile mezun olmuştur. Lisans eğitimi sürecinde gönüllü stajlar yapmış ve çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde yer almıştır. Mezuniyetinin ardından farklı danışmanlık merkezlerinde tecrübe edinmiştir. 2023 yılında Bursa Uludağ Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları tezli yüksek lisans programını birincilikle kazanmış olup çalışmalarını disiplinler arası bir perspektife taşımıştır. Akademik çalışmalarına devam eden yazar, aile ve çift terapisi alanına yoğunlaşmıştır. Kaleme aldığı yazılarla psikoloji okur yazarlığını artırmayı amaçlamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar