Günün sonunda eve döndüğünüzde sizi kapıda karşılayan ışıldayan gözler, heyecanla sallanan bir kuyruk ya da mırlayan bir kedi… Yorgunluğunuzu omuzlarınızdan alan, sessizce yanınıza sokulup varlığıyla sizi teselli eden bir dost düşünün. Konuşmasa da hislerinizi anlayan, yargılamadan sizi dinleyen, sadece varlığıyla bile ruhunuza iyi gelen bir canlı… Evcil hayvanlar, yalnızca sevimli dostlar değil; aynı zamanda duygusal, psikolojik ve hatta fiziksel iyileşme sürecinde etkili birer şifa kaynağıdır. Düşündüğümüzden çok daha fazlasını yapıyorlar: Bizi iyileştiriyorlar.
Evcil hayvanlar, bireylerin psikolojik iyi oluşunu destekleyen önemli sosyal destek kaynaklarından biri olarak görülmektedir. Toplumun çeşitli kesimlerinde evcil hayvan sahipliği ruh sağlığının korunması ve iyileştirilmesi için artan bir ilgi görmektedir.
Tarih boyunca hayvanların, insan yaşamında sosyal bir destek sağlayıcı olarak işlev gördüğü ve ruh sağlığına etki ettiği bilinmektedir. Özellikle son yıllarda yapılan araştırmalar, evcil hayvanlarla zaman geçirmenin bireylerin zihinsel sağlığına olumlu etkiler sağladığını, stres ve kaygı düzeylerini azalttığını ve bu sayede psikolojik sorunlarla başa çıkmada destek olduğunu ortaya koymuştur (Beetz ve ark., 2012).
Evcil Hayvan Beslemenin Psikolojik İyi Oluş Üzerindeki Etkileri
Evcil hayvan sahiplenmenin bireylerin psikolojik iyi oluşa olan etkileri, kapsamlı araştırmalarla desteklenmiş ve birçok farklı açıyı kapsayacak şekilde ortaya konmuştur. Evcil hayvanlar, sahiplerine sundukları koşulsuz sevgi ve kabul sayesinde bireylerin kendilerini daha değerli hissetmelerine katkıda bulunmakta ve bu sayede psikolojik iyi oluşu desteklemektedir. Yapılan araştırmalar, evcil hayvan sahibi bireylerin yalnızlık duygularının azaldığını ve günlük yaşamın getirdiği stresle daha etkili başa çıktıklarını göstermektedir (Levinson, 1984; Friedmann ve ark., 1980).
Evcil Hayvan Beslemenin Fiziksel Etkileri
Evcil hayvan sahiplenmenin fiziksel sağlığa olan katkıları, bireylerin yaşam kalitesini ve genel sağlık durumlarını olumlu yönde etkileyen çeşitli fizyolojik ve davranışsal faktörlerle açıklanabilir. Evcil hayvanlarla etkileşim, bireyde fizyolojik düzeyde bir rahatlama sağlayarak tansiyonun düşmesine, kalp ritminin dengelenmesine ve stres hormonlarının azalmasına katkıda bulunur. Bu etkiler, fiziksel sağlığın sürdürülebilirliğini destekler niteliktedir. Salgırlı ve arkadaşları (2012), evcil hayvan sahiplerinin kan basıncı ve kalp ritmi açısından daha dengeli değerler gösterdiğini, bu durumun uzun vadeli sağlık faydaları yaratarak bireylerin genel sağlık durumunu iyileştirdiğini belirtmiştir. Bu bulgular, evcil hayvanlarla etkileşimin sadece psikolojik değil, aynı zamanda somut fizyolojik yararlar da sağladığını göstermektedir.
Hayvan Destekli Terapi ve Stres
Hayvan destekli terapi (HDT), bireylerin stres yönetiminde etkili bir araç olarak öne çıkmaktadır, çeşitli psikolojik ve fizyolojik mekanizmalar aracılığıyla bireylerin yaşam kalitesini artırmaktadır. HDT, bireylerin günlük yaşamın getirdiği stres faktörleriyle başa çıkmalarına yardımcı olmakta, olumlu duygusal değişiklikleri teşvik etmekte ve bireylerin genel ruhsal durumunu iyileştirmektedir (Friedmann ve ark., 1980; Tedeschi ve ark., 2005).
Evcil Hayvanlarla Kurulan Duygusal Bağ
Evcil hayvanların en büyüleyici özelliklerinden biri, sahiplerine duydukları koşulsuz sevgidir. Bu sevgi, güven bağının oluşturulduğu en saf alanını oluşturur. Evcil hayvanların bu koşulsuz sevgisi, kişiye aidiyet duygusu hissettirir. Bu aidiyet duygusu, sevgi tılsımı gibidir.
Evcil hayvanlar, modern insanın unuttuğu bir dili hatırlatır: Sessizliğiyle konuşan, gözleriyle sarılan bir sevgi dilini. Kalp atışlarını sakinleştiren bir bakış, kortizolü düşüren bir temas, yalnızlığı anlamlı bir eşlik duygusuna dönüştüren sadakat… Tüm bunlar, psikolojide “psikolojik iyi oluş” dediğimiz kavramın sahici temellerini oluşturur. Dolayısıyla evcil hayvan dost, yalnızca bir hayvan değil; duygusal bağ kurmanın, koşulsuz sevginin ve gündelik yaşamda iyileşmenin en yalın, en etkili tılsımıdır.
Belki de o şifa, bir pati uzaklıktadır.
Kaynakça
- Beetz, A., Uvnäs-Moberg, K., Julius, H., & Kotrschal, K. (2012). Psychosocial and psychophysiological effects of human-animal interactions: The possible role of oxytocin. Frontiers in Psychology, 3, 26183.
- Levinson, B. M. (1984). Human/companion animal therapy. Journal of Contemporary Psychotherapy, 14(2), 131–144.
- Salgırlı, Y., Emre, B., Beşgül, K., Öztürk, H., & Sagmanlıgil, V. (2012). Köpek sahiplerinin köpeklerine yaklaşımlarının değerlendirilmesi üzerine bir pilot çalışma. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi, 59(1), 11–15.
- Friedmann, E., Katcher, A. H., Lynch, J. J., & Thomas, S. A. (1980). Animal companions and one-year survival of patients after discharge from a coronary care unit. Public Health Reports, 95(4), 307.
- Tedeschi, P., Fitchett, J., & Molidor, C. E. (2005). The incorporation of animal-assisted interventions in social work education. Journal of Family Social Work, 9(4), 59–72.