Kendinizi hiçbir insana nefret söyleminde bulunurken, onun insani özelliklerini yok sayarken buldunuz mu? Eğer cevabınız evetse, muhtemelen insandışılaştırma mekanizmasını kullanıyorsunuz. İnsandışılaştırma (dehumanization), kişinin insani özelliklerinin kısmen veya tamamen inkârı anlamını taşır (Oliver, 2011). Bu kavram, bizim vicdan yükümüzü hafifleterek şiddete meşru bir zemin hazırlamamızı sağlar. Eğer bir gruba, kişiye kendi grubunuzdan aşağı nitelikler atfediyorsanız, kişileri kendinizden aşağı bir konuma getiriyorsanız, “onlar insan değil, aşağılık bir ırk” diyorsanız insandışılaştırma yapıyor olabilirsiniz.
İnsandışılaştırma ve Şiddet Eylemi
Bu kavram literatürde kişiler veya gruplar arasında çıkan şiddet eylemlerini meşrulaştırmaya yarayan bir etken olarak incelenmiştir (Haslam ve Loughnan, 2014). Şiddet eyleminde bulunanlar, kurbanlarının kendilerinden farklı özelliklerini, insani özelliklerini yadsımakta ve şiddeti kendileri için kolay bir hâle getirmektedir. İnsandışılaştırma, karşı tarafın hisleri olduğunu ve merhameti hak ettiğini inkâr etmeyle ortaya çıkar (Opotow, 1990). Bunun sonucunda, normal insanların bile şiddeti kendisine meşru gördüğü ve vicdanen rahatsız olmadan eylemlerini gerçekleştirebildiği gözlemlenmiştir.
Toplu şiddet olaylarında karşı tarafı hayvan olarak görmek, animalistik insandışılaştırma ile açıklanabilir (Haslam, 2006; Haslam ve Loughnan, 2014). Buna en iyi örnek olarak Vietnam Savaşı’nı verebiliriz. ABD, Vietnamlılarla savaştığı sırada, ABD askerleri düşmanlarından genellikle “Balçık” olarak söz ediyordu; böylece onları değersizleştiriyorlardı. İnsandan daha aşağıda gördüğünüz bir varlığa acı çektirmeniz daha kolay olacaktır. Bu tarzda rasyonelleştirmeler, şiddeti devam ettirmemize ve vahşi davranışlarımızın empatiyi ortadan kaldırarak ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu davranışımızı fark edip empatiyle yaklaşmayı öğrenmemiz, bu tarz şiddet olaylarının engellenmesi için önemlidir.
İnsandışılaştırma ve Kutuplaşma
Bir kişi veya grubu kendi görüşümüzden farklı özelliklerinden dolayı daha aşağı bir konumda görüp, insani özelliklerini dışlamamız, toplum olarak birbirimizle kutuplaşmamıza neden olabilir. Sağ–sol siyasi ayrımlara ve “terör yandaşı”, “dinsiz”, “eğitimsiz”, “düşünce yönünden kısıtlı”, “koyun” gibi etiketlerle iki görüşün, kişilerin hislerini unutarak birbirini kutuplaştırmaya neden olabilir.
Ahlaki dışlamaya maruz kalan taraf, adalete ilişkin değerlendirmelerden uzak tutulur. İnsandışılaştırmanın neden olduğu dışlama sonucu insanların, karşı tarafa yönelik eylemlerinde ahlaki boyutuyla bağlantısını koparabildiklerini (Bandura, 1999) ve bunun sonucunda sıradan insanların bile kendilerini haklı göstererek eylemlerini rahatlıkla gerçekleştirdiklerini ifade edilmiştir.
Meşrulaştırma, bir grubun temel normu ihlal ettiğini ve bu nedenle kötü muameleyi hak ettiğini düşünerek dışlanması ve olumsuz sosyal kategorilere ayrılmasıdır (Bar-Tal ve Hammack, 2012: 2). Savaş, soykırım gibi çatışma zamanlarında, zarar verilmek istenen kişiye düşüncede hayvansı özelliklerin atfedilmesi, ona şiddet uygulanmasını zorunlu kılar (Smith, 2016: 426).
Yalnızca savaş değil; işkence, cinayet, tecavüz, kölelik de insandışılaştırmanın örneklerindendir (Harris, 2017: 173). Jacques-Philippe Leyens’in geliştirdiği Alt İnsan Modeli’nde, bir dış grubun insani özelliklerinin inkâr edilmesi ve bu dış grubun iç gruptan daha az insan olarak algılanması yer alır (Leyens vd., 2001). İç grup, kendimizi ait hissettiğimiz grup; dış grup, “diğerleri”ni temsil eder.
Etnosentrizm bu düşünceye verilebilecek örneklerdendir. Etnosentrizm, bir kişinin grubunun üstün olduğunu ve dış grupların iç grupla karşılaştırılacak özelliklere sahip olmadığını düşünmek anlamına gelmektedir (Leyens vd., 2007: 141). Bu da kendi grubunu korurken dış grubu ötekileştirmeye neden olur.
Kendimizden farklı ve sosyal normlara uymadığını düşündüğümüz farklı cinsel yönelime sahip bireyleri, farklı siyasi görüşe sahip bireyleri, kadınları, engelli bireyleri, azınlık gruplarını insani özelliklerinden arındırıp onların bireyselliklerini unutup başka özellikler atfetmemiz, kutuplaşmamıza ve hatta cana kast etme gibi vahşi, kabul edilemez durumların meşrulaştırılmasına neden olabilir.
Bugün toplum olarak kötülüğün sıradanlaşmasına izin vermemeliyiz. Karşı tarafa yönelik alt insan algımız varsa, nefret söylemi içerisindeysek bunu fark etmeli; empati ile bu algılarımızın üstesinden gelmeli ve barışçıl yaklaşmalıyız.
Sonuç
Bir gruba ya da kişiye yönelik, onun biricikliğini, insani özelliklerini, hislerini, ahlaki özelliklerini, kültürünü inkâr edip o kişiye ya da gruba insani olmayan özellikler atfetmek insandışılaştırmadır. Bu durumun toplumsal ve bireysel olarak birçok olumsuz sonucu olmaktadır.
Bir kişiyi insandışılaştırmak, ona yönelik şiddet içeren eylemlerimizde empatiyi ortadan kaldıracak ve şiddeti meşrulaştıracaktır.
Toplum olarak iç grup–dış grup ayrımı yapılması, bizleri sosyal kategorizasyonlara ayırmaya ve kutuplaşmaya neden olabilmektedir. Bu mekanizmanın, en sıradan insanın bile eylemlerinde ahlaki düşünceyi ortadan kaldırdığını ve rahatlıkla şiddet eylemi yapabileceğini unutmamalıyız.
Toplum olarak her türlü ayrıştırıcı söylemin farkında olmalı, kötülüğün sıradanlığına boyun eğmemeli ve bilinçlenmeliyiz.
Şiddetsiz ve ayrımcılığın olmadığı bir toplum olma yolunda, zihnindeki kategorilere dikkat edilmelidir.
Kaynakça
- Oliver, S. (2011). Dehumanization: Perceiving the body as (in)human. In P. Kaufmann, H. Kuch, C. Neuhauser, & E. Webster (Eds.), Humiliation, degradation, dehumanization: Human dignity violated (pp. 85–97). New York, NY: Springer.
- Haslam, N. & Loughnan, S. (2014). Dehumanization and infrahumanization. Annual Review of Psychology, 65, 399–423.
- Opotow, S. (1990). Moral exclusion and injustice: An introduction. Journal of Social Issues, 46(1), 1–20.
- Haslam, N. (2006). Dehumanization: An integrative review. Personality and Social Psychology Review, 10, 252–264.
- Bandura, A. (1999). Moral disengagement in the perpetration of inhumanities. Personality and Social Psychology Review, 3, 193–209.
- Bar-Tal, D. & Hammack, P. L. (2012). Conflict, delegitimization, and violence. In L. Tropp (Ed.), Oxford Handbook of Intergroup Conflict (pp. 29–52). New York: Oxford University Press.
- Smith, D. L. (2016). Paradoxes of dehumanization. Social Theory and Practice, 42(2), 416–443. https://doi.org/10.5840/soctheorpract201642222
- Harris, L. T. (2017). Invisible Mind: Flexible Social Cognition and Dehumanization. Cambridge: MIT Press.
- Leyens, J. P., Rodriguez‐Perez, A., Rodriguez‐Torres, R., Gaunt, R., Paladino, M. P., Vaes, J., & Demoulin, S. (2001). Psychological essentialism and the differential attribution of uniquely human emotions to ingroups and outgroups. European Journal of Social Psychology, 31(4), 395–411. https://doi.org/10.1002/ejsp.50
- Leyens, J. P., Demoulin, S., Vaes, J., Gaunt, R., & Paladino, M. P. (2007). Infra‐humanization: The wall of group differences. Social Issues and Policy Review, 1(1), 139–172. https://doi.org/10.1111/j.1751-2409.2007.00006.x