Perşembe, Nisan 24, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Sharenting: Çocukları Sosyal Medyada Paylaşmanın Psikolojik Etkileri

Günümüzde ebeveynlerin büyük bir kısmı, çocuklarının fotoğraflarını ve özel anlarını sosyal medya hesaplarında paylaşmaktan keyif alıyor. “Sharenting” olarak adlandırılan bu fenomen, “sharing” (paylaşmak) ve “parenting”(ebeveynlik) kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Peki, ebeveynlerin bu paylaşımları çocuklar üzerinde nasıl bir etki yaratıyor? Bu alışkanlık, masum bir anı biriktirme yöntemi mi, yoksa çocukların mahremiyetini ihlal eden bir davranış mı?

Dijital Kimlik ve Mahremiyet

Çocuklar, dijital kimlikleri oluşturulmadan önce kendi mahremiyetlerini koruyacak bilinçte değillerdir. Ebeveynler, onların adına sosyal medya hesaplarında içerik paylaşarak çocuklarının farkında olmadan dijital bir ayak izi bırakmalarına neden olur. Bu durum, ilerleyen yaşlarda çocuğun kendi kimliği üzerindeki kontrolünü kaybetmesine ve paylaşılan içeriklerden rahatsızlık duymasına yol açabilir. Ayrıca, dijital dünyada bir kez paylaşılan içeriklerin kalıcı olduğu unutulmamalıdır. Bir ebeveynin şimdiki zamanda masum görünen bir paylaşımı, ilerleyen yıllarda çocuğun sosyal ve akademik hayatında istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Çocuk, bu paylaşımların ilerleyen yaşlarda arkadaşları veya işverenleri tarafından görülmesini istemeyebilir. Aynı zamanda, çocuk büyüdükçe kendisine dair hangi bilgilerin, hangi fotoğrafların paylaşılacağına kendisinin karar vermesi gerektiğini savunabilir ve ebeveynlerine karşı bir öfke geliştirebilir.

Güvenlik ve Riskler

Sharenting, çocukları kötü niyetli kişilerin hedefi haline getirebilir. Konum bilgilerinin açık olması, çocuğun günlük hayatına dair ipuçları içermesi veya özel bilgilerin farkında olmadan paylaşılması, güvenlik risklerini artırır. Ayrıca, çocukların fotoğraflarının izinsiz şekilde kullanılma veya farklı platformlarda paylaşılma ihtimali de göz ardı edilmemelidir. Bunun yanında, çocuk istismarı konusunda uzmanlar, sosyal medyada çocukların masum anlarını içeren fotoğrafların, kötü niyetli kişiler tarafından farklı amaçlarla kullanılabileceğini vurgulamaktadır. Ebeveynlerin, çocuğun kıyafetsiz ya da uygunsuz sayılabilecek hallerde çekilmiş fotoğraflarını paylaşmamaya özen göstermeleri kritik bir önem taşır. Aynı zamanda, sosyal medyada yapılan her paylaşımın başkaları tarafından ekran görüntüsü alınabileceği ve yıllar sonra bile izinsiz şekilde kullanılabileceği unutulmamalıdır.

Psikolojik Etkiler

  1. Kimlik Gelişimi ve Özel Alan Algısı: Çocuklar, kendi özel alanlarına ve mahremiyetlerine saygı gösterilmesini öğrenerek büyümelidir. Fakat sürekli sosyal medyada paylaşılan bir çocuk, kendi hayatının ebeveyni tarafından kontrol edildiğini hissedebilir ve özel alanına saygı duyulmadığını düşünebilir. Özellikle ergenlik döneminde, bireylerin kendi kimliklerini oluşturma sürecinde ebeveynlerinin geçmişte yaptığı paylaşımlardan rahatsız olmaları sıkça görülen bir durumdur.

  2. Onaylanma ve Dışa Bağımlılık: Küçük yaşlardan itibaren sosyal medyada varlık gösteren çocuklar, zamanla dış onay arayışına daha yatkın hale gelebilirler. Aldıkları beğeni ve yorumlar, kendilik değerlerini belirlemede etkili olabilir. Bu durum, ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde özgüven sorunlarına yol açabilir. Çocuklar, kendilerini olduğundan farklı göstermek, sosyal medya beklentilerine uygun şekilde yaşamak zorunda hissedebilir.

  3. Ebeveyn-Çocuk İlişkisi: Ebeveynin, çocuğun anılarını paylaşma alışkanlığı, çocuğun ilerleyen yaşlarda ailesine karşı güven kaybı yaşamasına neden olabilir. Kendi fotoğraflarının veya özel anlarının izinsiz paylaşılması, çocuklarda rahatsızlık yaratabilir ve ebeveynleriyle olan iletişimlerini etkileyebilir. “Benim özelim neden paylaşılıyor?” sorusu, çocuğun ebeveynine olan güvenini zedeleyebilir.

  4. Sosyal Medya Kaygısı ve Dijital Stres: Çocukların küçük yaşlardan itibaren sosyal medya platformlarında var olmaları, ilerleyen yaşlarda sosyal medya kaygısı yaşamalarına neden olabilir. Kendilerini sürekli göz önünde hissetmeleri, ilerleyen yıllarda sosyal medyada paylaşım yapma konusunda stres yaşamalarına yol açabilir. Kendi özel hayatlarını ebeveynlerinin izni olmadan şekillendirme şansını bulamayan çocuklar, ileride sosyal medya bağımlılığı veya aşırı çekingenlik gibi uç noktalara savrulabilirler.

  5. Sosyal İlişkiler Üzerindeki Etkisi: Çocukluk dönemine dair paylaşımlar, çocuğun arkadaş çevresiyle ilişkilerini de etkileyebilir. Okul arkadaşları tarafından yapılan şakalar veya alaycı yorumlar, çocuğun sosyal ortamlarda kendisini rahatsız hissetmesine neden olabilir. Bu durum, özgüven eksikliği ve sosyal kaygılara yol açabilir.

Daha Bilinçli Bir Yaklaşım İçin Ne Yapılabilir?

  • Çocuğun Rızasını Alın: Yaşı uygunsa, çocuğunuza fotoğraflarını paylaşıp paylaşamayacağınızı sorun. Reddederse, bu karara saygı gösterin.

  • Gizlilik Ayarlarına Dikkat Edin: Sosyal medya hesaplarınızdaki paylaşımlarınızı yalnızca güvenilir kişilerin görebileceği şekilde sınırlandırın.

  • Genel Yerler ve Detaylardan Kaçının: Çocuğunuzun okul bilgileri, konumu veya özel hayatıyla ilgili detayları paylaşmamaya özen gösterin.

  • Alternatif Anı Saklama Yöntemleri Kullanın: Çocuklarınızla geçirdiğiniz anları sosyal medya yerine dijital albümler veya özel günlüklere kaydetmeyi tercih edebilirsiniz.

  • Eğitim ve Farkındalık Geliştirin: Ebeveynler, dijital mahremiyet ve güvenlik konularında bilinçlenmeli, sosyal medya paylaşımlarının uzun vadeli etkilerini değerlendirmelidir.

Sonuç

Ebeveynler, paylaşımlarını yapmadan önce kendilerine şu soruyu sormalıdır: “Bu paylaşım çocuğumun rızası olmadan gelecekte nasıl bir etkiye yol açabilir?” Çocukların bireysel haklarına saygı göstermek, onlara sağlıklı bir dijital gelecek sunmanın en önemli adımlarından biridir. Çocuklarınıza, sosyal medyada var olmanın getirdiği sorumlulukları erken yaşlarda öğretmek ve onların mahremiyetine saygı göstermek, bilinçli ebeveynliğin bir parçasıdır.

Çocuklarınızın dijital dünyada güvenli, sağlıklı ve mutlu bireyler olarak büyümeleri için,
sosyal medyada paylaşımlarınızı dikkatlice gözden geçirin ve onların geleceğini koruma
sorumluluğunu unutmayın.

Şevval Ayhan
Şevval Ayhan
Psikolojik Danışman Şevval Ayhan; yazarlık, psikolojik danışmanlık ve eğitim danışmanlığı alanlarında deneyimlere sahiptir. Başkent Üniversitesi’nde Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (%30 İngilizce) bölümünde lisans eğitimini tamamlayan Şevval Ayhan eğitim hayatı boyunca çeşitli eğitimlere katılarak kendini geliştirmeye odaklanmıştır. Uzmanlık alanları çocuk/ergen, yetişkin bilişsel davranışçı terapisi ve şema terapi başta olan Şevval Ayhan düzenli olarak çocuk/ ergen ve yetişkin psikolojisi, motivasyon, sınav kaygısı ve kişisel gelişim üzerine yazılar kaleme almaktadır. Psikoloji alanını her alandan kişi için anlaşılır ve bilinçlendirici kılmayı misyon edinen yazar, bireyleri ruh sağlığı alanında bilinçlendirici içerikler üretmeye devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar