Hepimiz bu durumu yaşamışızdır mantıklı bir açıklaması olmayan, içimizde beliren bir his; ya da nedenini tam olarak açıklayamasak da güçlü bir şekilde doğru olduğunu düşündüğümüz bir karar. Genellikle “sadece bir his” olarak geçiştirilen sezgi, aslında beynin köklü ve hızlı işleyen bir sürecidir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, sezgi dediğimiz şeyin aslında bir çeşit tahmin ya da büyü değil; deneyim, bellek ve duyusal bilgilerin bilinçdışı bir şekilde işlenmesiyle ortaya çıkan karmaşık bir analiz biçimi olduğunu ortaya koyuyor (Zander ve ark., 2015). Peki beyin, bizim henüz farkında olmadığımız bir şeyi nasıl bilebilir?
Sezgi, beynin bir durumu bilinçli düşünmeden, hızlıca değerlendirme yeteneğidir. Geçmiş deneyimlerden, duygusal anılardan ve çevresel ipuçlarından yararlanarak, bilinçli aklımız devreye girmeden kararlar almamıza yardımcı olur (Hogarth, 2010). Bir şeyin “doğru” ya da “yanlış” geldiği ama nedenini açıklayamadığımız anlarda, aslında beynimiz çoktan perde arkasında çalışmaya başlamıştır bile.
Beyin Sezgiyi Nasıl Üretir?
Gece geç saatte eve yürürken bir şeylerin ters gittiğini hissettiğinizi hayal edin. Sokak tanıdık, ışıklar her zamanki gibi, ama içiniz sıkılıyor. Sebebini tam anlamadan karşı kaldırıma geçiyorsunuz. Birkaç saniye sonra, az önce olduğunuz noktadan gölgeli bir figür çıkıyor. Demek ki o rahatsız edici his yerindeymiş. Ama siz bunu nasıl anladınız?
İlk tepkiyi beyninizin sağ yarım küresi verdi (Roser ve ark., 2011). Bu bölge sürekli desenleri tarar ve o gece, farkında olmadan bir şeylerin yolunda gitmediğini algıladı belki küçük bir hareket, tanıdık olmayan bir siluet ya da sokaktaki alışılmış ritmin bozulması. Sözlere ya da mantığa gerek duymadı; sadece bir şeylerin yanlış olduğunu “hissetti.”
Bu sırada, hipokampüsünüz devreye girdi (Slotnick, 2022). Bu bölge, eski bir kütüphaneci gibi geçmiş deneyimlerinizi taradı. Daha önceki tedirgin anları ve o anki çevresel koşulları karşılaştırarak bir eşleşme buldu. Loş ışık, boş sokak, havadaki gerginlik—hepsi daha önce yaşanmış bir durumu hatırlattı ve beyniniz bir uyarı verdi.
Ardından orbitofrontal korteks (OFC) devreye girdi beynin duygusal hesaplayıcısı. Geçmiş anılarınızı, mevcut ortamı ve önceki duygusal tepkilerinizi bir araya getirerek tek bir mesaj verdi: “Hemen uzaklaş” (Volz & von Cramon, 2006).
Ön insula bölgesi, bedensel sinyalleri yorumlayarak içsel hislerin fark edilmesini sağladı (Volz & von Cramon, 2006). Midede bir sıkışma, kalp atışlarının hızlanması, omurgadan geçen hafif bir ürperti… Bunlar rastgele değil; beyninizin bilinçdışı tehlike sinyallerine verdiği fiziksel tepkilerdi.
Eğer güvenlik ya da savunma konusunda eğitimli biri olsaydınız, bu tepkiler daha da hızlı işlerdi. Çünkü kaudat çekirdeği denen beyin bölgesi, yılların deneyimini kullanarak tehdit desenlerini çoktan otomatikleştirmiş olurdu. Alanında uzman kişiler uzman kişiler, bu sayede bilinçli düşünmeye gerek kalmadan anında doğru kararı verebilir (Slotnick, 2022).
Son aşamada ise amigdala ve ön singulat korteks karar mekanizmasını yönetti. Amigdala, beynin “korku merkezi” olarak tehlikeyi tarar ve duygusal yanıtları artırır (Volz & von Cramon, 2006). Ön singulat korteks ise bu verileri değerlendirir ve “Şimdi hareket et!” mesajını iletir (Walton ve ark., 2007).
Tüm bu süreçler saniyeler içinde siz daha ne olduğunu düşünemeden gerçekleşti. İşte sezgi budur. Ne sihir ne de tahmin… Bu, beyninizin geçmiş, duygu ve çevre verilerini ışık hızında işleyip sizi koruma çabasıdır. Karşı kaldırıma geçtiğinizde gölgelerin içinden çıkan o figürü gördüğünüzde, anlarsınız ki beyniniz sizden önce biliyordu.
Sezgi Her Zaman Doğru mu?
Sezgi güçlü bir araçtır ama kusursuz değildir. Yanlılıklar, stres ve güçlü duygular, sezgisel algımızı bulandırabilir. Örneğin, kaygılıyken yanlış yorumlar yapabilir ya da sadece içimize doğdu diye gerçekleri göz ardı edebiliriz. Bu yüzden özellikle önemli kararlar verirken, sezgiyi mantıklı düşünceyle dengelemek büyük önem taşır. Doğru kullanıldığında, bu ikisi güçlü bir takım oluşturur.
Sonuç
Sezgi, gizemli bir his olmaktan çok daha fazlasıdır beynin geçmiş deneyimler, duygusal tepkiler ve duyusal verilerle hızlı ve genellikle isabetli kararlar alma biçimidir. Bu bilinçdışı ama akıllı süreç, bizi korumak ve karmaşık durumlarda yönümüzü bulmamıza yardım etmek için vardır. Onun nasıl çalıştığını anlamak, sezginin gücünü daha iyi kavramamıza ve ne zaman güvenip ne zaman durup tekrar düşünmemiz gerektiğini bilmemize yardımcı olur.
Öneriler
Sezgilerinizi güçlendirmek istiyorsanız küçük ve risksiz kararlarla başlayın. İçgüdülerinize kulak verin ve sonuçlarını gözlemleyin. Meditasyon ya da farkındalık uygulamaları, vücudunuzun size gönderdiği sinyalleri daha iyi algılamanıza yardımcı olur. Geçmiş kararlarınızı analiz ederek sezginizin ne zaman işe yaradığını ya da sizi yanılttığını görebilirsiniz. Ayrıca, bir alanda uzmanlaştıkça beyniniz o konudaki kalıpları daha hızlı tanır ve sezgileriniz keskinleşir. Zamanla, nedenini tam anlamadan önce bile beyninizin size fısıldadığını fark edersiniz. Yine de, özellikle önemli kararlar alırken sezginizi mutlaka mantıklı değerlendirmelerle desteklemeyi unutmayın.
Kaynakça:
Hogarth, R. M. (2010). Intuition: A challenge for psychological research on decision making. Psychological Inquiry, 21(4), 338–353. https://doi.org/10.1080/1047840x.2010.520260
Walton, M. E., Croxson, P. L., Behrens, T. E. J., Kennerley, S. W., & Rushworth, M. F. S. (2007). Adaptive decision making and value in the anterior cingulate cortex. NeuroImage, 36, T142–T154. https://doi.org/10.1016/j.neuroimage.2007.03.029
Volz, K. G., & von Cramon, D. Y. (2006). What neuroscience can tell about intuitive processes in the context of Perceptual Discovery. Journal of Cognitive Neuroscience, 18(12), 2077–2087. https://doi.org/10.1162/jocn.2006.18.12.2077
Roser, M.E., Fiser, J., Aslin, R.N. and Gazzaniga, M.S. (2011). Right Hemisphere Dominance in Visual Statistical Learning. Journal of Cognitive Neuroscience, 23(5), pp.1088–1099. https://doi.org/10.1162/jocn.2010.21508.
Slotnick S. D. (2022). The hippocampus and long-term memory. Cognitive neuroscience, 13(3-4), 113–114. https://doi.org/10.1080/17588928.2022.2128736
Zander, T., Horr, N.K., Bolte, A. and Volz, K.G. (2015). Intuitive decision making as a gradual process: investigating semantic intuition-based and priming-based decisions with fMRI. Brain and Behavior, 6(1), p.n/a-n/a. doi:https://doi.org/10.1002/brb3.420.