Salı, Eylül 23, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Sen, Ben ve Aramızdaki Çizgi: Sağlıklı İlişkilerin Sırrı

İlişkilerin Görünmez Yükü

Günümüzde ilişkiler eskisinden çok daha yoğun bir sınavdan geçiyor. Bir yandan teknolojinin sunduğu sürekli bağlantı hâli, bir yandan sosyal medyanın çizdiği “ideal ilişki” tabloları, bireyler üzerinde baskı yaratıyor. Partnerimizden, arkadaşımızdan, hatta iş arkadaşımızdan bile aynı anda destekleyici, ulaşılabilir, eğlenceli, anlayışlı, sınır tanımaz derecede yakın ama bir o kadar da özgürlükçü olmasını bekliyoruz. Psikolojide bu çelişkili tabloyu anlamamıza yardımcı olan üç kavram var: empati, beklentiler ve sınırlar. Bu üç kavram modern ilişkilerin adeta görünmez yöneticileri gibi çalışıyor.

Empati: “Seni Anlıyorum” Demenin Ötesi

Empati çoğu zaman, “kendini onun yerine koy” cümlesiyle tanımlanır. Fakat bu tanım, işin özünü daraltır. Gerçek empati, karşımızdakinin duygusunu anlamakla kalmaz, o duyguya saygı duymayı ve onu kendi duygumuzla karıştırmadan kabul edebilmeyi gerektirir.

  • Gündelik sahne: Partneriniz üzgün olduğunda “Hadi moralini bozma” demek yerine, “Üzgün olduğunu görüyorum, bu senin için zor olmalı” diyebilmek, empatinin en sade ama en güçlü ifadesidir.

  • Akademik bakış: Psikolog Carl Rogers, etkili bir ilişkinin temelinde koşulsuz kabul ve empatik anlayış olduğunu vurgular. Bu, sadece “duymak” değil, gerçekten “anlamak” anlamına gelir.

Modern dünyada empatiyi zorlaştıran şey ise hız. Her şeyin hızlandığı bir çağda, çoğu insan “dinlemek” yerine “yanıt vermek” için bekliyor. Oysa bazen empati, cevap üretmeden sadece yanında bulunmaktır.

Beklentiler: Sessiz ve Görünmez Anlaşmalar

İlişkiler çoğu zaman söylenmemiş anlaşmalarla ilerler.

  • “Benim ihtiyacımı sezmelisin.”

  • “Madem seviyorsun, bunu yapmalısın.”

  • “Mesajıma hemen dönmelisin.”

Bu beklentiler dile getirilmediğinde, karşı taraf farkında olmadan “suçlu” ilan edilir.

  • Popüler örnek: WhatsApp’taki mavi tik. Okunduğu hâlde yanıt gelmediğinde, çoğu insan bunu “önemsizim” ya da “beni ciddiye almıyor” olarak yorumlar.

  • Akademik açıklama: Bağlanma teorisi, erken dönem ilişkilerimizin bugünkü beklentilerimizi şekillendirdiğini söyler. Güvenli bağlanan bireyler, partnerlerinin geç yanıtını tolere edebilirken; kaygılı bağlananlar için bu, terk edilme korkusunu tetikleyebilir.

Buradaki kritik nokta şu: Beklentilerimizi dile getirmek, ilişkiye zarar vermez, aksine onu güçlendirir. Çünkü karşı taraf ancak duyduğunu ve anladığını karşılayabilir.

Sınırlar: Ben ile Sen Arasındaki Sağlıklı Çizgi

Sınırlar koymak çoğu zaman “reddetmek” gibi algılanır. Oysa psikolojide sınır; ilişkiyi koruyan görünmez bir çerçevedir.

  • Gündelik sahne: “Bu akşam yalnız kalmaya ihtiyacım var.” Bu cümle sevgisizliğin değil, sevgiyi daha sürdürülebilir kılma isteğinin ifadesidir.

  • Akademik çerçeve: Sistemik aile terapisine göre sınırları olmayan ilişkilerde bireyler birbirine fazlasıyla karışır, bu da zamanla tükenmişlik ve öfkeye yol açar.

Sınırlar, bir duvar değil, bir kapıdır. Açılıp kapanabilen, ilişkiyi düzenleyen bir kapı. Empati olmadan sınır, soğukluk yaratır. Sınır olmadan empati ise tükenmişliğe sebep olur.

Dijitalleşmenin İlişkilere Etkisi

Modern ilişkilerin en belirgin farkı, artık sadece yüz yüze yaşanmıyor olmaları. İletişim büyük ölçüde dijital platformlarda akıyor.

  • Sürekli erişilebilirlik: “Çevrim içi olduğunu gördüm, neden yazmıyorsun?” sorusu, yeni nesil çatışmaların en bilinenlerinden biri.

  • Sosyal medya vitrinleri: Instagram’da paylaşılan mutlu çift fotoğrafları, insanların kendi ilişkilerini sorgulamasına neden olabiliyor. Gerçek ile vitrin arasındaki bu fark, kıyaslama tuzağına sürüklüyor.

  • Akademik katkı: Sherry Turkle, Alone Together adlı çalışmasında teknolojinin insanları hem bağladığını hem de yalnızlaştırdığını söyler. Birlikte olduğumuz hâlde sürekli telefonlarımızla meşgul olduğumuzda, “yanında ama uzakta” olma paradoksu ortaya çıkar.

Dijitalleşmenin sunduğu hız ve kolaylık, ilişkileri besleyebileceği gibi tüketebilir de. Burada kritik olan, teknolojiyi “bağ kurmak” için mi, yoksa “kontrol etmek” için mi kullandığımızdır.

Sonuç: İlişkilerin Üçgeni

Empati, beklentiler ve sınırlar bir ilişkinin üç temel taşıdır.

  • Empati olmadan anlayış yoktur.

  • Beklentiler konuşulmadığında, sessiz hayal kırıklıkları oluşur.

  • Sınırlar olmadığında, bireysel benlik yok olur.

  • Dijitalleşme ise bu üçlüyü ya kolaylaştırır ya da zorlaştırır; seçim bizim elimizde.

Modern ilişkilerde asıl görevimiz, bu üç kavramı dengelemektir. Bu denge sağlandığında, ilişkiler bir yük olmaktan çıkıp, güvenli bir alan hâline gelir.

Okuyucuya Pratik Öneriler

  • Empati için: Karşınızdakini dinlerken, cevabınızı değil, duygusunu anlamaya çalışın.

  • Beklentiler için: “Zaten anlamalı” cümlesinden vazgeçin. Açıkça dile getirin.

  • Sınırlar için: Hayır demek, ilişkiyi reddetmek değil; “evet”lerinizi daha kıymetli kılmaktır.

  • Dijitalleşme için: Telefonu bazen sessize almak, ilişkiyi sessizleştirmez; aksine daha derin bir bağa alan açar.

Hicran Aktekin
Hicran Aktekin
Marmara Üniversitesi Psikoloji Bölümü mezunu olan Hicran Aktekin, eğitim ve araştırma hastanelerinde, toplum ruh sağlığı merkezlerinde ve psikiyatri servislerinde edindiği deneyimlerle psikoloji alanında deneyimler kazanmıştır. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), Aile Danışmanlığı, Cinsel Terapi, Kısa Süreli Çözüm Odaklı Aile Terapisi ve Terapötik Kartlar alanlarında eğitimler almış olup, stresle başa çıkma ve mindfulness üzerine de uzmanlık kazanmıştır. Şu anda psikolojik danışmanlık hizmeti vermekte olup, bireylerin ruh sağlığını güçlendirmek ve yaşam kalitelerini artırmak adına çalışmalarına devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar