Savunma mekanizmaları, içsel gerginliği azaltmak amacıyla egonun yararlandığı farkında olunmayan psikolojik mekanizmalar olarak tanımlanmıştır. Bireyler çoğunlukla bu bilinçdışı savunma yollarını, özellikle süperego ile id arasındaki çatışmayı hafifletmek için kullanırlar. Savunma mekanizmaları, bireyin korku ve kaygıdan kendini korumak amacıyla benliğin farkında olmadan başvurduğu psikolojik yöntemlerdir. Bu mekanizmalar, kabul edilemeyen dürtüleri, düşünceleri ya da duyguları bastırarak veya gizleyerek egonun bütünlüğünü sürdürmesine katkı sağlar.
Savunma mekanizmaları, çoğu insanda görülen doğal ve olağan bir psikolojik süreç olup, benliğin korunmasına yardımcı olur. Bununla birlikte, bir savunma mekanizmasının aşırı ya da sürekli biçimde kullanılması, bireyin gerçeklerle yüzleşmesini zorlaştırabilir ve psikolojik dengesini olumsuz yönde etkileyebilir.
Savunma mekanizmalarının kullanımı kişinin yaşamını olumsuz etkilemeye başladığında, bir ruh sağlığı uzmanından profesyonel destek almak yararlı olabilir. Savunma mekanizmaları, egoyu içsel çatışmalardan korumak amacıyla ortaya çıkar ve bu yolla anksiyete oluşumunu engellemeye yardımcı olur. Bu psikolojik stratejiler, tehdit altında hissedilen benliği koruma işlevi taşır. Savunma mekanizmaları, kimi zaman benlik duygusunu güçlendirici bir etki gösterebilir; ancak aşırı veya uygunsuz biçimde kullanıldıklarında, benlik duygusunun işlevini engelleyerek patolojik bir duruma yol açabilirler.
Savunma mekanizmalarının temel amacı, bireyin içinde derin kaygı uyandırabilecek, kabul edilemez ya da tehdit edici dürtü, düşünce ve arzulara karşı kendini korumasıdır. Kişi, acı verici yaşantılara maruz kaldığında egosunu ve benliğini savunmak için bu mekanizmalara başvurur.
Bu süreçte birey, kaygı, öz saygı kaybı, değersizlik hissi, içsel çatışma ve suçluluk duygusuna karşı kendini koruma çabası içindedir. Aynı zamanda kişi, kendine ilişkin benlik şemasını sürdürme ve travmatik olaylara rağmen ruhsal, zihinsel ve bedensel bütünlüğünü koruma eğilimindedir.
Ancak, dürtülerin uzun süre bastırılması, zamanla duygusal donukluk, ruhsal yorgunluk ve unutkanlık gibi olumsuz sonuçlara yol açabilir. Bazı savunma mekanizmalarının kullanımı, bireyin çevresine ve yaşam koşullarına uyum sağlama becerisini artırabilir. Örneğin, yaşanan bir olayı mizah yoluyla ele almak, kişinin zorluklarla başa çıkmasını ve psikolojik esnekliğini korumasını destekler.
Doğaları gereği olumsuz olmayan bu mekanizmalar, kaygıyı azaltarak bireyin günlük yaşamına daha sağlıklı bir şekilde uyum sağlamasına yardımcı olur ve psikolojik dengeyi koruma sürecinde önemli bir rol oynar.
Savunma Mekanizması Türleri Nelerdir?
İnkar
Birey, yaşamında kabullenmesi güç bir durumla karşılaştığında savunma mekanizmalarına başvurabilir. Rahatsız edici deneyimler karşısında kişi, bu olayın yaşandığı gerçeğini reddederek kendini korur. En temel savunma mekanizmalarından biri olan inkar, bireyin kaygı yaratan olayların etkilerinden uzaklaşmasını ve uyum sağlama güçlüklerini hafifletmesini amaçlar. Bilinçdışı işleyen bu mekanizma, stresle başa çıkmanın doğal yollarından biri olarak işlev görür.
Bastırma
Bastırma, bireylerin kabullenmesi güç durumları bilinçli farkındalıklarının arka planına itmesidir. Kişinin egosu üzerinde olumsuz etki yaratabilecek ve kaygıya yol açabilecek olaylar, bilinçaltına itilerek baskılanır. Böylece, bu olumsuz deneyimlerin neden olabileceği kaygı azaltılmış olur. Üst benliğin kabul etmediği tüm duygu ve düşünceler, alt benliğin güçlü istekleri tarafından bastırılır. Bu bastırma süreci sonucunda, olaylar ve bu olayların uyandırdığı hisler, bilinçli zihinden uzaklaştırılmış olur.
Projeksiyon / Yansıtma
Kişi, bir başkasına yönelik olumsuz duygu ve düşüncelerinin kendi içinde yönetilemeyecek kadar yoğun hale gelmesi durumunda, bu duyguları karşısındaki kişiye atfeder. Bu süreçte, kişi kendi sahip olduğu hisleri sanki diğer kişi taşıyormuş gibi algılar ve ona yansıtır.
Yer Değiştirme
Kişinin kendisini üzen ya da rahatsız eden kişiyle doğrudan yüzleşmek yerine, duygusal tepkisini başka bir kişiye ya da nesneye yönlendirmesidir.
Regresyon / Gerileme
Kendisini son derece stresli, korkutucu veya tehdit altında hisseden bazı kişiler, farkında olmadan daha erken bir gelişim dönemine geri dönebilirler. Bu savunma mekanizması özellikle çocuklarda sık görülür. Travma veya kayıp gibi zorlayıcı durumlarla karşılaştıklarında, aniden bebek gibi davranmaya başlayabilirler.
Rasyonelleştirme / Mantığa Bürünme
Bu savunma mekanizmasını kullanan kişi, davranışının yanlış olduğunun farkındadır ve yaptığı şeyi haklı göstermek için kabul edilebilir sebepler öne sürmeye çalışır.
Yüceltme / Süblimasyon
Bu savunma mekanizması, olumlu bir yöntem olarak değerlendirilir. Kişi, toplumca kabul görmeyecek kadar yoğun olumsuz duygularını alıp, bunları yapıcı ve faydalı etkinliklere dönüştürür.
Karşıt Tepki Kurma
Bu savunma mekanizmasını kullanan kişiler, duygularının farkındadır; ancak içgüdülerinin tersine hareket etmeyi tercih ederler.
Bölme
Bu savunma mekanizmasını kullanan kişiler, çevrelerini, insanları ve yaşanan olayları adeta siyah-beyaz, ya hep ya hiç biçiminde görürler.
Yapma Bozma
Kişinin hatalı olduğunu kabul ettiği bir konuda, hatasını telafi etmek için yaptığı davranışlardır.
Sonuç
Savunma mekanizmaları, insanın zor duygular ve stresli durumlarla başa çıkma yollarıdır. Bazen duygularımızı başkasına yansıtarak, bazen de kendimizi daha güvenli hissettiğimiz bir dünyaya çekerek rahatlamaya çalışırız. Kimi zaman olumsuz hislerimizi yararlı ve üretken davranışlara dönüştürürüz. Çocuklarda ve travma yaşamış kişilerde bu mekanizmalar daha belirgin şekilde görülür.
Hayat, tahmin edilemeyen pek çok tehlike ve zorlukla doludur; biz de bu olumsuz etkilerden korunmak için çoğu zaman farkına varmadan savunma mekanizmaları olarak adlandırılan psikolojik yöntemlere başvururuz. Fakat insanlar bazen bu yöntemleri o kadar sık ve uzun süre kullanır ki, hem kendi yaşamlarını hem de çevreleriyle olan ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Bazıları ise olumsuz duyguları yapıcı ve faydalı davranışlara dönüştürür.
Doğru ve dengeli kullanıldığında savunma mekanizmaları psikolojik dengeyi korumaya yardımcı olurken, aşırı veya yanlış kullanımı kişisel ve sosyal sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir.


