Çarşamba, Ekim 1, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Sanat Terapi – İyileşmenin Estetik Hali

İnsan denilen varlık, hem evrende kapladığı maddi yer ile fiziki bir varlığı hem de bulunduğu evreni algılama, anlamlandırma çabası ve merkezde kurduğu ilişkilerle ve ilişkilerden doğan etkileşim ile yaşadığı pek çok farklı duyguyu deneyimliyor oluşu onu, psikolojik bir varlık olarak ortaya koymaktadır.

Bu varlık, sürdürdüğü hayat boyunca yaşadığı olumlu ve olumsuz her deneyimde kendi hanesine bir çentik atmakta, o attığı çentiği de duygular ile etiketlendirmektedir.

İnsan, etiketleme ile öğrenen bir varlıktır. Bir olay yaşar, onun hakkında bir inanışa sahip olur ve onu, önce olay ile örtüşen duygular ile zihnine yerleştirir ve bir sonraki benzer olayda o inanışı ve duyguyu tekrar yaşama isteğine düşer. Oysa, zaman farklı zamandır, mekân farklı mekândır; aynı kişi ya da aynı konu olsa dahi, insan gelişen bir varlıktır ve kendisi istese dahi aynı kalamamaktadır.

Her yaşayış onu istese de istemese de dönüştürmekte, hayata dair bir güncelleme getirmektedir. Bazen bu yaşantıların getirdiği duyguların yoğunluğu ve kalıplaşmış inanışlar ifade edilemeyene dönüşebilmekte ve tıpkı bir yokuş tırmanırcasına söze dökerken insanı güçsüz bırakabilmektedir.

Bu durumda ya onu sözel olarak ifade edebilecek kelime dağarcığına sahip olamayabilir ya da bu duyguyu nasıl çalışabileceği ve yönetebileceği konusunda zorluk yaşayabilmektedir. İşte tam bu noktada sanat, ona bir el uzatmaktadır.

Sanat Terapi Nedir?

Sanat, yaratma eylemi ile ilişkilidir ve yaratım süreci, yaratan kişinin içsel deneyimini yani duygularını açığa çıkarması ve bu açığa çıkarımın da içten olması ve böylece ortaya çıkan ürünün bir anlam kazanmasıdır; diğer bir deyişle, içerideki karmaşanın düzenli bir hâl almasıdır (Büyükdüvenci, 2006).

Sanat, bir tavuğun yumurtlaması gibi, insanın bir kuluçkaya yatma sürecini temsil etmektedir. Sonunda ortaya çıkan ürün, bir gıda, şifa olmaktadır.

Sanat terapi, felsefi anlayışı içinde barındıran, felsefenin konusu olan var olma, bu varlığı sorgulama ve bu varlık üzerinden anlam arama ihtiyaçlarının sanat yolu ile görünür olması, ortaya çıkan ürün ile bu felsefi soruların işlenmesidir (Filiz, 2016).

Sanat terapi, insanı varlığı üzerine düşünmeye iten bir tarafı vardır. Hayatını yaşarken bir anlam arayışı içerisinde olan insan için yapıp ettiklerini bir bağlamda açıklama isteği, onu diğer varlıklardan ayırmaktadır.

Bir terapi yöntemi olarak kullanılan sanat, bir anlam yaratma aracı olarak işlev görmektedir. Sanatın psikoloji ile buluşmasında, bu aracı kullanan, sanatçı konumuna yani yaratıcı konumuna geçer ve terapi sürecinde kelime dağarcığında sözel olarak tarif etmekte zorlandığı duyguları hem özgürce var edebileceği bir alan bulur hem de onları somutlaştırarak görünür kılabilir ve üzerine çalışılabilir bir hâle getirir (Ayaydın, 2020).

Sanat Terapi – İyileşmenin Estetik Hali

Sanat terapi, esasen bilim ile yaratıcılığın bir buluşmasıdır.

Sanat kavramını tanımlayabilmek için önce bakılması ve üzerinde durulması gereken kavram yaratıcılık kavramıdır. Sanatın yaratıcı eylemlerle ilişkisinin olduğu, hatta doğrudan sanatı var eden şeyin bu eylem olduğu söylenebilir.

İnsanın, ötekilerin yani kendini var etmeye çalışan diğer insanların duygu/düşünce/davranış olmak üzere kendi duygu/düşünce/davranışlarını düzenlerken etkisi altında olduğu unutulmamalıdır ve her zaman ötekinden bir parçayı taşımaktadır.

Bu hâliyle sanat, aynı zamanda kolektif bir yaratıcılığı içinde barındıran bütüncül bir kavramdır.

Bununla birlikte, sanat terapi çalışmalarında iyileşmeyi getiren şey, ürün ortaya çıkarken yaşanılan deneyimdir. Öncelikle terapist ile zeminde kurulan güvenli bir ilişki, terapistin sanatçı danışanının özgünlüğünü koruyup, iç dünyasından izleri dışarıya ne kadar yansıtabiliyorsa o kadar yansıtmasındaki destekleyici gücü, aslında ne kadar yaratıcılığa yaklaşılıyorsa o kadar kendiliğine yakın olmasına alan açmasıdır.

Sanat çalışmaları, bireyin içeride devinim gösterene dikkat kesilmesine, onu fark etmeye teşvik etmektedir. Sanatın insana sağladığı en büyük destek, sanatçı konumunda olanın dünyasını, o dünyadaki belki çözümlenemeyen düğümleri ilmek ilmek işlemesini ve aslında onları kabul edilebilir hâle getirmesini sağlayan bir güç olmasıdır.

Sanat uygulamaları, her yaş grubunda çalışılabilir. Yaratıcılığın bir sınırı olmadığı gibi yaşın da bu çalışmalarda bir sınırı yoktur. Önemli olan nokta, yaratım gücünü fark etmek ve içeride olanın dışarıya bir yansımasını ortaya koymaya çalışmaktır.

Kaynakça

Ayaydın, A. (2020). Psikoloji ve sanat etkileşimi üzerine. Bilim, Eğitim, Sanat ve Teknoloji Dergisi (BEST Dergi), 4(1), 8-12. 847626.

Büyükdüvenci, S. (2006). Sanat ve değer. FLSF Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi, 2, 47-50.

Filiz, Ş. (2016). Sanat terapisinin felsefi boyutları. Mediterranean Journal of Humanities, VI/1, 169-183. https://doi.org/10.13114/mjh.2016119297

Laçin Sevin
Laçin Sevin
Laçin Sevin, uzman psikolog ve yazar olarak çocuk-ergen bireysel danışmanlık, özel gereksinimli bireylerle psiko-sosyal çalışmalar, ebeveyn danışmanlığı ve psiko-onkoloji alanlarında deneyime sahiptir. Psikoloji lisansını Onur Derecesi ile bitiren, pedagojik formasyona sahip ve yüksek lisans tezini psiko-onkoloji alanında yapmış olan Sevin’ in çalıştığı alanlar özellikle çocuk-ergen psikolojisi, çocuklarda bilişsel-davranışçı terapi, ebeveyn danışmanlığı ve psiko-onkolojidir. Bunun yanı sıra, ağırlıklı olarak yine çocuk-ergen psikolojisi ve ebeveyn danışmanlığı alanlarında, dijital ortamda, bilimsel temelli blog yazıları gönüllüpsikolog.org ve çocuğumneden.com’ da istikrarlı bir biçimde yaklaşık 3 sene boyunca yayınlanmıştır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar