Bir yürüyüşe çıktığımızda kulaklığımızda bir podcast açarız. Kahvemizi içerken maillerimize bakar, yemek yaparken bir yandan YouTube videosu izleriz. Elimizdeki kitabı bitirmeden bir diğerine başlar; izlediğimiz diziyi açmadan önce “arkada dönsün” diye başka bir ekran açarız. Dikkatimiz çoğu zaman dağınıktır ama bunu fark ettiğimizde bile zihnimizi tek bir şeye yönlendirmek neredeyse huzursuzluk verir. Sadece bir işle uğraşmak, bireye zaman kaybı gibi hissettirmeye başlar. Bu hissin temelinde ise çağımızın giderek içselleştirdiği bir eğilim vardır: çoklu görev (multitasking) alışkanlığı ve bununla gelen tek işe odaklanma mahcubiyeti.
Multitasking’in Beyne Etkisi
Multitasking, aynı süre içerisinde birden fazla göreve zihinsel olarak aynı anda odaklanma olayıdır. Teknolojik gelişmeler ve verimlilike yüklenen anlamlar bu eğilimi teşvik eder hale geldi. Oysa nörobilimsel araştırmalar, insan beyninin özellikle prefrontal korteksinin gerçek anlamda çoklu işlem yapma kapasitesine sahip olmadığını ortaya koyuyor.
Beyin, görevler arasında geçiş yapmak zorunda kaldığında bu durum fazladan enerji tüketimine neden oluyor. Amerikan Psikoloji Derneği’ne göre, bir görevden diğerine aynı anda geçiş yaparken beynin ortalama 15-23 dakika arasında bir odaklanma kaybı yaşadığı tespit edilmiş. Bu tespit sonrasında ayrıca yaşanılan kayıpların zamanla arttığını ve karmaşık görevlerde yapılan hata oranını yükselttiği gözlemlenmiştir.
Bu gözlem de aynı anda yapılan çoklu görevlerin (multitaskingin) odaklanmayı, öğrenmeyi ve bilgiyi kalıcı hale getirmeyi zorlaştırdığını bizlere göstermiştir.
Verimlilik Kültürünün Baskısı
Tüm bu olumsuzluklara rağmen neden sadece tek bir işle uğraşırken kendimizi yetersiz hissederiz?
Bunun arkasında verimlilik kültürünün baskısı yatıyor. Modern birey, sürekli üretmek zorundaymış gibi bir hisle hareket eder. Sosyal medya, başarı hikâyeleri ve “günde 5 kitap okuyorum, 6 girişimim var” paylaşımları bu baskıyı farkında olmadan besler.
Tek bir işe yönelmek ise bu çerçevede “boşta kalmak” ya da “yetmemek” olarak kodlanır.
Oysa gerçek şu ki; tek bir işe, tek bir ana odaklanmak yalnızca zihinsel değil, aynı zamanda duygusal sağlığımız için de bir ihtiyaçtır.
Bilinçli Farkındalık: Anda Kalmanın Gücü
Yürürken sessizliği deneyimlemek, sadece yolda olmanın farkındalığını yaşamak…
Belki bir kahveyi içerken hiçbir şey yapmamak, sadece tadını fark etmek, anlık gözlerinizi bir iki dakika kapatıp sadece doğayı dinlemek… Bu eylemler bizlere artık lüks gibi görünse de aslında zihinsel berraklığın ve yavaşlamanın anahtarıdır.
Psikoloji literatüründe bu duruma “bilinçli farkındalık” (mindfulness) denir.
Bilinçli farkındalık, bireyin dikkatini bilinçli bir şekilde şimdiki ana yönlendirmesiyle ilgilidir. Bu yönelme, aynı anda birçok işle uğraşmak yerine, o anda yaptığın işe derinlik kazandırır. Çünkü zihinsel rahatlık, nicelikten değil, nitelikten beslenir.
Odaklanan Zihin Daha Sağlıklı Zihindir
Üstelik yapılan araştırmalar, tek göreve odaklanan bireylerin öğrenme süreçlerinde daha etkili olduklarını ve bilişsel yorgunluklarının daha az olduğunu gösteriyor. Ayrıca duygu düzenleme becerilerinin daha güçlü, içsel farkındalıkları daha gelişmiş olduğunu gösteriyor.
Buna karşın sürekli çoklu görev yapan bireylerde dikkat dağınıklığı, kaygı düzeyinde artış ve tükenmişlik belirtileri daha sık gözlemleniyor. Ancak bu bilgiler ışığında dahi, “hiçbir şey yapmadan” yalnızca bir şeye odaklanmak zaman zaman suçluluk hissi yaratabilir.
Çünkü sadece oturmak, sadece düşünmek, sadece dinlenmek… Bunlar artık “pasiflik”le özdeşleşmiş durumda. Bu nedenle zihnimiz, “şu an yeterince verimli miyim?” diye fısıldar içten içe. Böylece üretkenliğin kendisi bir amaç değil, bir takıntıya dönüşebilir.
Çoklu Görev İsteklerini Düzenlemek de Mümkündür
Çoklu görev durumlarını yönetmek için aynı anda beynimize çok fazla yüklenmeden, kontrollü ve düzenli bir yaşam inşa etmek mümkündür.
-
Benzer Olan Görevleri Gruplandırmak: Zihni bir işten diğerine aynı anda odaklamaya çalışmak yerine, benzer işleri sırayla yapmak.
-
Telefona Gelen Bildirimleri Kapatmak: Dijital dikkat hırsızlarını minimuma indirmek. Bildirimleri kapatarak ya da rahatsız etme moduna alarak ana odaklanmayı kolaylaştırmak.
-
Aynı Anda Sadece Bir İşi Yapmak: Bir işe başlarken, zamanı minik molalarla bölerek sadece o işle ilgilenmek.
-
Bilinçli Farkındalık (Mindfulness): Nefes egzersizleri, kısa doğa yürüyüşleri veya basit meditasyonlarla anda kalmak için çaba harcamak.
-
Kendine Şefkat Göstermek: Her şeye yetişmek zorunda olmadığımızı, robot değil insan olduğumuzu kendimize hatırlatmak.
Gerçekten Üretken miyiz, Yoksa Öyle mi Görünmek İstiyoruz?
Bu noktada sorulması gereken soru şudur: Gerçekten üretken mi olmak istiyoruz, yoksa üretken görünmek mi?
Sadece bir işe odaklanmak, zaman zaman toplumsal normlara aykırı gibi hissettirse de, kişisel ruh sağlığımız ve bilişsel kapasitemiz için gereklidir.
Zihnin dinlenmeye, tek bir düşünceye, tek bir ana tutunmaya ihtiyacı vardır. Modern çağda “tek bir şey yapıyor olmak” neredeyse cesaret ister hale gelmiştir. Oysa en derin düşünceler, en özgün yaratımlar ve en içten ilişkiler, ancak tam olarak orada olduğumuzda, başka bir şeyle meşgul olmadığımızda ortaya çıkar.
Belki de artık tek bir işe odaklanmaktan utanmayı değil; aksine bunun için alan açmayı, kendimize bunu izin olarak vermeyi öğrenmeliyiz. Çünkü bazen bir işi hakkıyla yapmak, birçok şeyi yüzeysel yapmaktan çok daha değerlidir.
Kaynakça
• Türk Psikologlar Derneği. (2022). Multitasking’in Zihinsel Süreçler Üzerindeki Etkisi.
• American Psychological Association. (2020). Cognitive costs of multitasking. www.apa.org
• Saçmalıklar Çağı – Alanis Morissette, T. Ferriss, The Tim Ferriss Show Podcast.
• Beynex Blog. (2023). Çoklu Görev Yapmanın (Multitasking) Beyin Üzerindeki Gizli Maliyeti. https://www.beynex.com/tr/blogs/coklu-gorev-yapmanin-multitasking-beyin-uzerindeki-gizli-maliyeti