Cumartesi, Aralık 6, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Romantik İlişkilerde Sıkça Yapılan Hatalar: Bölüm 2

Önceki yazıda “onsuz ben…” ifadelerinin, yersiz kuşku ve kaygıların, aşırı özgeciliğin ve abartılı sevgi ifadelerinin ilişkilerde yol açtığı zararları incelemiştik. Şimdi ise önceki yazının devamı olan bu hatalardan “gözlüksüz kalamamak”, “kâğıt katlama sınırsızlığı”, “gözümün üstündeki kaş” ve “sınır eksikliği” hatalarından bahsedilecektir.

1. Gözlüksüz Kalamamak

Partnerlerden birisi genellikle yoğun duygularına o denli kaptırır ki kendisini, içinde bulunmuş olduğu durumun farkına varamaz. Sanki partneri olmazsa bir daha asla sevilmeyeceğini, kimsenin kendisini onun kadar sevemeyeceğini iddia eder. O yüzden onu hoş etmeye çabalar ve kendisini onun “sevgisine layık” kılmaya çalışır.

Bu takıntı gözleri bulanık gören insanların yaşadığı duruma benzer. “Gözlüksüz göremem” der ve gözlüğünü çıkarmazlar. Oysa hemen hemen her gün taktıkları bu gözlük onların zamanla daha da bulanık görmesine yol açacaktır, oysa sürekli aynı gözlükle durmaya çalışmak yerine tedavi olsalardı gözlüğe bu derece bağımlı olmayacaklardı.

İşte tıpkı bu metafordaki gibi partnerlerden biri zamanla bağımlı bir ilişki geliştirdiğini ve uğraştığı bu ilişkinin elinden gideceğini acı bir tecrübeyle anlayacaktır. Gözlüklerin filtreli gösterdiği netlikleri gerçek sanmak yerine kendi gözünüzün görebilmesi için çabalayın.

2. Kâğıt Katlama Sınırsızlığı

Üsttekine benzer bir durum da burada görülür. Kâğıt ilk başta kolayca katlanabilir ancak zamanla katlar o kadar sık bir hale gelir ki narin olan bu parça neredeyse bir taş kadar sertleşir.

İşte ilişkide de partnerlerden birisi karşı tarafın her hatasını alttan alır ya da görmezden gelir. Fakat bu içe atma genelde çok sürmez. Gün geçtikçe kendisinin de katlana katlana taşlaştığını ve ilerletemediğini anlar, bir yerden sonra katlanmayı bırakır. Ama bu bırakış genelde sakince olmaz, yoğun duygu patlamaları ile kendisini gösterir ve ilişki artık bir işkence aracıymış gibi gelir.

3. Gözümün Üstündeki Kaş

Sevginin kör ettiğini hepimiz ya da en azından çoğumuz biliyoruz. Bu körlük bazen yukarıda da bahsettiğimiz gibi kişinin hatayı sürekli olarak kendi üstüne almasına neden olabiliyor. Bariz bir şekilde hata karşı tarafın olmasına karşın “ilişki” bitmesin diye de bazen biri bazı hataları kendi üzerine alınır. İşin daha kötüsü ise hatalı olan tarafın da bunu onaylamasıdır.

Gözümün üstündeki kaş benzetmesi de buradan gelmektedir. Başta küçük görülen ve önemsenmeyen bu hatalar zamanla büyütülür, hatta öyle bir an gelir ki hiç anlamı olmayan tuhaf bir durum bile bir hata niteliği taşır.

Bunun sonucunda ne yaşanır peki? Baskın taraf uydurma bir sebeple suçu partnerine yıkar ve onu kendiyle baş başa bırakır. Kaçan için herhangi bir sorun yoktur ancak geride kalan için düşünülmesi gereken bir sürü şey vardır: hatanın gerçekte kimin olduğu, hatayı tam olarak nerede yaptığı, gerçekten o haklı mıydı, kimin abartıyor olduğu, kimin ilişki için gerçekten çabaladığı, bütün bunlara değip değmediği…

4. Sınır Eksikliği

Birçok durum sınırlarla belirlenir ve açıklığa kavuşturulur. Sınırsızlık genel manada kaosa sebebiyet verir. İlişkinin başlarında sınırsız olmak her ne kadar iki tarafı da tatmin etse de zaman içerisinde taraflardan en az biri bu duruma içerlenmeye başlar. Çünkü o gün için uygun olan davranış bugün rahatsızlık verebilir.

İşte bu değişkenlik “sen önceden böyle değildin” ithamına doğru yol alır. Burada iki seçenekten biri olur: ilişki biter ya da diğer taraf kullanılmaya başlar.

İlişkinin bitmesi duygusal açıdan kişiyi etkileyebilir ancak bir süre sonra etkisi geçmeye başlar. Ama eğer ilişki devam ediyorsa bu sınırsızlık zamanla birinin sınırının daralmasına yol açar ve sınırı küçülen partner hayattan izole şekilde yaşamaya başlar.

Bu durum tıpkı kendine ait bir kişilik geliştiremeyen çocuğun durumu gibidir. Başta durumunu iyiymiş gibi kabullenirken gün geçtikçe içini bir huzursuzluk kaplar ve kukla isyan bayrağını çeker. Bu yaşandığında ise büyük fırtınalar kopmaya başlar ve ilişki iyice içinden çıkılmaz bir hal alır.

Sonuç

Romantik ilişkilerde sıkça yapılan hatalar serisinde bu hataların neler olduğu örnekler üzerinden açıklanmıştır. Bu davranış örüntülerinin ilişkiyi nerelere taşıyacağı hakkında çıkarımlarda bulunulmuş ve etkileri üzerinde konuşulmuştur.

Bütün bunların sonucunda genelde yaşanan, dağılmasın diye bir arada tutulan aile yapısıdır. Fiziken dağılan bir şey yok gibi gözükse de aslında çoğu yapı paramparça olmuştur. Rüzgârda dağılan külleri tutmaya çalışmaktan farksız olan bu tutum beyhude bir çabadan dolayı yorgun düşmeye ve akabinde hayata karşı bir isteksizliğe neden olacaktır.

Bu yüzden ilişkilerde hangi davranışları sergilediğimizin farkında olmalı ve kendimizi buna göre şekillendirmeliyiz. Dikkat edilmelidir ki insanın sıkıca tuttuğu halat çoğu zaman onu hayatta tutmaz, ellerinin acı içinde yanmasına sebep olur.

Furkan Sadık Öz
Furkan Sadık Öz
Furkan Sadık Öz, lisanslı psikolojik danışman olarak 2022 yılından beri bir özel eğitim kurumunda rehber öğretmen olarak çalışmaktadır. Aldığı eğitimlerin büyük bir kısmı çocuk psikolojisiyle ilgili olmakla birlikte pozitif psikoloji, travma ve yas ve öz terapi üzerine de eğitim almıştır. Çeşitli dergilerde yazıları bulunan yazar, sıklıkla şu konular hakkında yazmaktadır: çocuk psikolojisi, kişisel gelişim, farkındalık, travmatik yaşantılar, ilişkiler ve psikolojik rahatsızlıklar. Yazarak insanlarda farkındalıklar oluşturabileceğini düşünen yazarın “Kızıl Gelincik” ve “Manil” isminde iki kitabı vardır. Ayrıca kendisini çocuklara adayan yazar, yine onlar için eğitici ve öğretici materyaller de tasarlamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar