Aşkın Görkemli Serüveni
“Bir nevi kimya ki âlimi yoktur, tecrübe ettikçe biriken cahilliktir aşk.”
Aşk… Ah aşk! Tarih boyunca sanatçıların ilham kaynağı, insanlık kadar eski, beyin kimyasını değiştirmeye talip olan ‘aşk’, tüm dünyanın ortak duygusal miraslarından biri olmuştur. Bazen motivasyonel, bazen de hayal kırıklıklarıyla dolu bir serüvene dönüşebilen bu görkemli duygu, sadece mutluluğun değil, aynı zamanda hüznün de kapısını aralamaktadır. Özellikle karşılık bulamayan, bizi zehirli bir sarmaşık gibi saran platonik aşk, çoğumuz için acı verici ama bir o kadar da tanıdık bir deneyimdir.
Hiç düşündünüz mü, neden karşılıksız aşka bu kadar tutunuruz? Platonik aşk zehirleyici midir? Ulaşılamayan birini sevmek haz verebilir mi? Platonik aşkın zorlayıcı halleriyle nasıl başa çıkabiliriz? Bu yazımda, platonik aşkın psikolojideki yerini dört temel yaklaşımla inceleyeceğiz. Her biri, bu kompleks duyuyu farklı açılardan anlamamıza yardımcı olacak. Hazırsanız platonik aşkın derin sularında yüzmeye başlayalım!
Platonik Aşk: Ruhun Sessiz Çığlığı
Platonik aşk, bedensel arzuların ötesinde ruhsal ve zihinsel bir sevgi biçimidir. Bu kavramın kökeni ise Platon’a dayanır. ‘Platon’a ait’ anlamına gelen bu kelime, fiziksel değil, manevi düzlemde gerçekleşen kavramları tanımlıyor fakat günümüzde anlamı, ‘karşılığı olmayan ve insanın kendi içinde yaşadığı yoğun hisler’ olarak farklılaşıyor. Zira Platon (MÖ 380) Şölen eserinde aşkın, bedensel güzelliğe duyulan hayranlıkla başlayıp ilahi sevgiye uzanan yolculuğundan bahseder. Bu noktada günümüz platonik aşk tanımlının Platon’un çizgisinden saptığını söylemek mümkün.
1. Psikanalitiğe Göre Platonik Aşk: Bastırılan Arzuların Dışavurumu
Freud’a (1905) göre, bilinçdışı süreçler insan davranışlarını önemli ölçüde yönlendirir. Kişinin bastırdığı arzular ve çözülmemiş çocukluk travmaları ilerleyen zamanlarda platonik aşk eğilimi olarak yansıyabilir. Bu görüş, karşılık bulamayan hislerin, kişinin ulaşamayacağı insanlara karşı duyduğu yoğun hissin bir savunma mekanizması olarak gelişebileceğini ifade eder. Bu, bilinçaltında güvenli bir bağlanma çabasıdır; aşk gerçekleşmeyeceği için reddedilme riski yoktur. Böylece sevilmeme korkusu bastırılmış olur.
2. Bağlanma Kuramına Göre Platonik Aşk: Konforlu ve Risksiz
Bowlby’ye (1988) göre çocuklukta ebeveynle kurulan ilişki, yetişkinlikteki romantik ilişkileri şekillendirmektedir. Daha çok ergenlikte ortaya çıkan platonik duygular, normal bir gelişim sürecinin parçası olabilir. Platonik aşkı yaşayanların bağlanma stili kaçıngan ve kaygılı bağlanma ile karakterizedir. Bu bireyler, gerçek bir yakınlık kurmaktan korktuğu için ulaşılmaz figürlere aşık olabilir. Ulaşılamayana duyulan aşk, duygusal olarak güvenli bir zemin sunar çünkü kişi hayal kırıklığına ihtimalini minimuma indirir. Konfor alanındaki kişi, gerçek bir ilişkinin getireceği stresli sorumluluklarla yüzleşmeyecektir. Bu da platonik aşkın daha cazip olmasını sağlayacaktır.
3. Hümanistik Bakışa Göre Platonik Aşk: Kendini Gerçekleştirmek mi?
Maslow (1943) ve Rogers’a (1961) göre platonik aşk kendini gerçekleştirmeye dahildir. Bu süreçte bireyin içsel dünyasını zenginleştiren aşk nesnesinin zihinsel temsili, duyguların keşfini sağlar. Bazı bireyler için ise platonik aşk, yaratıcılığı ateşleyen, hayal gücünü canlandıran ve içsel doyumu artıran bir yaşantı olarak da karşımıza çıkabilir.
4. Evrimsel Psikolojide Platonik Aşk: Seçilim Stratejisi mi?
Buss’a (2003) göre aşk, genetik aktarımın bir ürünüyken platonik aşk üreme avantajı sunmaz. Evrimsel psikoloji için ulaşılamaz olanı isteme tutkusu, kişinin sosyal statüsünü ve benlik değerini artırma stratejisi olabilir. Bazı araştırmalar, düşük benlik saygısına sahip bireylerin ulaşılması zor figürlere bağlanma eğiliminde olduğunu göstermektedir (Mikulincer & Shaver, 2011).
Sonuç: Hayaller Brad Pitt, Hayatlar… So Sad
Platonik aşkta hissedilen yoğunluk seviyesi oldukça yüksektir. Psikolojinin çeşitli kuramlarının ortak noktada buluştukları görüş: Platonik aşkın, bireyin kendi iç dünyasına tuttuğu bir ayna, bazen bastırılmış bir arzunun, bazen bir kaygının ve bazen de bir beklentinin sesi olduğudur.
Ulaşamadığımız kişiye değil, onun bizde uyandırdığı şeye aşık oluyoruz belki de. Kişilerden ziyade aşık olma halini sevmek gibi… Beğendiğimiz bedenlere, ideal aşkımızı yerleştiriyoruz. Platonik aşkı anlamak, benliğimizi anlama yolunda karşılaştığımız bir sınav olabilir. Ve belki de bu yüzden en ulaşılmaz aşklar, gerçek hayatta yaşamaya ihtiyaç duyduğumuz duyguların içimizde yanan ateşini anlatır.
Platonik Aşk ile Başa Çıkabilmek için:
- Hislerinizi kabul edin, her şeyi kontrol edemezsiniz.
- Spor vb. hobilerle dikkatinizi dağıtın, duygu yoğunluğunuz filtrelenmiş olur.
- Ulaşamadığınız aşkınızla aranıza mesafe koyun, stalk enerjisinden çıkın ve sadece kendinize odaklanın!
- Gerekirse bir uzmana danışmaktan çekinmeyin; paylaşmak rahatlatabilir.
Sanıyorum ki aşkın en zor hali, içimizde bir şeyleri başlatıp bitirebilir. Hayatımıza kanlı canlı dokunmasa da beynimizi kemirir durur, tabiri caizse kafamızda deli sorular yaratır! Dünyadan çok kendi kafasında yaşayan içe dönük insanların aşk halidir belki de… Öyledir ki aşk halinde olanın anlatmaya mecali bile olmaz bazen. Özetle; en dokunulmamış aşk, ruhumuzda en derin izleri bırakır.
BONUS:
Platonik aşkın farklı yönlerini görmek isteyenler için: Normal People dizisi ya da Eternal Sunshine of the Spotless Mind filmi gününüze eşlik edebilir.
Kaynakça
- Bowlby, J. (1988). A secure base: Parent-child attachment and healthy human development. Routledge.
- Buss, D. M. (2003). The evolution of desire: Strategies of human mating (Rev. ed.). Basic Books.
- Collins, M. A., & Amabile, T. M. (1999). Motivation and creativity. In R. J. Sternberg (Ed.), Handbook of creativity (pp. 273–296). Cambridge University Press.
- Erbaş, Ş. (2021). Bir nevi kimya ki alimi yoktur, tecrübe ettikçe biriken cahilliktir aşk. Notos Dergisi.
- Freud, S. (1905). Three essays on the theory of sexuality. Basic Books.
- Holliday, L. (Executive Producer). (2020). Normal people [TV series]. Hulu.
- Jonze, S. (Director). (2004). Eternal sunshine of the spotless mind [Film]. Focus Features.
- Maslow, A. H. (1943). A theory of human motivation. Psychological Review, 50(4), 370–396. https://doi.org/10.1037/h0054346
- Mikulincer, M., & Shaver, P. R. (2011). Attachment in adulthood: Structure, dynamics, and change (1st ed.). Guilford Press.
- Plato. (2005). Symposium (E. Demir, Trans.). Yapı Kredi Yayınları.
- Rogers, C. R. (1961). On becoming a person. Houghton Mifflin.