Pazar, Aralık 7, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Ortak Değerlerimizin Olması Yeterli mi, Yoksa Bir Ölçütü Var mı?

Değerlerin ortak olması bir birlikteliğin temel yapı taşıdır. Ama ilişkileri sürdürülebilir kılan sadece ortak değerlerin aynı olması mı, yoksa bu uyumun da kendi içinde bir ölçütü, sınırı var mı?

Budak ortak değerleri şöyle tanımlamaktadır: Belirli bir toplumda neyin iyi veya neyin kötü olduğunu, neyin toplumlar tarafından doğru ya da yanlış olarak ayrıldığı, bunlar temelinde birleşen ortak görüş ve standartlardır (Dilmaç & Bakırcıoğlu, 2019). Evlilik, iki farklı hayata sahip olan bireylerin ortak bir hayatı paylaşmasıdır. Tarafların kişisel değerlerini, ahlaki değerlerini, sosyal değerlerini, aile/ilişki değerlerini, başarı değerlerini, yaşam tarzı değerlerini bir araya getirir. Bu değerlerin taraflar arasında farklılaşması, ortak bir noktada buluşmaması ilişkiyi sürdürebilme konusunda kısa vadeye sahiptir. Değerlerin ortak olması partnerler arasında uyumluluğu ve doyumu da getirir. Kişilerin karakteristik özellikleri, inançları, siyasi görüşleri, hayata bakışları, yetiştirilme tarzları, benimsedikleri değerler evlilik kurumundan ayrı değil; tam tersine hem evliliği etkilemekte hem de partnerler arasındaki uyumu etkilemektedir. Yapılan çalışmalarda evli bireylerin sahip oldukları değerler ile evlilik uyumları arasında pozitif yönlü doğrusal bir ilişki olduğu görülmüştür (Dilmaç & Bakırcıoğlu, 2019: 119).

Farklı ortak değerlerin olması, ilişkiyi uyumlu bir biçimde sürdürebilme konusunda olumsuz etkiye sahip olsa da imkânsız değildir. Bu da tamamen çiftlerin farklılık gösteren değerlerine karşı duyduğu saygıya ve iletişim şekline bağlıdır. Ama değer farklılıklarına rağmen saygının olmadığı ya da bir tarafın sürekli kendi değerlerini dayattığı bir örüntü, o ilişkiyi anlaşmazlıklar temelinde çatışmaya götürür.

Peki değerler ortak olmasına rağmen bu değerlerin kendi içinde belli bir ölçüt ve sınıra sahip olması da uyumsuzluğa neden olarak ilişkileri etkilemekte midir, yoksa uyum için yeterli olan sadece ortak bir değere sahip olunması mıdır?

1. Kişisel Değerler

Kişisel değerler, bireyin kendisiyle ilgili beklentilerini ve yaşam anlayışını belirlemektedir. Dürüstlük, sorumluluk, kendini geliştirme, bağımsızlık… bireyin kişisel değerlerini ifade etmektedir. Örneğin bir taraf için dürüstlük son derece kesin çizgilerle çekilmiş bir sınırken, bir taraf için bu esnek olabilir. Yani bir taraf için yalanın hangi rengi olursa olsun yalan yalanken, bir taraf için toz pembe yalanlar o kadar önem arz etmeyecektir. Böyle bir durumda da bir taraf için dürüstlük, net ve kesin çizgisi olan büyük bir değerken; bir taraf için “toz pembe yalanlar”, “ufak yalanların zararı olmaz” normal olacaktır. Oysa günü geldiğinde “ufak yalanlar” büyüyerek daha büyük bir yalan hâline gelecektir; bu da partnerler arasında güvensizliği ve çatışmayı getirecektir.

2. Ahlaki ve Etik Değerler

Toplumun ve bireyin doğru-yanlış algısını belirleyen ahlaki değerler, partnerler arasında ortak olması kadar ölçütü de önemlidir. Adalet, eşitlik, saygı, sözlerin tutulması gibi değerler kimisi için çok fazla bir önem arz etmese de kimisi için ciddi öneme sahiptir. Saygı konusunda bir taraf için “mal, salak, aptal” gibi şakaya dayalı ya da öylesine söylenerek dile getirilen ifadeler kabul edilemez olup saygısızlık olabilirken; diğer taraf için ilişkiyi ayakta tutmaya yarayan komik şakalaşmalar olabilir. Her iki taraf için de saygının önemli bir değer olarak kabul edildiği ilişkide, saygının kendi içinde farklı derecelere ayrılması, kişiler arasında ucu açık bir saygı temeline götürecektir.

3. Sosyal Değerler

Sadakat, hoşgörü, yardımlaşma, dayanışma gibi toplumsal ilişkileri düzenleyen ve şekillendiren değerler, birlikteliklerin önemli bir noktasında durmaktadır. Sadakat, iki çift için de ortak bir değer çerçevesinde birleşse de, denge açısından farklılıklar ilişki içindeki güveni yerle bir edecektir. Eğer bir taraf için sadakat vazgeçilmez olup diğer taraf için “küçük flörtleşmeler” ya da “beğeniler” normalse, ilişkinin temeli olan güven duygusu zarar görmeye başlayacaktır.

4. Aile ve İlişki Değerleri

Aile ya da diğer yakın ilişkilere yüklenen önemdir. Ailenin önemi, açık iletişim, karşılıklı destek, bağlılık, evlilik anlayışı, çocuk yetiştirme tarzı… çiftler arasında aynı ortak değere sahip olabilir ve uyumu sağlayabilir; ama bu değerler içinde farklılaşan ölçüt, yaşanan uyum karşısında yine bir anlaşmazlığa neden olacaktır.

Örneğin bir taraf için aile bağları çok kıymetli olup yerine göre ilişkisi ve ailesi arasında bir sınır koyuyorsa, ama karşısındaki için hayat sadece ikisinden ibaretse taraflar yine bu ortak değerler konusunda anlaşmazlık yaşayacaktır. Çocuk yetiştirme tarzı çiftler arasında aynı olup belirli zamanlarda derece olarak farklılaşması da çiftler arasında zıtlığa neden olacaktır. Bir tarafın çocuk yetiştirirken koyduğu sınırı ya da “hayır, şu an alamayız” diyerek istediği şeyin hemen olamayacağını göstermesi, diğer taraf için o an “alalım” diyerek istediğini hemen yapma davranışı; çocukta sınır anlayışında bazen bir tarafın hayır dediği, bir tarafınsa evet dediği bir esneklik olacaktır. Bu da bazen taraflar arasında, bazen de aile içinde çatışmayı getirecektir.

Sonuç

Elbette evlilik ve ilişkilerde ortak aynı değerlere sahip olunması, evlilik doyumunu artırarak birlikteliği sürdürülebilir kılacaktır; ama aynı zamanda aynı ortak değerlerin kendi içinde de ortak bir ölçütü olmalıdır. Her iki tarafın da aynı ortak değerlere sahip olduğu görünse de bu değeri yaşama biçimi, önceliklendirme sırası farklılaştığında var olan uyumda kırılmalar yaratacaktır.

Kısacası “Değerlerimiz aynı mı?” değil;
“Değerlerimizi aynı sıraya koyuyor muyuz?”,
“Değerlerimizi aynı şekilde yaşıyor muyuz?”

sorularını hem kendimize hem de partnerimize sormalıyız.

Ama yine unutulmamalıdır ki aynı ortak değerlere sahip olmayan ilişkilerin birlikteliği imkânsız da değildir; sadece önemli olan tarafların sahip oldukları değerlere saygısı ve bu saygıyı sürdürülebilir kılmasıdır.

Kaynakça

Dilmaç, B., & Bakırcıoğlu, A. (2019). Evli bireylerin sahip oldukları değerler, iletişim becerileri ve evlilik uyumu arasındaki yordayıcı ilişki. Necmettin Erbakan Üniversitesi Ereğli Eğitim Fakültesi Dergisi, 1(2), 110–122.
https://dergipark.org.tr/en/pub/neueefd/issue/48214/574675

Enise Ergün
Enise Ergün
Enise Ergün, sosyoloji lisans eğitimini Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde sürdürmektedir. Aile danışmanlığı ve ilişkiler alanında uzmanlaşmayı hedefleyen Ergün, bu alandaki eğitimleriyle mesleki gelişimini sürekli desteklemekte ve kendini geliştirmeye açık bir yaklaşımla ilerlemektedir. Psikoloji kliniğinde edindiği staj deneyimiyle aile ve çiftler üzerine bireysel gözlem becerilerini geliştirmiştir. Psychology Times Türkiye’de köşe yazarlığı yapan Ergün, aile içi ilişkiler, romantik ilişkiler, iletişim dinamikleri ve bireysel farkındalık temalarında içerikler üretmektedir. Toplumda sağlıklı aile yapıları ve ilişkileri yaygınlaştırmak adına, ilerleyen süreçte kendi aile danışmanlığı merkezini açmayı hedeflemektedir.

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar